FETÖ’nün KKTC’deki yapılanmasının en önemli ayaklarından biri basın yapılanmasıdır.
KKTC’de bütün operasyonlar bunun üzerinden yürütüldü.
Bunun da örneklerini verebilirim.
“KKTC’deki Ergenekon Faaliyetleri” adlı kumpas gündeme getirilmeden önce KKTC’de yayınlanan bir gazetede kalemşörlük yapan sözde iki gazeteci, bunun duyurusunu haftalar öncesinden yapmışlardı;
“Yakında öyle belgeler açıklanacak ki yer yerinden oynayacak.”
Öyle de oldu.
2009 yılının 18 Nisan günü yapılacak olan genel seçimlerden hemen önce “KKTC’de Ergenekon Faaliyetleri” adlı düzmece bir rapor yayınlandı. Dönemin Başbakanı ferdi S. Soyer de , bu düzmece raporu eline alıp Başsavcılığa suç duyurusunda bulundu;
“Denktaş ve Eroğlu hakkında soruşturma başlatılmalı.”
FETÖ’nün gazetecileri de “ KKTC Ergenekon’un üssü, Ergenekoncular tutuklanmalı” diyerek dünyayı ayağa kaldırdı.
Bütün bu yazılanlar da arşivlerimizde mevcut.
***
Yalan ve iftiralarla dolu bu düzmece rapora karşı çıkanlar ise hedef haline getirildi. Hedef alınanların başında da VOLKAN gazetesi geliyordu.
Diğer hedefler arasında da KIBRIS gazetesi ile BRT’nin o günlerdeki yöneticileri vardı.
Ve, FETÖ’nün gazetecileri ele geçirdikleri gazetelerde isimlerimizi teker teker yayınlayarak , “bunlar tutuklanmalı, Silivri’ye gönderilmeli” diyorlardı.
Otel odalarında yapılan toplantılarda da bizi nasıl bitireceklerinin karanlık planlarını yapıyorlardı.
Daha sonra tehditler ve baskılar başladı.
Ölüm tehditleri bile gönderdiler;
“Üzerinize benzin döküp sizi yakacağız.”
***
Eş zamanlı olarak polise ve güvenlik kuvvetler ine yönelik operasyonlar da yürütülüyordu.
Poliste FETÖ yapılanmasına karşı çıkan polis subayları hedef alınmıştı. Bunlara yönelik yalan ve iftiraya dayalı haberler yayınlanıyordu. Her haber başına da para alıyorlardı.
Bunlara Ankara’da ofisler bile kiralanmıştı. Bugün Türkiye’de FETÖ’dan tutuklu bulunan gazetecilerle organize şekilde çalışıyorlardı.
Hedeflerinde asker de vardı. Yaptıkları yayınlara göre “KKTC’deki Ergenekon yapılanmasını asker destekliyordu” ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a şöyle sesleniyorlardı;
“Sayın Erdoğan, Ergenekon’un üssü KKTC’dir. Nehirleri aşarken dereye boğulmayın, ilk önce buradakileri temizleyin.”
Büyükelçilik’te görevli bir zat da aynı doğruluda raporlar gönderiyordu.
Daha sonra sıra TMT’cilere ve ulusal görüşü savunan sivil toplum örgütlerine geldi. Bunları da etkisizleştirmek için her yol ve yöntem kullanıldı.
İşte, bütün bu operasyonların tetikçiliğini de FETÖ’nün basın yapılanması yaptı.
***
Şimdi geriye dönüp baktığımda görüyorum ki; “KKTC’de Ergenekon Faaliyetleri” çok büyük bir kumpastı.
ABD’ye kadar uzanan bu kumpasın ana hedefi, Kıbrıs’ta ulusal davayı savunanları yerle bir etmekti. Yerle bir edemediler ama büyük bir başarı elde ettiler;
Ulusal davayı savunan siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, kişilere ve gazetecilere büyük darbe vurdular. Polisi, güvenlik birimlerini, istihbaratı belirli ölçüde etkisiz hale getirmeyi başardılar. KKTC’yi iç ve dış tehditlere karşı açık ve savunmasız bir hale getirdiler.
Şimdi bu yaralar sarılmaya çalışılıyor.
Bu nedenle de FETÖ’nün KKTC’deki yapılanmasının tüm ayaklarının çökertilmesi gerekir.
***
KKTC’de FETÖ yapılanmasına karşı operasyonların başladığı günden bu yana ise FETÖ’nün gazetecileri kabuk değiştirmeye başladı.
15 Temmuz darbe kalkılması akşamında “Neredesin Erdoğan, sen de meydanlara çıksana” diye tweet atan FETÖ’nün KKTC’deki gazatecileri, şimdi FETÖ karşıtı tavır sergiliyor. Tabii ki bu aldatmacadan ibaret.
Böyle yapmakla kurtulacaklarını zannediyorlar.
Ama bu o kadar kolay değil.
Bu iş ya burada biter, ya da Ankara’da….
GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.