Lefkoşa’da İlk ve orta öğrenimini bitirdikten sonra; Tıp öğrenimini, İstanbul Dar-ül Fünun Tıp Fakültesi, Fransa ve İsviçre Lozan Üniversitesi’nde tamamladı. Bir Dâhiliye Mütehassısı olarak adaya döndükten sonra Lefkoşa’da açtığı özel kliniğinde serbest hekim olarak çalışmaya başladı. Her zaman halkın içinde, her zaman fakirin arkasında olmuş, bu yüzden de çok sevilmiş Kıbrıs Türk Halkının gönlünü fethetmişti. Bir yandan da aklı, gönlü, gözü hep İngiliz Müstemleke Yönetimi tarafından itilip kakılan, asimilasyona maruz bırakılan, göçe zorlanan, işsiz ve aşsız bırakılan Kıbrıs Türk halkındaydı. Küçük, siyasi hayatının büyük bölümünü, Türk okullarının ve Vakıfların idaresinin Türk halkına devredilmesi için mücadele ederek sürdürdü. İngiliz Müstemleke Yönetimine karşı Halkının üstün çıkarları için korkusuzca sürdürdüğü mücadele, Kıbrıs Türk Halkının bugün sahip olduğu Cumhuriyet’in, Egemenliğin ve Anavatanla olan üst düzey ilişkilerin temelini teşkil eder.
1959-1960 anlaşmaları ile Devletler Hukuku’na da kaydedilen Kıbrıs Türklerinin hakları sayesinde bu günlere geldik. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda o, Cumhurbaşkanı Muavinidir, Kıbrıs Türk Halkının temsilcisi, önderi ve MİLLİ LİDERİ idi… 1963’ten sonra onun için yeni bir mücadele başlamıştı. Artık İngiliz Müstemleke Yönetimi yok ama onun bin beteri, Kıbrıs Türk Halkının adadaki varlığını ve geleceğini sonlandırmaya karar vermiş faşist ve şoven bir Rum cemaati vardı. Artık mücadele, arkasına tüm emperyalist güçlerin maddi ve manevi desteklerini almış Cani Rumlara karşı sürdürülecektir. Milli Lider, Dr Fazıl Küçük bu mücadelenin de her aşamasında vardır. 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı ile başlayan süreç, Kıbrıs Türk Halkını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanı noktasına getirdiğinde Milli Lider, Dr Fazıl Küçük’ün sevinç ve mutluluk duygularının en üst düzeye vardığından hiç kuşkum yoktur. Dr Fazıl Küçük’ün 15 Aralık 1984’te hayata gözlerini yumarken tarihte hiçbir lidere kolayca nasip olmayacak bir mutluluk içinde olduğu da bir gerçektir. Çünkü bu mutluluk, Milli Lider, Dr Fazıl Küçük’ün, bir yaşam boyu sürdürdüğü mücadelede hedef olarak seçtiği her şeyi başarmış ve görmüş olmanın mutluğuydu. Milli Lider, Dr. Fazıl Küçük’ü ölümünün yıldönümünde özlem, acı ve şükranla anıyoruz. O ölmedi çünkü gönüllerimizde yaşamaktadır, ebediyen Kıbrıs Türk Halkının Milli Lideri Dr. Fazıl Küçük olarak yaşayacaktır. Biraz da suçluluk duygusu, burukluk ve üzüntü yaşadığımız ayrı bir gerçektir. Çünkü Kıbrıs Türk Halkının yıllarca süren mücadelesinin ürünü olan kazanımlar yine bizden birileri tarafından bozuk para gibi harcanmaya çalışılmaktadır. Eğer Milli Lider, Dr. Fazıl Küçük’ten biraz olsun feyz almışsak; bu kazanımları sonsuza dek yaşatmak için onun mücadelesinin emsalini sürdürme gayretinde olmalıyız. Tanrı bize hep Dr. Fazıl Küçük gibi liderler nasip etsin…