Başlık bana ait değil, CTP’nin ceridesinden aktardım. 

Seçim sonrası KAOS başlığı attılar.

CTP seçim dayağı yerse KAOS.

Seçimden birinci parti olarak çıksaydı ne diyeceklerdi:

– Sovyet cennetinde gül bahçesi.

                                                           ***

Tarihinin hiçbir döneminde CTP tek başına iktidar olmamıştır. 

İktidara ancak ortak olduklarında bile halk iradesinden dem vurdukları halde, şimdi bir hezimet yaşandı diye halk iradesi KAOS oluyor.

“Halk bize bir tokat vurdu, bu tokattan ders çıkaracağız” demek yerine, “halk bize muhalefet görevi verdi, bunun icabını yapacağız” demek yerine, KAOS diyorlar.

Neticeyi severlerse “halk iradesi”, netice aleyhe çıkarsa KAOS. 

KAOS diye diye halk iradesine hakaret yağdırıyorlar. 

Şu andaki CTP budur.

Üst yönetimi itibarıyla ne ilkesi vardır, ne halk iradesine saygısı, ne demokrasiye bağlılığı.

                                                           *** 

Tufan Bey’in CTP’si sadece CTP’cilik oynamaktadır.

Seçim öncesinde de seçim sonrasında da halk iradesine saygı beyanında bulunmak bir demokrasi geleneğidir. CTP ise, halk iradesine saygıdan değil, halk iradesine hakaret yoluyla KAOS’tan söz etmektedir. 

Demokrasinin olmazsa olmaz bir başka geleneğine göre, hele de bir ana muhalefet partisi seçim dayağı yerse, o partinin lideri derhal istifa eder. Tufan efendi, ki müthiş AB’cidir, hiç de o havalarda görünmüyor, çiftetelli oynayacağına sirto denemesi yapmakta.  

AB ülkelerinde seçim kaybeden parti lideri istifa etmekte bir dakika bile tereddüde kapılmaz. İngiltere’de bir referandum oldu, David Cameron kaybetti, Başbakan olarak kalabilirdi, Avam Kamarası’nda çoğunluğu vardı, ilkeli adamdı, tenezzül etmedi, çekip gitti.     

Oysa Tufan efendi hem birinci sınıf “yes be annem”ci, hem birinci sınıf Brüksel’ci, ama istifa sözcüğünü lûgatlardan silmiş haldedir. Artık Türkçe’de istifa diye bir söz yoktur.

                                                           ***

CTP’cilik oyunu bu kadarla kalmıyor, pehlivan tefrikası gibi devam ediyor.

CTP’nin ceridesine baktım, şöyle bir başlık vardı: 

– Seçimi kaybettiler.

Başlığın altına Tahsin Ertuğruloğlu, Kemal Dürüst ve Ahmet Kâşif’in nal büyüklüğünde resimlerini koydular. Mehmet Çağlar, Birikim Özgür ve Hüseyin Erçal’ın resimleri yok.

“Allah Allah” dedim kendi kendime, “seçim kaybeden vekiller sadece bunlar mı”. 

Seçim kaybeden CTP’lilerin resimleri olmadığı gibi isimleri de yok.

CTP ceridesini okursanız sanırsınız ki CTP’li vekillerden seçim kaybeden hiç yok.

                                                           ***

Bir de şöyle bir başlık attılar:

– UBP’siz hükümet, gözler 4 partide.

Başlığın altında partiler şöyle sıralanıyor:

– CTP+TDP+DP+HP.

Gözler bu partilerde imiş, yani halk bu partilerin hükümet olmasını istiyormuş. 

Amansız bir Osmanlı tokadı yiyerek sandıktan seçimin mağlûbu olarak çıkmasına rağmen, CTP iktidar olmak istiyor, üstelik iktidarın büyük ortağı, derhal istifası gereken Tufan efendi ise Sadrazam olma peşinde.  

Halk “git başımdan” demiştir, oysa hâlâ halkın ense köküne oturma manevrası içindedir.

Sözün kısası o ki Tufan Bey’in CTP’sinin CTP’cilik oyunlarının sonu, haddi ve sınırı yoktur.

İlkesizliğin girdabında çırpınıp durmakta.