DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21588470,14%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kamil ÖZKALOĞLU;  Eğer KKTC olmayacaksa?

Kamil ÖZKALOĞLU; Eğer KKTC olmayacaksa?

ABONE OL
20 Kasım 2019 02:40
Kamil ÖZKALOĞLU;  Eğer KKTC olmayacaksa?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NACAK GAZETESİ- Böyle bir yazı asla yazmak istemiyordum.
Ancak gidişat o kadar kötü ki; nasıl algılanırsa algılansın her türlü uyarının halkımızın önüne konmalı görüşündeyim.
Bir müzakere süreci başlatıldı, bu sürecin ön koşulu olarak KKTC’nin tasfiye edileceği, görüşmelerin tek egemenlik, tek devlet ve tek temsiliyet temelinde sürdürüleceği kabul edildi. İki devletli çözümü kabul eden Kıbrıs Türklerinin güçlü iradesi göz ardı edilemezdi. İşte bunun için Kıbrıs Türklerini aldatıp kendi ölüm fermanlarını imzalamalarını sağlamaya çalışıyorlar.
Yasal ve tüm devlet olma unsurlarına sahip KKTC’nin tasfiyesinin ardından çözüm dedikleri ucubenin içine, devlet olma unsurlarına sahip olmayan ‘Kurucu Devlet’ veya ‘Oluşturucu Devlet’ diye adlandırdıkları uyduruk ve ne olduğu belirsiz sadece adı ‘Devlet’ olan bir oluşum sokuşturdular. Kıbrıs Türk Halkına da işte size ‘Devlet’ diyorlar. Daha şimdiden bu teslimiyet planının Kıbrıs Türkleri tarafından kabulünü sağlamak için baskılar, şantajlar içeren çalışmalar sürdürüyorlar.
Kıbrıs Türkleri yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra bu oyunlara gelir mi? Gelmez kanısındayım. KKTC’nin tasfiye edilmesi durumunda Kıbrıs Türk Halkının kayıplarının çok büyük olacağı konusunda onlarca yazı kaleme aldık. Bırakın uyduruk ‘Kurucu Devlet’ iddialarını daha devlete benzer bir oluşumun bile kabul edilmesi Kıbrıs Türklerini felakete götürür. Son günlerde, görüşmelerde ‘toprak’ başlığının ele alındığı gündemi işgal ediyor. Bir düşünelim bakalım, KKTC olmayacaksa, adam gibi bir devlete sahip olmayacaksak; Tek devlet, tek egemenlik, tek vatandaşlık söz konusuyken, egemenlik hakkımız Rumlara devredilmişken, sınırların sadece harita üzerinde olacağı konuşulurken, yetkilerin tümü Rum çoğunluğun etkisinde olan Federal Hükümete devredilmişken; Toprağın % bilmem kaçının bizde olacağı? Sahillerin ne kadarının bizde kalacağı? Aramıza ne kadar Rum yerleşeceği? Karar verme hakkının Federal hükümetin tasarrufunda olan yer altı kaynaklarından eşit yararlanma hakkımızın var olup olmadığı? Gibi konuların sanki sıkı pazarlık yapılıyormuş gibi bize yansıtılmasının ne anlamı olabilir ki? Bu adada sana ait bir devletin olmadıktan sonra, Egemenlik hakkın olmadıktan sonra, Temsiliyet hakkın olmadıktan sonra, Bir daha kendi kaderini tayin hakkın olmayacaksa, Yeni savaşlar, yeni katliamlar karşısında bile ayrılma hakkın olmayacaksa, Bu gâvur seni kaç gün yaşatır? Kaç gün yaşatacağını bugüne kadarki deneyimlerimizden bilmiyor muyuz? KKTC’ye sahip olacaksın, kendi topraklarında kendi kendinin efendisi olacaksın. Elini masaya vuracaksın. “Burada ben varım. Sonsuza dek var olacağım” diyeceksin.
Bugün kadar dünyada iyi niyetle, özveri ile “evet”çilikle başarı sağlayan, hak elde eden veya haklarını koruyabilin bir devlet görülmemiştir. Hiç unutmayacağız, “EMPERYALİZMDEN ADALET VE MERHAMET DİLENMEK BARIŞ DEĞİL, TESLİMİYET DE ÇÖZÜM DEĞİLDİR.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r