Refah düzeyi yüksek, zengin ülkelerin hiçbirinin kendi hudutları içindeki doğal yeraltı kaynakları ve olanakları, bu zenginliğe ulaşabilmeleri için yeterli değildi. Bugün, halklarının refah düzeyini en üst düzeylere taşımış olan zengin ülkelerin tümü, bu refah düzeyini ve zenginliklerini; emeklerini ve yer altı kaynaklarını sömürerek, halklarının refah düzeyini en alt seviyelerde bıraktıkları ülkelere borçludurlar. Tarih boyunca sömürgeci ülkelerin çeşitli yöntemleri olmuştur. Önceleri sömürüyü, silah zoruyla, ülkeleri işgal ederek, masum insanları vurarak öldürerek, karın tokluğuna çalıştırarak, her şeylerini çalarak gerçekleştirdiler.
Daha sonra, kendi ülkelerinde kapalı ekonomi uygularken; (dışarıya ham madde satışını ve dışarıdan mamul madde alımını yasaklarken) sömürecekleri ülkeler için de Liberal Ekonomi’yi tavsiye edip uygulamalarını sağladılar. Böylece onlardan emeklerini, değerli maddelerini ve yer altı kaynaklarını yok pahasına çaldılar. Zaman geldi ülkeleri kâh “aman komünizm gelmesin”, kâh “demokrasi çok önemlidir, size demokrasi getireceğiz” diye aldatarak işgal ettiler ve sömürdüler.
Son zamanların en çok uygulanan sömürü yöntemleri; KÜRESELLEŞME, uzunca bir süredir sömürgeci emperyalizmin gözbebeği haline gelmiştir. Önce, dünyada kapitalin, malların ve emeğin serbest dolaşımını sağlarsak fakir-zengin tüm ülkeler gelişip refaha ulaşacak dediler. Yıllardır, kapital ve mallar serbestçe dolaşıyor. Bu sayede zengin ülkeler zenginliklerine zenginlik, refahlarına refah katıyor. Emek ise hudutlarda yakalanıp hapse atılıyor, batan gemilerde denize gömülüyor. Fakir ülkeler daha fakir olmaya devam ediyor.
BORÇLANDIRMA her dönemin geçer akçesi olmuştur. Sömürgeciler sömürmek veya kullanmak istedikleri ülkeleri borç batağına sürükleyip çeşitli imtiyazlar elde ederek o ülkenin her türlü maddi değerini sömürüyorlar. Adı söylenmese de bu, gelişmemiş ülkeleri kapitülasyonlara mahkûm etmektir. Emperyalizm BORÇLANDIRMA yöntemi sadece ülkelere değil, kurumlara ve kişilere de uygulamaktadır.
Adamı alırlar, en modern şehirlerinin en lüks otellerinde misafir edip hacette bulununcaya kadar yedirip içirirler. Kulaklarına hoş ve güzel sözler fısıldayarak beyinlerini yıkarlar. Ceplerine de üç beş kuruş koyup ülkelerine gönderirler, emperyalizm çıkarlarına hizmet etmek için. Artık o adam da borç batağındadır ve emperyalizmin çıkarlarına hizmet ederek borçlarını ödeme zorunluluğundadır. Bu borç batağı o adama vatanını, milletini, devletini, bayrağını egemenliğini gerekirse anasını bile sattırır. Anlayacağınız, AB ülkelerinin, ABD’nin ve diğer emperyalist sömürgecilerin sömürü planları tıkır tıkır işliyor.