DOLAR 32,5843 0.21%
EURO 34,8333 0.46%
ALTIN 2.411,83-0,84
BITCOIN 21522880,29%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kamil ÖZKALOĞLU;   ADADAKİ MEVCUT STATÜKO

Kamil ÖZKALOĞLU; ADADAKİ MEVCUT STATÜKO

ABONE OL
17 Eylül 2019 12:37
Kamil ÖZKALOĞLU;   ADADAKİ MEVCUT STATÜKO
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son zamanlarda yaşamımızın hep gündeminde olmuştur statüko. Genellikle de statükoya olumsuz yaklaşılmaktadır.
Statüko, latin kökenli bir kelime olup, TDK sözlüğünde: “Süregelen düzenin korunması durumu, sürer durum” olarak açıklanmaktadır.
Eğer birileri “Adadaki mevcut statüko kabul edilemez” gibi bir iddia sahibiyse veya bu yolla Kıbrıs Türk Halkı üzerinde bir baskı oluşturma çabasındaysa; bu konuya açıklık getirme gereksinimimiz vardır.
“Adadaki mevcut statüko” derken biz şunu anlıyoruz:
Uzun soluklu bir direniş sonrasında kazanılmış bir değer olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını anlıyoruz.
Bu uğurda canlarını ortaya koymuş şehitlerimizin “VATAN” yaptığı ülkemizi anlıyoruz.
Bu vatan topraklarında kazanılmış haklarımızı, özgürlüğümüzü, egemenliğimizi anlıyoruz.
Yıllar sonra ülkemizin hür havasını ciğerlerimize doldururken, arkamızı kollamadan günün her saatinde ülkenin her yerini gezip dolaşabildiğimizi anlıyoruz.
Şunun da bilincindeyiz ki tanınmamış olmanın bize getirdiği bazı olumsuzluklar vardır. Ama bu bizim onca kan, emek ve alınteri verilmiş devletimizden vaz geçeceğimiz anlamına gelmez.
Tanınmamak, tanımayanların siyasi çıkarlarının ama hakları, insanlığı, insan haklarını ret eden tercihleridir.
Tanınmamak, bir devletin varlığını ortadan kaldıracak hukuksal bir kriter değildir.
Tanınmamak bizim veya devletimizin kusuru değil; tanımayanların insanlık ayıbıdır.
Kimse bizi ayrılıkçı olmakla da suçlayamaz. Biz, bağlı olduğumuz devletten silah zoruyla atılarak, devlet çalışanlarımızın bir gecede işsiz ve aşsız bırakıldığı için, her türlü devlet güvencesinden mahrum bırakıldığımız için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmek zorunluluğunda bırakıldık.
Bu da anamızın ak sütü gibi helalimizdir.
Bugün ülkemizdeki süregelen durumun açıklaması budur.
Şimdi bize “Adadaki mevcut statüko kabul edilemez” diyenler varsa bilmelidirler ki; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlık ve bekası, Kıbrıs Türklerinin tek seçeneğidir.
MARAŞ MESELESİ
Büyük ümitler bağladığımız bugünkü hükümetin Maraş’ın açılışı ile ilgili söylemlerinden beklentimiz Maraş’ın çok büyük bir çoğunluğunun VAKIF MALI olduğunu ve gerçek sahibi olan Vakıflar idaresine devredileceğini ilan etmeleriydi; meğer iş öyle değilmiş. Bakın hükümet yetkililere ne diyor:
“BM kararlarına aykırı, uluslararası hukuka ters bir şey yapmadan, eski hak sahiplerinin haklarını yok saymadan, buna saygı göstererek adım atılacak bu proje ilerleyen dönemlerde hız kazanacak. Bu konuda hükümette bir konsensus var.”
“BM kararlarına aykırı, uluslararası hukuka ters bir şey yapmadan” ne demek? BM kararları ve uluslararası hukuk, Vakıf mallarının statüsünü ve devredilemez durumunu değiştirme hakkına mı sahipmiş. Kısa bir süre önce Türkiye’ye yapılan baskılar sonucunda yüzyılı aşkın süre öncesinde yapılmış antlaşmalar yok sayılarak milyarlarca dolar değerindeki kilise malları vakıf malıdır diye iade edilirken bu yüce fikirleriniz neredeydi?
“eski hak sahiplerinin haklarını yok saymadan” derken Vakıf mallarına sahtekârlıkla el koyanların, Vakıf mallarını yasadışı yollarla tapularda evrak sahteciliği yaparak çalanların haklarından mı söz ediliyor?
Bu kadarına da “PES” doğrusu…
Öyle anlaşılıyor ki “ÇÖZÜM”, “ANTLAŞMA”, “BARIŞ”, “AB”, “BM”, “ULUSLARARASI HUKUK” gibi deyimler 50 yılı aşkın bir süredir sürdürülmekte olan görüşmelerde uzun yıllar görüşmecilik yapanların beyinlerine öylesine işlemiş ki; bu deyimlerden bir türlü kurtulamıyorlar…
Tek çıkar yol bu deyimlerin tümünü çöpe atıp; hemen tanınma için yola çıkmaktır…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.