Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlaması halinde anlaşma zeminini BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans Montana’da listelediği 6 maddelik çerçevenin oluşturacağı öne sürüldü.
Fileleftheros’un “Guterres Çerçeveli Paket Antlaşma” başlıklı haberine göre, Genel Sekreter Guterres’in Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e gönderdiği mektuplardan, Guterres tarafından listelenen 6 parametrenin, Kıbrıs sorununun çözüm antlaşmasının zeminini oluşturacağı, yani, “prosedürün çeyizi ve 2017’de toplanan iki konferansın kazanımı” olduğu anlaşılıyor.
MARAŞ
Habere göre Anastasiadis’in, Türk tarafının kapalı Maraş’la ilgili hareketlerine ilişkin sorusuna karşılık, ilgili BM kararlarına atıf yapan Guterres “bu meselenin kapsamlı paket çerçevesinde göğüslenebileceğine” işaret etti.
Gazete, Crans Montana görüşmeleri sırasında listelenen 6 parametreyle ilgili sınırlarını az-çok belirlediklerine ve görüşlerini gerek beşli konferansta gerek ikili görüşmelerde ortaya koyduklarına inanan BM’nin topun artık iki tarafta bulunduğunu ve müzakerelerin yinelenmesini talep etmeleri halinde (BM’nin) bunu yapacağını yazdı.
Genel Sekreter’in Kıbrıs raporunu, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le New York’ta görüşmeden Güvenlik Konseyi’ne sunmayacağı yolundaki bilgileri hatırlatan gazete, Guterres’in Akıncı ve Anastasiadis’le birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı görüşeceğinin öğrenilemediğini kaydetti.
Rum yönetiminin, resmen bildirmemiş olmasına karşın Guterres çerçevesini alelacele kabul ettiğine ve bunun, BM yetkilisi tarafından tarafların temsilcilerine iletildiğine dikkat çekildi.
Gazete, Guterres çerçevesinin Anastasiadis’in 5 ve 6 Temmuz’da sunduğu önerilerini de içerdiğini ve Anastasiadis belgelerinde “Kıbrıs Rum tarafının önerileri kabul edilmezse bu öneriler yapılmamış addedilecek (null and void)” şartı taşımasına rağmen Guterres çerçevesinin kabul edilmesiyle, önerilerin geçerli olduğunu yazdı.
Haberde, Guterres parametrelerinin vetoyu da, dönüşümlü başkanlığı da, Türk ve Yunan vatandaşlarına eşit muameleyi de ve mülkiyette hak ayrımını da (toprak düzenlemelerine tabi bölgeler için yüzde 100 olmasa da mal sahibine, toprak düzenlemesine tabi olmayacak bölgelerde de yüzde 100 olmasa da kullanıcıya öncelik tanıyacak statü oluşturulması) içerdiği kaydedildi.