DOLAR 32,5712 0.02%
EURO 34,9409 0.11%
ALTIN 2.425,52-0,17
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hristofyas’tan itiraf;  Talat ile anlaşmıştık

Hristofyas’tan itiraf; Talat ile anlaşmıştık

ABONE OL
22 Ekim 2018 10:25
Hristofyas’tan itiraf;  Talat ile anlaşmıştık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NACAK GAZETESİ- Rum Yönetimi eski başkanlarından Hristofyas, güvenlik, garantiler ve Türk askeri konularında çok önemli itiraflarda bulundu ve şöyle dedi; “Biz, yabancı asker varlığını geçersiz kılan ve Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin güvenliğinin polisin yetkisine veren yakınlaşmalara vardık. Şimdi bütün bunlar maalesef iptal ediliyor.”
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Rum Yönetimi eski başkanlarından Dimitris Hristofyas Talat ve Hristofyas, Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) üyesi PEO, DEV-İŞ, KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, BES, DAÜ-SEN, KOOP-SEN’in bugün Ledra Palas yanındaki Chateau Status’da 20 Ekim günü düzenlediği “Barış ve Yeniden Birleşme Buluşması”nda konuştu.
HRİSTOFYAS
İlk sözü Hristofyas aldı. Sağlık nedenleriyle konuşmakta güçlük çektiğini belirten Dimitris Hristofyas, konuşmasını kürsünün yanına getirilen sandalyeye oturarak yaptı.
“İki toplumun nihai zaferine varana, vatanımızın kurtuluşuna, işgalin ve genel olarak bölünmüşlüğün prangalarından kurtulana kadar önümüzde büyük mücadeleler var” diyen Hristofyas, sendikal örgütlere bu etkinliği düzenlediği için teşekkür etti.
Hristofyas, “Bu inisiyatifi, işgalden, emperyalizm prangalarından kurtulmak isteyen her Kıbrıslı vatanseverin yeni tehlikeli çıkmazdan kaygı yükselttiği bir dönemde alıyorsunuz” şeklinde konuştu.
“OLANLARI ANLAMAK”
“Durumun ne kadar tehlikeli ve ülkemizin kesin taksime ne kadar yakın olduğunu anlamak için çok da öngörülü olmaya gerek yok” diyen Hristofyas şöyle devam etti:
“Crans Montana çıkmazından sonra bir yılı aşkın durağanlıktan ve iki toplum liderinin ve Türkiye’nin, uzun yıllardan beridir uzlaşılmış iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinin ve Guterres Çerçevesi’nin tamamen dışındaki tezlerindeki ısrarından saptanabilir. BM Genel Sekreteri’nin son raporu tek başına anlatıyor. Çıkmaz ilan edilmemekle birlikte, iki taraf belki yakın gelecekte sağduyulu tavır güder diye devam etsin de BM kararları ve Genel Sekreter’in kesin çözüm çerçevesi, temelinde bir çaba başlasın diye ümitsiz bir çaba harcıyor.
Mustafa Akıncı’nın, federasyon konuşurken, federasyonun bütün organlarında Kıbrıs Türk oyundaki ısrarı, pratikte uygulanırsa, konfederasyona sürükleyecek. Nikos Anastasiadis tarafından gevşek federasyon tezinin yeniden gündeme getirilmesi, Sayın Akıncı’nın arzu ettiği; bütün organlarda bir Kıbrıs Türk oyu çaresi ile hiçbir alakası yoktur. Türkiye fırsatı yakaladı ve kendi iki devlet hedeflerini ileri götürdü ki bu gerçek dışıdır. Türkiye tarafından federasyon çözümünden yana olan Akıncı’nın dışlanması ve Sayın Özersay’ı (Akıncı’nın) gerçek ardılı olarak öne çıkarma çabasına, ben böyle okuyorum, şahit oluyoruz. Derviş Eroğlu ile Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerinde yer aldığımdan, bunu birinci elden biliyorum.”
“İYİ NİYET GÖSTERMELİ”
“Kıbrıs sorununun gerçek iki bölgeli iki toplumlu federasyon zemininde çözülmesinde iyi niyet göstermelidir” diyen Hristofyas şöyle devam etti:
“Bilindiği gibi halihazırda Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde var olan hidrokarbonlar, Kıbrıs ve Kıbrıs sorununun çözümü açısından altın elmadır. Türkiye, güya Kıbrıslı Türklerin haklarının hesaba katılması bahanesiyle, hidrokarbonları öcü göstererek Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tehdit ediyor. Türkiye, hidrokarbonlardan edinilecek karın her iki topluma pay edilmesi konusunda Mehmet Ali Talat’la vardığımız yakınlaşmayı hayata geçirmek istiyorsa masaya oturmalı ve Kıbrıs sorununun gerçek iki bölgeli iki toplumlu federasyon zemininde çözülmesinde iyi niyet göstermelidir. (Türkiye) ‘Sayın Anastasiadis Kıbrıs sorunu çözülmeden ve Kıbrıslı Türkler müdahil olmadan hidrokarbonlardan tek yanlı istifadenin ateşle oynamak olduğunu anlamalıdır’ diyor.”
