DOLAR 32,3578 0.11%
EURO 34,9839 -0.29%
ALTIN 2.323,980,21
BITCOIN 22818871,33%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kamil ÖZKALOĞLU; Fransızların Cezayir Soykırımı

Kamil ÖZKALOĞLU; Fransızların Cezayir Soykırımı

ABONE OL
06 Ocak 2020 10:10
Kamil ÖZKALOĞLU; Fransızların Cezayir Soykırımı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mazlum ülkeleri işgal ederek, insanlarını öldürerek, karın tokluğuna çalıştırarak, kültürlerini yok ederek, yer altı kaynaklarını çalarak sömürmeyi marifet saymış ve yaşam felsefelerini bunlar üzerine kurmuş soysuz bir millettir Fransızlar.
Zaten çoğu, kendileri gibi ayni yaşam felsefesini benimsemiş, ayni deneyimlerden geçmiş, ayni soysuzluklara imza atmış AB ülkelerinin, kendi kendilerini, yüce değerlere sahip, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunan masum ülkeler olarak satmaya çalışmaları bile bir soysuzluk ve yüzsüzlük örneği değil midir? İşte 2milyon yıllık geçmişi olan Cezayir de taaa 1830’da bu soysuzluğun ağına düşmüş, 132 yıl süre ile Fransız işgalinde kalmış. İnsanları sömürülmüş, Kültür Soykırımına maruz kalmış, aç bırakılmış, boğaz tokluğuna çalıştırılmış, Yüce(!) Fransız Halkının refah düzeyinin yükseltilmesi ve zenginleştirilmesi için ülkenin maddi zenginlikleri ile yer altı kaynakları çalınarak Fransa’ya taşınmış.
Bugün, Fransızların sömürdükleri diğer birçok mazlum ülkeden söz etmeyeceğiz. Sadece Cezayir’i konuşacağız.
Cezayir’in ve Cezayir halkının 1830’larda, 1870’lerde 1900’lerde, 1915’lerde çektiklerini de anlatmayacağız… Bugün, Cezayir ve Cezayir Halkının 20. Yüzyılın ikinci yarısında, 1954-1962 yılları arasında yaşadıkları, Fransızların dünyanın en acımasız ve ahlaksızlıklar içeren yöntemleri kullanılarak gerçekleştirdikleri SOYKIRIM’dan söz edeceğiz.
Cezayir, 1949’dan sonra Fransa’dan bağımsızlığını istedi ve “Cezayir Kurtuluş Cephesi”ni kurdu. Bunun üzerine Fransa, Cezayir’in bağımsızlığını asla kabul etmeyeceğini açıkladı. Sadece siyasi mücadelenin yeterli olmayacağını anlayan “Cezayir Kurtuluş Cephesi” 1954 yılından itibaren mücadelesini hem siyasi hem de askeri olarak sürdürerek Ulusal Kurtuluş Savaşını askeri alana da başlattı. Buna karşılık Fransız Hükümeti’nin sosyalist İçişleri Bakanı François Mitterand, 5 Kasım 1954’de yaptığı açıklamada, Cezayir’in bağımsızlığını engellemenin tek yolunun, sadece savaşta görüşmeyle mümkün olacağını söyledi ve “Cezayir Fransız’dır” diyerek Cezayirlilere karşı savaş başlattı.
Ve hiçbir savaş anlaşması veya sözleşmesi tanımayan ahlaksızca ve canice bir savaş başladı Cezayir Halkına karşı… Sayıları tespit edilemeyecek kadar çok Cezayirliye işkence yaptılar… İşkenceden geçirilenlerin çoğu öldü veya sakat kaldı… 1957’de,10. Paraşüt tümeni komutanı General Jacques Massu, yardımcısı ve Cezayirdeki Fransız İstihbarat Başkanı General Paul Aussaresses, Fransız gazetesi Le Monde’a verdikleri mülakatta; Cezayir’deki savaşta 3.000 kişinin idam edildiklerini ve 1957 yılında, işkence ve adam öldürmenin, Fransa’nın savaştaki politikasının bir parçası olduğunu adeta gurur duyarak anlattılar… Bu açıklamaların bir pişmanlık veya üzüntünün sonucu olmadığı; Aussaresses’in kendi elleriyle ve özellikle katlettiği 24“Cezayir Kurtuluş Cephesi” üyesi hakkında Le Monde Gazetesine verdiği cevapta, ‘hiç bir pişmanlık duymuyorum’ demesinden anlaşılıyordu… Fransızlar sistemli soykırım uygulamalarında 8.000 köyü yok ettiler… Bu şekilde, Cezayir’de kırsal alanda yaşayan halkın neredeyse yarısı yaşamlarını yitirdi. Sivil halka karşı ellerindeki en son model silahlarla saldırıyorlardı. Kullandıkları napalm bombalarının etkisiyle evler yok edilmiş topraklar verimini yitirmiş… Mazlum ve masum Cezayir Halkına karşı sürdürülen bu sistemli SOYKIRIM 7,5 yıl sürdü… Acı dolu, öldüren, yok eden 7,5 yıl… 2 milyonun üzerinde insanını kaybetti Cezayir… Ama Yüce Fransız Milleti(!) zenginleşti, refahı yükseldi… Cezayir 1962 yılında bağımsızlığına kavuştu… 2005 ve 2006 yıllarında Cezayir Devlet Başkanı Fransa’yı soykırım yapmakla suçlamış ve Paris’ten bir özür beklediklerini açıklamıştır. Ancak Fransa iddiaları kabul etmemiş ve ‘konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini’ öne sürmüştür.
Gelin görün ki bugün ayni Fransa’nın atalarının seçkin evlatları, Türkiye’ye yakıştırılan gerçekleşmemiş bir soykırım iddiasının tarihçilere bırakılması gerekliliğini ret ediyorlar… Tarihi ret ediyorlar, Tarihçileri ret ediyorlar… Bu da yetmedi, Hukuk adına, İnsan Hakları adına, yüce değerleri gereği Meclisinden geçirdiği yasa ile Sözü edilen uyduruk soykırımı ret etme yönünde fikir beyan edenleri para cezası ve hapislikle yargılayıp mahkûm edeceklerini ilan ettiler… Fransızlara yakışan da budur. Bu asalet(!) ve rezalet damarlarındaki kanda mevcuttur… Bu soysuzluk sadece Fransız siyasilerine değil; ayni zamanda onları oyları ile o koltuklara oturtan seçmenlere de aittir. Fransız Milletine aittir… Bu da Fransa’nın ve mensubu olduğu AB’nin, Yüce Değer, Hukuk ve Hukukun üstünlüğü, İnsan Hakları ve insanlık anlayışının bir örneği olsa gerek…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.