DOLAR 32,4468 -0.13%
EURO 34,7398 -0.68%
ALTIN
BITCOIN 20972591,07%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Ethem DURAK;  Lambu ve köyden kaçış (5)

Ethem DURAK; Lambu ve köyden kaçış (5)

ABONE OL
26 Aralık 2018 10:31
Ethem DURAK;  Lambu ve köyden kaçış (5)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ertesi gün, Lambaca geldi. Anama üç kişi istediğini, nohut sökeceklerini söyledi.
Ben, Emine ve İsmet ertesi gün, şafak sökmeden, erkenden, Lambu, çocukları, anası, Kondo Yanni ve beş kadın işçi daha nohut tarlasının yolunu tuttuk. Kız kardeşlerim ve diğer işçiler yanında pot kırmamaya azami özen gösterdim. Lambu’dan mümkün mertebe uzak durdum..
Lambu ocağı tarlanın ortasına, bir harup ağacının altına temizlediğimiz bir yere kurdu.
Lambaca, “Ethem odun getir, çocuklara salıncak as, Ethem git karpuzu kes, git ekmek dil” diyerek iş yapmamdan ziyade Lambu ile olmamı istedi. Lambu ile konuştuğumuzda devamlı ayakta ve uzak durmayı tercih ettim.
Nohut en iyi çiğli havada sökülür. Hava poyraza dönünce sökme işi durur. Aksi halde ufalanan nohutlar faydadan çok zarara yol açar.
Bazı gün, kuşluğa kadar çiğ yapar. Bazı gün bütün gün hava nemli olur iş devam eder. Bir günde çalıştığınız saatlar değil günlük geçerlidir. Poyrazda çiğ olmaz. Çiğ olması için meltem gereklidir.
Lambu’nun evde kaldığı ikinci gün, Lamraca tencere getirmeği unuttu..Veya unutur gibi yaptı. Kuşluğa kadar çalıştık. Nem devam etti. Öğle yemeğini pişirmek için, Lambraca “Tencere getirmeyi unuttum. Re Ethemi atıl Lambu sana bir tencere versin. Veya uygunsa öğle yemeğini pişirsin da al gel” dedi. Tereddüt eder gibi yaptım. Kondo Yanni “Lamraca’yı duydun, katırlardan birini al ve erken gelmeğe bak” dedi.
Katırın ısladırını taktım. Dönemeci dönüp; beni görmediklerine karar verince katırı çatlatırcasına sürdüm. Lambu’ya geldiğimde, çocukları uyutmuş, öğle yemeğini de pişirmiş olduğunu gördüm.
Öğleye yemeği yetiştirdim. Kaynanmış fasulye ile bulgur pilavı, yanında da karpuz.
Yolda giderken, az daha katırın üstünde uyuya kalayım. Ne ise ki öğle yemeğinden sonra bir buçuk saat dinlenme payı vardı. Ağacın altına uzandım, uyudum, dinlendim.
Nohut işi, onbeş gün kadar sürdü. Bu arada Gosta geldi. Nohut tarlasında bizi, üç Türk’ü görünce iştahı kaçtı, yüzü asıldı. Kondo Yanni’nin nohutları bittikten sonra işimize son verdi. Kendi nohutlarını sökmek için bizi çağırmadı.
Lambu bir gün “Gel bak Gosta’ya ne verdiler” dedi. Gittim, dolabı açtı. Dolabın bir köşesinde Alman MP 40 , 9 mm olduğunu tahmin ettiğim bir makineli tabanca ile beş paket mermi vardı. Mermi kutuları ayni idi ve açılmamıştı. Üzerlerinde 9x 19 mm yazısını rahatlıkla okudum. Tabancanın üzerinde bir birine ters bantlanmış iki şarjör vardı. Ağzı boşta olan dolu idi; mermiler yalbır yalbır parlıyordu…
“Her şarjorde yirmi beş mermi olsa toplam yedi paket mermi eder; bu insanlar, savaşmaya mı gidiyor?” diye geçirdim içimden. .
Lambu “bunun ne olduğunu bilir misin” diye sordu. Ben renk vermedim.
“Yok “ dedim. Yine sordu; “bu ne?”. “Makineli tüfek” dedim.
Lambu “Ben korkuyorum, sen korkmuyor musun? dedi. “Niye korkayım ki, Gosta polis yazılmadı mı?” dedim.
Lambu başını iğdi; önüne baktı; sustu…
Eylül sonuna doğru bir gece geç vakit, Lambu’nun evinden bir darbe sesi çıktı; ”Pataparrrıt…”
Olayı normal karşıladık. Yadırgamadık.Köy içinde silah sesleri çıkması normal olmuştu. Çoğu zaman da gençler nuska, veya anahtar patlatırlardı. Tabii Rum gençleri, Türklerin haddine mi düşmüştü?
Ertesi gün, Lambu ile yalnız kaldığımızda, Lambu yakındı. “Akşam az daha bizi vuruyordu” dedi. “Kim sizi vuruyordu” diye sordum. “Duymadınız mı?” dedi, “yok” dedim.
anlatmaya başladı;
“Gosta, akşam her Cumartesi gecesi yaptığı gibi sarhoş geldi. Silahı aldı. Silecek sandım, sonra oynamaya, nara atmağa başladı. Kan içmek, Türk kanı içmek istediğini söyledi. Yatıştırmaya çalıştım. Olmadı. Benim karışmamamı ; hiçbir şey bilmediğimi söyledi. Bir ara bir şeyler oldu, silah patladı, kurşunlar tavana saplandı. Silah elinden yere düştü, bereket ki daha fena bir olay olmadı”.
“Demek, uyuyorduk herhalde onun için duymadık” dedim.
Halbuki her şeyi biliyordum. .Babamın P 38’i ve SAUER çifte tüfeği hazırdı. Bütün gece, babam sabahleyin erken kalkıncaya kadar nöbet tutmuştum.
Lambu’nun gösterdiği yere bakınca aralıklı beş mermi deliği gördüm.
Bu olaydan sonra babama, silahı gördüğümü, ne olduğunu tahmin ettiğimi söyledim. Babam ses etmedi. Ancak ben onun kim olduğunu gayet iyi biliyordum. (Devam Edecek)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.