DOLAR 32,5869 0.22%
EURO 34,8144 0.42%
ALTIN 2.420,11-0,51
BITCOIN 21535570,33%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Gençler uyuşturucu batağında

Gençler uyuşturucu batağında

ABONE OL
26 Haziran 2019 08:49
Gençler uyuşturucu batağında
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NACAK GAZETESİ- Gençlerde en çok 22-25 yaş grubunun madde kullandığı tespit edildi. Merkezi Cezaevi’nde bulunan suçluların 1/3’ini uyuşturucu ile ilgili suçlardan hüküm giyenler oluşturuyor. Ağır Ceza Mahkemeleri’nin gündemini yine en çok uyuşturucu davaları meşgul etmekte ve her geçen yıl artmaktadır
Kıbrıs Yeşilay Başkanı Dr. Ecz. Ayşe Gökyiğit, 26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü dolayısıyla “Yaşama bağımlı ol, maddeye değil” başlıklı bir mesaj yayınladı.
Gökyiğit, dünyada, uyuşturucu alışkanlığında sürekli artış olması ve bunun insanlık için büyük bir tehlike oluşturduğu gerçeğinden hareket eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1987 yılında aldığı karar doğrultusunda; “uyuşturucu kullanımı olmayan temiz bir toplum hedefine ulaşma, uluslararası alanda işbirliğini güçlendirmek ve uyuşturucu kaçakçılığını önleme” amaçları için bu günü ilan ettiğini kaydetti.
“HER GÜN 500 KİŞİNİN CANINI ALIYOR”
Uyuşturucu madde sorununun, çok boyutlu bir sorun olduğunu, mücadele, yargı ve güvenlik boyutlarının yanısıra sosyal, kültürel ve iktisadi boyutları da içerdiğini ifade eden Gökyiğit, şöyle devam etti:
“Uyuşturucu maddelerin kullanımı ve bağımlılığı, ortaya çıkarttığı sonuçlar nedeniyle, sadece kullanan kişiyi etkilemeyip,başta yakın çevresi olmak üzere tüm toplumda önemli bir sağlık sorunu olmakta ve günümüzde gerek sosyal, gerekse ekonomik bağlamda bütün insanlığı tehdit etmektedir.
Bireysel, sosyal, iktisadi, kültür, eğitim, ailevi, çevre, iç ve dış etkenler, bireyin uyuşturucu madde bağımlısı olmasında etkili olduğundan, bu tür etkenleri tespit etmek ve bu etkenlere karşı koruyucu etkenleri tanımak, bireyin uyuşturucu madde tuzağına düşmesini engellemekte veya düştükten sonra tedavi edilmesini kolaylaştırmaktadır. Uyuşturucunun, her gün dünyada en az 500 insanın canını aldığı ve uyuşturucu madde kaçakçılığının yılda 320 milyar dolar cirosu ile dünyanın en karlı yasak ticareti olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, bu büyük sorunun ortadan kaldırılabilmesi için devletlerin azim ve iradesi şart olup, bu bağlamda uyuşturucu ile mücadelede hem arzın hem de talebin durdurulması gerekmektedir”
“ESRARA BAŞLAMA YAŞI 20”
Gökyiğit, derneğin, bağımlılıklardan koruma, önleme, terapi ve tedavi aşamalarındaki çalışmaların bilimsel olarak sürdürülmesine katkıda bulunmak amacıyla geçen yıl yaptırılan “Tutum ve Davranışlar 2017 (alkol, sigara, madde bağımlılığı) Araştırması sonuçlarına göre sigaraya başlama yaşının 16, alkole18, esrara ise 20 olduğunun ortaya çıktığını belirterek, şöyle devam etti:
“Toplam bin altı kişi ile yüz yüze görüşülerek yürütülen araştırmanın sonuçları, katılanların günde en az bir kez yüzde 38.1 sigara, yüzde 6.9 alkol, yüzde 0.5 anabolizansteroidler ve yüzde 0.2 esrar ile yüzde 0.2 eroin kullandığını; En yoğun görülen alkole başlama yaşının yüzde 22.4 oranıyla 18, sigaraya yüzde 16.9 ile 16, sentetiklere yüzde 25 oranıyla 19, esrara yüzde 26 ile 20 yaş, LSD’yeyüzde 33.3 oranıyla 20, kokaine yüzde 50 ile 17 ve amfetaminlere yüzde 33.3 ile 19 yaş olduğu saptandı. Madde, sigara ve alkol kullanmaya başlama nedeni olarak ilk sırada merak yer alırken, alkol ve sigara için ikinci sırada arkadaşların içiyor olması; madde için ise güvenilir bilgi eksikliği geliyor. Araştırmada, sentetik kannabinoid kullanımı yüzde 1.1 olarak, hint keneviri kullanım oranı ise yüzde 3 olarak belirlendi.”
