1974 Barış Harekatı’ndan birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger bir CIA yetkilisine şunları söylüyordu:
“Biliyorsunuz, Amerika, dışarıya satamazsa üretim artığını, çatlar, insanlar birbirlerini yer. Zorunlu olarak emperyalist bir politika izliyoruz. Ne Vietnam’da, ne Kamboçya’da, ne Kıbrıs’ta insanların ölmesini ben şahsım adına arzulamam, ama Amerika adına bu zorunluysa, açıkça söyleyeyim bunu çekinmeden yaparım. Yani ülkemin yaşaması başkalarının ölümüyle gerçekleşecekse, bırakırım ölsünler… Şimdi biz başka ülkelerin arasına kini, düşmanlığı salıyorsak bizim işçilerimiz iş bulsun, toplumumuzda zayıf insan kalmasın, yoksul aile kalmasın diyedir bu… Düşünün silâh fabrikalarımızda, çalışan binlerce işçiyi, bunların milyonlara varan eline bakanları. Fabrika ürettiği silâhını satamazsa ne olur, fabrika kapanır… Burada çalışan işçiler ve aileleri aç kalır. Bu kötü duruma hiç bir vatansever katlanamaz, isterlerse beni emperyalizmin pezevengi olarak, isterlerse Amerika’yı eden bir canavar olarak suçlasınlar. Evet, ben Kissinger, pezevenklik yapıp halkların arasında savaşlar çıkarıp, sevgili canavarımın (ABD’nin) beslenmesini temin edeceğim. Eğer diğer ulusların savaşmasıyla, onlardan dökülecek kanla, o ülkelerde çalışan işçilerin alın terleriyle dedikleri gibi canavarım beslenecekse, ben o ülkelerin işçilerini sömürmek için yöntemler, o ülkelerde işbirlikçiler ve maşalar arayacağım, o ülkeleri birbirine kırdırmak için düşmanlıkları, kinleri körükleyeceğim, savaşlarda iki tarafa da silâh satıp ülkemin refahına çalışacağım… Bazen kötü bir iş yaptığım duygusuna kapılırım. Milyonlarca insanın benim yüzümden öldüğü duygusuna… Sonra düşünürüm, ben olmasam, bu insanlar ölmeyecek mi? Ölecek. Ben olmasam da bu sevgili canavar kendine yeni bir adam bulacak… Bugün de öğrencim Ecevit’i savaşa zorlarken benzeri duygular içindeyim. Ama Amerikan amaçlarına karşı çıktığı için onu bağışlamam imkânsız, hatta istesem de bağışlayamam…” (Semih Altan…”Üçüncü Adam”… Sayfa 192…)
Emperyalist ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde izledikleri politika açık seçik ortadadır; esas amaçları sömürdükleri ülkelerdeki muhtemel uyanışı engellemek için, aydınlar arasında aşağılık duygusunu geliştirip, millî duyguları yok etmek; millî ekonomileri çökertip, dillerini, dinlerini, kültürlerini bozarak bu ülkeleri teslim almaktır! Eski CIA Başkanlarından A.Dviles’ın şu sözleri de bunu kanıtlamaktadır: “Yapabileceğimiz her şeyi yaparız, bütün maddî gücümüzü iftiralar ve insanları aldatmak için kullanırız. Topraklarına kaos ekerek onların inandıkları değerleri bozarız. İnsan bilincine seks, şiddet, sadizm ve ihanet aşılayacak her türlü ahlâksızlığı teşvik eden sanatçıları destekleyecek ve onları yetiştireceğiz. Doğruluk ve dürüstlük alay edilen kavramlar olacak. Alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı, şiddet ve ihanet, halklar arasında düşmanlık, bütün bunları dikkatle ve gizlice işleyeceğiz. İnsanlarla çocukluklarından itibaren ilgilenmeliyiz. Esas olarak gençliğin üzerinde yoğunlaşmak, gençliği ayartmalı ve bozmalıyız. Onları çıkarcı, sıradan ve kozmopolit tipler hâline getirmeliyiz” (İsmail Şefik Aydın… UYAN TÜRKİYE… Sayfa 30…)
Bu belgelerden, Ülkemiz ve benzer ülkelerde yaşanan “KAOS” ortamının gerçek nedeni açıkça gözükmüyor mu? Emperyalist ülkelerin kurumlara ve seçtikleri işbirlikçilerine niye onca parayı dağıttıkları aşikâr değil mi? Emperyalizm, en geri kalmış ülkelerde bile bunları elde etmede zorlanırken; asıl düşünülmesi gereken, Ülkemizde iktidar partisinin bile Emperyalizmden para koparmak için kılıktan kılığa girmesidir… Geri kalanlar zaten açıktan açığa, ABD’ci, AB’ci… Gerçekten düşünmek gerek; Emperyalist ülkeler niye KKtC’de bazı kişi ve kurumlara hesapsız paralar dağıtıyor?
GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024SPOR
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.