Anastas hedeflediği devletin niteliklerini bir kez daha ifşa eylemiştir:
a) AB ile uyumlu
b) Çağdaş
c) İşlevsel
d) Sürdürülebilir.
***
Peki be Anastas, peki yahu, peki peki anladık…
Kafamıza vura vura…
Suratımıza tüküre tüküre bu kaçıncı bahar?
***
Bu kadar dürtme, bu kadar tahrik etme bizi…
Uyandıracaksın “mavroyerimoyu”.
Eşek değiliz ya…
Anladık be efendi, anladık.
***
Anlamayanlar için istersen senin nam ve hesabına bir de tercüme yapalım.
AB ile uyumlu, yani seninle uyumlu.
Çağdaş, yani sen karar vereceksin, biz biat eyleyeceğiz.
İşlevsel, yani iki tarafın rıza ve onayına gerek yok, bütün icraatlar senin dediğine göre olacak, biz OHİ çeksek bile bu “malista” demektir.
Sürdürülebilir, yani dilediğin zaman bizi bu topraktan sürebileceksin.
***
Döndük-dolaştık, 55 yıl öncesine geldik.
1963 Kasım’ında Makarios da aynı şeyleri söylemişti, söylemiş ve ertesi günü anayasada değişiklik içeren 13 maddelik bir teklifi kucağımıza boca etmişti.
13 maddenin tamamı anayasada yer alan Türk haklarının iptaline ilişkindir.
13 rakamı dünyada herkes için uğursuz sayılır, Makarios bunun istisnasıdır.
13 Makarios’un uğurlu rakamıdır, bütün hayatını bu rakama göre ayarlamıştır.

***
13 maddeyi Dr. Küçük’ün eline tutuştururken 17 Ağustos 1963 tarihinde (ki Cumhuriyet’in ilânının ertesi günüdür) hazırlanması için Yorgacis’e direktif verdiği Akritas Plânı da artık eyleme geçirilmek üzere hazırdı.
Vaziyetimiz ya kırk katır ya kırk satırdı.
Ya ayvayı yiyecektik ya bıçağı.
Arkasından 21 Aralık geldi.
***
Makarios da bu anayasa uyumlu değil, çağdaş değil, işlevsel değil, sürdürülebilir değil demekteydi.
Aradan 55 yıl geçti, binbir macera yaşadık, feleğin binbir çemberinden geçtik, kovulduk, sürüldük, katledildik, getto’lara kapatıldık, yok edilmek istendik…
Direndik ve başaramadılar.
Ama kafa hâlâ aynı Nato kafa.
Onlar yönetecek, biz yönetileceğiz.
Yönetile yönetile tüketileceğiz.
Hiç değişmeyen hedef hâlâ bu.
***
Peki peki anladık, anladık be Anastas anladık.
Her şeyden sen anlarsın.
Peki peki anladık.
Sen neymişsin be abi?