DOLAR 32,4156 0.19%
EURO 35,7329 0.62%
ALTIN 2.323,140,19
BITCOIN 22971372,41%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Ethem DURAK;   Taşkent Köyünde (4)

Ethem DURAK; Taşkent Köyünde (4)

ABONE OL
08 Ocak 2019 11:06
Ethem DURAK;   Taşkent Köyünde (4)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Silahı vardı, bıçağına ve cüssesine güveniyordu. Belli olmuştu.
Bıçak güneşte yalbır yalbır parlıyordu.
Altıma kaçırdığımı hissettim. Yine de kendimi topladım. Harup değneğine karşı Lüger ve on iki inçlik bıçak.
Yine de Allah’a sığınarak “Allahüekber” çektim. Sol ayağımı öne alarak dövüşme pozisyonu aldım. Değneği ortasından hafifçe dik tuttum.
Vaso beş ile yedi metre arası bir mesafe durdu. Gözleri dışarı atılmış, ağzı tükrük içinde köpük köpüktü.
Kudurmuş bir boğayı andırıyordu. Burnundan soluyor, sinirlendiği , hiddetlendiği belli oluyordu. Benim de istediğim o idi.
“Mademki keseceksin erken yap. Bıçağın keskin mi bari” diye sordum.
“Şimdi görürsün” dedi ve saldırdı.
Allah’a sığındım, derin bir nefes aldım. Sağ elindeki bıçakla, boğazıma nişan alarak ilk adımını attı.
Değnekle doğuşu baba Cuma, Topal Cuma, dayım, babamın Mehmet dayısının oğlu öğretmişti. Bolu’da eğitimde de onu geliştirmiştim.
Yüz yirmi kiloluk Vaso bir dozer kepçesi gibi üzerime geliyordu. İki üç adım kala değneği var gücümle yukarı kaldırdım. Değnek bıçağa değdi. Tok bir ses çıkardı. Vücudumu geriye attım. Bıçak başımdan en az bir karış yukardan geçti. Vaso önümden geçerken bu defa değneği var gücümle aşağı ayaklarına doğru indirdim. Vaso tökezledi. Değnek ayaklarına çapıp en az on metre öteye uçtu gitti. Ama Vaso dengesini kaybederek on on iki adım gitti. Arkası bana dönüktü. Elim, çivi bıçağa, stillettoya gitti. Pantolonun altı olmayan sağ cebimden onu sıyırdım ve tartım. Sol ayağım önde bekledim. Derin bir soluk aldım ve tam Vaso sağ tarafından dönerken, nişan aldım.
“Seni öldürmeyecek re Vaso” diyerek çiviyi fırlattım. Sekiz-dokuz inçlik çivinin sağ omuzuna girdiğini biliyordum.
O stillettoları rahmetli Ramadan dede, köyün her delikanlısına üçer tane yapmıştı. Kalavasonlu her erkek hatta bazı kadın ve kızlar da öyle. On metreden stilletto ile yarışmışlığım çoktu. Can derdi. Rum’a başka nasıl karşı durulurdu ki?
Bir bağırtı. duyuldu; “Hristemuuu,Banayiya muuuuuu” diye. Vaso, domuz, boğazı kesilmiş bir domuz gibi böğürdü. Önce sağ elindeki bıçak düştü. Sonra sağ eli çuval gibi yana düştü , sonrada kendi yere çöktü.
Koştum ondan öteye düşen değneğimi aldım. Döndüğümde, Vaso’nun sağ eli ile beline , arkasına soktuğu tabancayı almaya çalıştığını gördüm. Elimdeki değneği yere dayayarak havalandım ,ona iki ayağımla sırtına öyle bir tekme attım ki yüzükoyun sürülmüş tarlaya yattı.
Koştum arkasında beline sokulu tabancayı aldım. Makarayı çektim. 9 x 19 mm bir parabellum yere düştü.
Silahı demek 9 mm imiş. Fişeği alıp cebime attım, tabancayı da belime soktum.
“Beni öldürme re Ethemi çocuklarım var, ne olur” diye yalvardı.
“Korkma seni öldürecek değilim” dedim.
Gittim önüne geçtim ve stilletoyu sapında tutarak, yarayı biraz daha büyütmek için yana, dışarı çektim.
“Avuuuu, Hristemu,.Banayiyamuuuu” diye yine bağırdı. Yara büyüdü.
Fena kanıyordu.
Tarladan toprak alarak önden ve arkadan yarasına bastım. Gömleğinin ucundan bir parça keserek yarasına bastım. İyice sardım bağladım.
“Sağ elin artık bıçak, tabanca, silah tutamayacak” dedim.
Vaso’dan ses yok sadece iniliyordu. Yüzü, gözü çamur, toprak içinde idi.
Onu yokladım üstünden yedi sekiz inçlik bir bıçakla iki şarjör mermi çıktı.
Heybeyi bıraktığım yerden aldım omuzuma astım. Heybeden çıkardığım bir ipi boğazından geçirdim. İlmek yaptım sağ elini ilmeğe koydum.
“Böyle daha rahatsın” dedim.
Omuzuma astığım heybeden su şişesini çıkardım. yarısını içerek susuzluğumu giderdim. Vaso’ya baktım o da fena susamışa benziyordu. Hem kan kaybetmişti. Şişeyi ona uzattım.
“Kan kaybettin, susamışındır, al” dedim.
Şişeyi aldı dikip bitirdi. Boş şişeyi bana uzattı.
İkimiz de ayni sudan içmiştik.
“Hade Allah’a ısmarladık, ben gidiyorum” dedim. Yalvarmaya başladı; “Beni burada yalnız bırakma, ne olur” diye.
“ Seni beraber alacak halim yok Vaso. Hem gören ne der, utanmıyor musun? Bak Kalavason a yakınız. Oraya git. Dere akar; su içersin. Hem doktorda yarana baksın” dedim.
Taşkent’e doğru yürüdüm gittim.
***
Siz siz olun kimseye silah, tabanca doğrutlmayın. Düşmana, Rum’a silah çevirirseniz işi bitirmeden silahı yerine koymayın sakın.
Vaso cüssesine, silahına, bıçağına güvendi.
Beni keseceğini sandı. Beni yoklamadı bile. Hata yaptı. (Devam Edecek)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.