“BENİM GÖRÜŞÜM”
Hristofyas, şunları da ekledi:
“Benim görüşüme göre, bizim sorunumuzu ikili ve üçlü işbirlikleri çözmez. Sonunda, emperyalistleri evimizin içine sokacağımız açıktır. Kıbrıs’ın hatırına veya Kıbrıs nedeniyle NATO müttefiklerine savaş açmaları da söz konusu değildir.
Türkiye de içerisinde bulunduğu ekonomik krizi göğüslemek ve Avrupa’ya yakınlaşmak istiyorsa Kıbrıs sorununu, Kıbrıslı Rum-Kıbrıslı Türk, Kıbrıs halkının tamamına saygılı biçimde çözmelidir. Müdahale hakkı, garantiler ve asker varlığının hiçbir şekilde çağdaş federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yeri yoktur. “
“Biz, yabancı asker varlığını geçersiz kılan ve Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin güvenliğinin polisin yetkisine veren yakınlaşmalara vardık. Şimdi bütün bunlar maalesef her iki tarafça da iptal ediliyor” şeklinde konuşan Dimitris Hristofyas şunu ekledi:
“BM Barış Gücü’nün Ada’dan çekilmesi tehlikesinin bulunduğu, gerçekten kritik bir kavşakta bulunuyoruz. Kıbrıs sorununun çözülmesinin elzem olduğu açıktır. İster Kıbrıslı Rum ister Kıbrıslı Türk; Taksim ve iki devletle flört edenler –bana göre- vatana ihanet eder.
İki toplumun çözümden yana olan güçleri olarak birleşmemiz, Kıbrıs sorununu mevcut şartlar altında olabildiğince adil, işleyebilir çözümü ileri götürülmesi için Kıbrıs sorununu yönetenlere, Türkiye’deki yöneticilerin ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerine baskı yapmak için dişimizle ve tırnağımızla mücadele etmemiz şarttır. Sayın Anastasiadis, kendi partisi DİSİ’nin yetkililerinin bile kendisini eleştirdiği gibi iki devlet çözümüyle flört ediyorsa tavrını değiştirmesi ve Glafkos Kleridis’in yeminini hatırlaması gereklidir. İki bölgeli iki toplumlu federasyon yoktan var olmadı. Cunta ve EOKA-B’nin faşist darbesi ve Kıbrıs Rum toplumu içerisindeki ‘sağın’ irredantizmi (ülkenin kaybettiği toprakları geri isteme) yüzünden kabul edilen bir uzlaşının sonucudur. Bu, Türkiye’nin istilayı yapmasına ve işgali bugüne kadar sürdürmesine neden olanlar tarafından unutulamaz.”
Dimitris Hristofyas, “Halk unsuru birleşmeli ve Kıbrıs’ın kaderini eline almak için en güçlü şekilde hareket etmeli” diyerek tamamladı.
TALAT
Hristofyas’dan sonra söz alan Talat, Kıbrıs sorununda gelinen süreci değerlendirdi.
Talat, “Geçmişte birçok badireler atlattık, birçok sıkıntılar yaşadık ama bana göre hiçbiri bugünkü kadar karmaşık olmadı, tarafların düşüncelerinin net olmadığı, hatta kimilerine göre ‘ne istediği bile belli olmayan’ düşüncelerin girdabına düşülmedi. Bu nedenle süreci tehlikeli buluyorum” dedi.
Birleşmiş Milletlerin çizgisini muhafaza ettiğini, iki kesimli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı bir çözüme iki liderin yaratıcı işbirliğiyle ulaşabileceğini ifade ettiğini kaydeden Talat, “Hiç olmazsa BM ortaya atılan karmaşadan net mesajlar veren bir örgüt olarak bizleri bir miktar rahatlatıyor” şeklinde konuştu.
“CİDDİ DEĞİŞİKLİKLER”
Talat, “Ortaya çıkan kaos da göstermektedir ki Kıbrıs sorunun çözümü son derece acildir, beklemeye tahammülü yoktur. Çünkü bekledikçe neyin nereye gideceği belli değildir. Bu sadece liderlikler bazında değil, toplumlar bazında da böyle. Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarının geçmiş yıllardaki tutumlarını, görüşlerini düşünün. O kadar ciddi değişiklikler yaşanıyor ki…İşte bu değişiklikler bizleri istenmeyen noktalara götürmeden Kıbrıs sorunun bir an önce çözümlenmesi bir gerekliktir. Şarttır” dedi.
“KÜÇÜK BİR ÜLKE”
Talat, “Kıbrıs ikiye bölünmeyecek kadar küçük bir ülkedir. Bu gayet açıktır. Ekonomisi de öyledir. Münhasır ekonomik bölgesi de öyledir. Hava sahası da öyledir” diyen Talat, “Bu küçük ülkenin tekrar bölünmesi, bölünmüş bir ülkenin kahramanları olarak iki toplum liderliklerinin ortaya çıkması sanırım Kıbrıs’a yapılabilecek en büyük günahtır” ifadelerini kullandı.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.