“REHABİLİTASYON MERKEZLERİ”
Gökyiğit, yapılan çalışmada öne çıkan diğer sonuçlar ise şöyle sıraladı:
“Okullarda uyuşturucu konusunda bilgilendirme ve uyuşturucu bağımlılığı tedavisinde rehabilitasyon merkezlerinin açılması, uyuşturucuyu önlemede en önemli unsurlar arasında belirtilmiştir. Dolayısıyla, gerek okul müfredatları gerekse dıştan hizmet alımı ile okullardaki bu açığın giderilmesi için çalışmalar yürütmenin oluşturulacak politikalar arasına eklenmesi faydalı olacaktır.
Katılımcıların yüzde 83,0’ü madde (uyuşturucu) kullanımına karşı acil olarak ulusal bir politika geliştirilmesi gerektiğini düşündüklerini beyan etmiştir. Bunun aracının da (yüzde 85,3) topluma yeniden kazandırmayı amaçlayan rehabilitasyon merkezleri ile olması gerektiğini belirtmişlerdir. Bunu yapanın da öncelikli olarak (yüzde 62,7) devletin olması gerektiği belirtilmiştir”
CEZALAR AZ
Ayşe Gökyiğit, mahkemelerin uyuşturucu suçlarına verdiği cezanın genellikle az bulunduğunu ve yasaların güncellenmesi gerektiğine inanıldığını belirtti.
Gökyiğit, Denetimli Serbestlik Yasası’na ilişkin çok fazla bilgi sahibi olunmadığını, yasanın etkin yürütülmediğini ve yasayla ilgili birçok eksiklik bulunduğunu dile getirdi.
Gökyiğit, şöyle devam etti:
“Yapmış olduğumuz istatistiki veri çalışmalarında, hedef kitle olan gençlerde en çok 22-25 yaş grubunun madde kullandığı tespit edilmiştir. Merkezi Cezaevi’nde bulunan suçluların 1/3’ini uyuşturucu ile ilgili suçlardan hüküm giyenler oluşturmaktadır. Ağır Ceza Mahkemeleri’nin gündemini yine en çok uyuşturucu davaları meşgul etmekte ve her geçen yıl artmaktadır. Tüm bu veriler maalesef olayın ciddiyetini bariz bir şekilde ortaya koymaktadır.”
Gökyiğit, uyuşturucu maddelerin arzına yönelik suçların insanlık suçu, uyuşturucu bağımlılığının bir hastalık, bağımlının hasta olarak nitelendirildiği uyuşturucu sorununda mücadelede başarılı sonuçlara ulaşabilmek için bu alandaki çabaların bir bütün halinde bilimsel temeller üzerinde ve stratejik bir planlama zemininde yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Öncelikle arz ve talebin azaltılması ve bu bağlamda önleme, tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerinin önem kazandığını belirten Gökyiğit, özellikle yeni bir tedavi ve rehabilitasyon merkezine gereksinim duyulan ülkemizde, yeni cezaevinin tamamlanmasının da şart olduğunu kaydetti.
“AİLELER”
Gökyiğit, çocuk suçlular için ıslah evi açılması, uyuşturucu suçundan hüküm giyenlerin diğer suçlulardan ayrı tutulması, gerek gardiyanların gerekse narkotik şubenin personel açısından takviye edilmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Gençlerin madde kullanmaya başlamasını önlemede, ailelerin çocukları ile olan ilişkilerinin kalitesi önemli bir yer tuttuğundan, çocukları ile kuvvetli sevgi ilişkisi olan, doğru ve yanlışları öğreten, davranışları için uygulanabilir kurallar koyan ve çocuklarını gerçekten dinleyen ebeveynler, çocuklarını iyi bir aile ortamında yetiştirerek, onların kötü alışkanlıklardan uzak durmasını sağlarlar. Kısaca, çocuklarımızı kendilerine güvenen bireyler olarak yetiştirmek ve boş zamanlarını kaliteli bir şekilde değerlendirmesine yardımcı olmak, bireysel olarak yapılabilecek en önemli mücadeledir. Ancak, ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği çok önemli olup, Devlet, sivil toplum ve özel sektör kenetlenmiş olarak uyuşturucuya karşı mücadele için birlikte hareket etmelidir. Kıbrıs Yeşilay da aynı amaç ve hedef doğrultusunda her zaman katkı koymaya hazırdır.
