Doktor’umuzu 34 yıl önce kaybetmiştik.

Denktaş’ı ise 6 yıl önce.

Aramızdan sadece nâçiz beden olarak ayrıldılar.

Aslında hiç ayrılmadılar, bizimledirler, sonsuza kadar bizimle kalacaklar.

                                                           *** 

Atatürk’ün vefatı üzerine şair Orhan Seyfi Orhon bir şiirinde şöyle demişti:

– Gidiyor rast gelmez bir daha tarih eşine, gidiyor on yedi milyon kişi takmış peşine.

Dr. Küçük ve Denktaş da aynen öyle gitmişlerdir.

Hepimizi peşlerine takarak gitmişlerdir.

Bugün de hâlâ peşlerindeyiz, davalarının peşindeyiz.

Dünya durdukça peşlerinde olacağız.

                                                           *** 

Yıllar, yıllar önceydi.

Bir davada Denktaş’ın avukatıydım.

Davalı taraf, Denktaş aleyhine mahkemede şahadet vermek üzere Türkiye’den ünlü yazar Oktay Akbal’ı getirmişti.

Duruşmada Oktay Akbal’a sordum:

– Denktaş kimdir, Denktaş’ı nasıl tanırsınız?

Hiç tereddütsüz şu yanıtı vermişti:

– Denktaş Kıbrıs’ın Atatürk’üdür.

Teşhiste hata yoktur.

Atatürk elbette tektir, ama Atatürk anavatanda ne yaptıysa Dr. Küçük – Denktaş da yavru vatanda onu yapmıştır.

                                                           ***

Orhan Seyfi Orhon’un vurguladığı gibi kimi yüce şahsiyetler aramızdan ayrıldıktan sonra tarih bir kez daha rastlayamaz onların eşine.

Dr. Küçük – Denktaş da Kıbrıs davası açısından eşi-menendi olmayanlar sınıfındandır.

Onlar karizmatik liderlerdi, benzerini bulamazsınız.

Nasıl Atatürk olmasaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti olmazdı, Dr. Küçük ve Denktaş olmasaydı bugün biz Kıbrıs Türkü olarak ya bu topraklardan gitmiş, ya da ENOSİS yoluyla Yunanistan’ın üçüncü kategori vatandaşı haline gelmiş olurduk.

                                                           ***

Ben daha çocuk yaştaydım.

Dr. Küçük’ün köy ziyaretlerini hatırlarım.

Yılda en az bir kez bizim Mehmetçik’e gelir, köylüyle hasbihâl eder, kahvesini yudumlar, sigarasını içer, anavatanın önemini anlatır, ulusal davayı izah eder, “Türkiye’siz Kıbrıs davası olmaz, Kıbrıs davası Türkiye’siz çözülmez” derdi.

Sonra yakından tanıdım, gazetesinde yıllar yılı yazılar yazdım, sofra muhabbetlerinde bulundum.

Ne İngiliz yıldırabildi onu, ne Rum, ne de emperyalizm.

Sahip olduğumuz devletin temeli Dr. Küçük tarafından atılmıştır.  

O temel üzerine Denktaş devlet kurmuştur. 

                                                           ***

Denktaş’la ise gençlik yıllarımda tanıştım, siyaset âleminde, ulusal mücadelede, TMT ruhu içinde Dr. Küçük’ten sonra Denktaş’la da birlikteliğimiz olmuştur.

Hem Dr. Küçük’ün, hem Denktaş’ın rahle-i tedrisinden geçtik. 

Ulusal davada hiç ayrı düşmedik.

Bugün varsak, devletimiz varsa, onlar sayesindedir.

Geçen gün Akıncı’nın da vurguladığı gibi ENOSİS’e set çeken onlardır.

Onlara medyun, müteşekkir ve minnettarız.

Onlara vatan da minnettardır.

Ruhları şâdolsun.