Seçim bitti, seçim fırtınasının da bitmesi, halk ne dediyse bu çerçevede objektif ve sağduyulu değerlendirme yapılıp ona göre adım atılması gerekir. Halk sınırları çizmiştir, kimsenin buna saygısızlıkta bulunma hakkı ve lüksü yoktur. Temenniler, arzular, hayâller, hayâl kırıklıkları geride kalmalıdır. Hükümet kurma aşamasında yeri geldikçe ayrım gözetmeksizin bu köşede yanlışları ve doğruları seslendirmekten kaçınmak mümkün değildir. 

Beğensek de beğenmesek de seçimin galibi UBP, mağlûbu CTP’dir. Yeni kurulmuş olmasına rağmen, hele de CTP ile kıyaslandığında HP de başarılı olmuştur. Diğer partilerin elde ettiği sonuçlarda da sürpriz yoktur.

                                                           *** 

Türkiye karşıtlığı prim yapmadı, yapsaydı İzzet İzcan bugün Sadrazam olurdu, nal toplayacağını bilirdim, ancak nal yerine minare tozu bile toplayamadı.

                                                           *** 

Barışçılık palavraları prim yapmadı, yapsaydı Sadrazam koltuğuna Tufan Bey oturacaktı, oysa çiçeği burnunda HP’yi bile ancak teğet geçebildi. Sonuç CTP için hezimettir.

                                                           *** 

Hüseyin Özgürgün’ün cüzdanının peşine düşmek prim yapmadı, çünkü halk, kendi cüzdanlarının ve kendi iktidar dönemlerindeki yolsuzlukların hesabını vermeyen siyaset erbabının hesap sorma hakkına sahip bulunmadığını karara bağladı.

                                                           *** 

AB emperyalizminin saman altından seçim piyasasına sürdüğü Euro’lar, perde gerisinde “uzman” geçinen kimi “yes be annem”cilerin cebini doldurmuş olsa da, prim yapmadı, prim yapsaydı bit pazarına nur yağacaktı.

                                                           *** 

AB cennetinde arsa vaatleri prim yapmadı, yapsaydı bugün meydanlar “yes be annem” çığlıklarıyla inlemiş, biz de sokağa çıkamaz olurduk. 

                                                           *** 

Denktaş olmasaydı biz üç ayda çözerdik demagojileri prim yapmadı, yapsaydı bütün sandıklardan CTP çıkardı. Tarihin hükmüyle Dr. Küçük-Denktaş çizgisi bir kez daha haklı çıktı ve her sabah haklı çıkmaya devam ediyor.

                                                           *** 

Anastas’ın “çözüm isteyenler kazansın” müdahalesi prim yapmadı, ters tepti, yapsaydı bugün yalnız Faneromi kilisesinin çanları değil, Brüksel’de de bayram havaları çalacaktı.

                                                           *** 

“Yes be annem”cilerin sanki geçmişte hiç iktidar olmamışlar, ilk kez seçime giriyorlarmış gibi gökten yıldızları indirme vaatleri prim yapmadı, çünkü halk geçmişi unutmadı, emekçi şampiyonu geçinenlerin maaşlara sıfır zam tarh eden Feriştah fermanlarını da unutmadı.

                                                           *** 

Düzen değiştirme, düzeni yıkma, KKTC’yi iptal, barış örtüsü altında Rum’a yama olma politikaları prim yapmadı, halk KKTC’ye sahip çıktı.

                                                           ***  

Türk askeri ve Türk garantisiyle kavgaya tutuşmak prim yapmadı, asker ve garanti silâhı bu silâhı kullanmaya yeltenenleri vurdu, halk bu noktada Dr. Küçük-Denktaş çizgisini sürdürdü.

                                                           *** 

Mehmet Çakıcı sandıkta kaldı, çıkamadı.

Çıkacağı zaten şüpheliydi, denize düşen yılana sarılır misali İzzet İzcan’a sarılmasına rağmen sandıkta boğulmaktan kurtulamadı.

Tekeden süt çıkmayacağını, kılavuzu karga olanın nereye varacağını bilmeliydi. 

Buna rağmen Çakıcı’yı tebrik ederim, istifa edeceğini açıklaması uygar, demokratik ve ilkeli bir davranıştır. Hem AB şampiyonluğu yapacak, hem demokrat, hem ilkeli geçineceksin, fakat seçim hezimetine rağmen koltuğa yapışmayı sürdüreceksin.

Demokrasilerde yoktur böyle yutturmacalar.