Uyuşturucu ile mücadelede kaliteli zaman geçirme çok önemli olduğundan, özellikle gençlerimizi sanat, spor ve kültürel faaliyetlere yönlendirmek, onlara bu etkinlikleri sevdirmek, yapabilmeleri için gerekli imkanlar yaratmak ve katılmaları için teşvik etmek hepimize düşen görevlerin başında gelmektedir”
EĞİTİM YAYGINLAŞMALI
Ayşe Gökyiğit, Kıbrıs Yeşilay olarak geçmişte bu konularda formatör eğitimlerine katılarak, bu eğitimlerin yaygınlaştırılması için çalışmalarda bulunduklarını, rehber öğretmenleri eğittiklerini, geçen yıl da Eğitim Bakanı ile yaptıkları istişare sonucu 15 öğretmenin daha bu formatör eğitimlerinden yararlanmasını sağlayarak, mücadele bağlamındaki nefer sayısını artırdıklarını ifade etti. Gökyiğit, “Ülkemizde yapılan mücadele çalışmalarının sadece bir gün veya bir hafta değil, süreklilik arz etmesi gerektiğinden, özellikle tatil zamanlarında gençlerin sportif-kültürel-sanatsal etkinlikler yapabileceği imkanlar sunulmalıdır. Yasaların amacına hızmet edebilmesi için gerekli alt yapı ile insan gücü sağlanmalıdır. Mücadele için gerekli zincir halkaları eksik kalırsa, sorun maalesef devam edecektir” dedi.
Ebeveynlerin çocuklarını zararlı alışkanlıklarda korumak için çocuklarıyla küçük yaşlardan itibaren güçlü bir ilişki geliştirmesi, arasında kuvvetli bağlar oluşturmaya gayret etmesi gerektiğini belirten Gökyiğit, bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Çocuklarınızla her gün düzenli sohbet etmeyi âdet hâline getirin, çocuklarınıza fikirlerini sorun ve cevaplarını dikkatle dinleyin. Çocuklarınıza karşı objektif olmaya, onları yargılamadan, suçlamadan dinlemeye gayret edin. Çocuklarınızla kurduğunuz iletişimin sadece onları azarlamak, eleştirmek veya tavsiye vermekten ibaret olmamasına özen gösterin. Çocuklarınızla birlikte yeterli zaman geçirin ve kendilerini hayatınızın bir parçası olarak hissetmelerini sağlayın. Çocuğunuzu üzgün veya kırgın gördüğünüzde bu durumu görmezlikten gelmeyin ve neyi olduğunu sorarak onunla ilgilenin. Çocuğunuzla kurduğunuz iletişimde onu destekleyen ve kendisini iyi hissetmesine yardımcı olan kelimelere yer verin, Aile içi iletişimi geliştirmeye yönelik bilgilerinizi ve tecrübelerinizi arttırın. Çocuklarınızla küçük yaşlardan itibaren sağlıklarını korumalarının ve zararlı maddelerden uzak durmalarının önemi ve gerekliliği konusunda konuşmalar yapın. Ebeveyn olarak doğru birer model olun. Olaylara verdiğiniz tepkileri gözden geçirin. Alkole veya maddeye başvurmaksızın nasıl problem çözüleceği, stresle nasıl başa çıkılacağı, nasıl mutlu olunacağı, nasıl eğlenileceği konularında doğru bir model olmaya gayret edin. Çocuğunuzun cebine asla ihtiyacından daha fazla harçlık koymayın, Hataları konusundan her zaman affedici olun, Çocuğunuzun boş zamanlarını geçirebileceği bir uğraşı olmasını sağlayın.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.