(NACAK GAZETESİ) Akıncı, “Kıbrıs’ta iki toplumun hangi çerçevede yaşayacağına karar verecek olan Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlardır” açıklamasını yaparak bir kez daha Kıbrıs Türkleri aleyhine algı yaratmayı hedeflemiştir.
Önce şunu hatırlatalım; Akıncı her açıklamasında yaptığı gibi Kıbrıs Rumlarının da haklarına vurgu yaptı. Bu, Kıbrıs Türklerinin, Cumhurbaşkanları tarafından yapılmasını kabul edemeyeceği bir açıklama yöntemidir. Bu açıklama yöntemi; Kıbrıs Türkleri tarafından, haklarımızın Rum tarafına teslim edilmesinin yolunu açmak için tercih edildiğine inanmaktadır. Kaldı ki, böylesi bir açıklama ile barış yanlısı da olunmuyor.
Kıbrıs Türkleri Cumhurbaşkanlarının hak savunması söz konusu olduğu zaman; Kıbrıs Türklerinin haklarını, varlığını ve geleceğini savunmasını beklemektedir. Anayasamız ve namus ve şeref üzerine yapılan yemin de bunu gerektirmektedir.
Rumlar bizim ne dostumuz, ne ortağımızdır. Birleşik Kıbrıs (Federasyon) gibi bir antlaşmayı veya çözümü gerçekleştirmek için ortak kimlik, ortak dil, ortak din, ortak kültür, ortak çıkar gibi değerler de mevcut değildir.
Rumlar, Kıbrıs Türklerine defalarca katliam uygulayan, etnik temizlik için imha planları yapan ve uygulayan düşmanlarımızdır.
Bu insanlık ayıbı niteliğindeki saldırıları nedeniyle Kıbrıs Türklerinden özür dilemediler. En acımasız yöntemlerle öldürdükleri insanların ailelerine tazminat ödemeyi kabul etmediler. Daha da korkuncu kendi çocuklarından bu cinayetleri gizleyerek kuzu postuna büründüler.
Gelelim Kıbrıs Türkleri aleyhine algı yaratmaya yönelik yaptığı açıklamaya;
Bu açıklama ile Akıncı gerçekleri göz ardı ederek Kıbrıs Türklerini aldatıp karanlık bir geleceğe sürüklemeye çalışıyor…
Kıbrıs Türkleri de Kıbrıs Rumları da Akıncı’nın sözünü ettiği hangi çerçevede yaşayacağı kararını zaten vermiş ve uygulamaya koymuşlardır.
1. Kıbrıs Rumları ENOSİS’i gerçekleştirme adına 21 Aralık 1963’te uygulamaya koyduğu AKRİTAS KATLİAM PLANI ile yüzlerce masum Türk vatandaşının canına kıyma dışında; tüm dünya tarafından büyük bir coşku ile benimsenmiş olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, (Kuruluş Antlaşmaları ve Anayasası hilafına) yapısını değiştirerek bir statüko yaratıp hangi çerçevede yaşamak istediklerinin kararını ortaya koymuştur. Bu kararla Türk çalışanlar devletten silah zoru ile atılarak işsiz bırakılıp açlığa mahkum edilmiştir. Akıncı eğer Rumlardan yeni bir karar bekliyorsa; Rumlar bu kararı zaten açıkça dile getiriyorlar: ENOSİS.
2. Kıbrıs Türkleri de bir devlet güvencesinden yoksun, ambargo ve izolasyonlar altında 20 yıl barışı kovaladıktan sonra, olmayacağını anlayıp 15 Kasım 1983’te kendi kaderini tayin hakkını kullanarak kendi devletini ilan etmiştir. Bu da Kıbrıs Türklerinin hangi çerçevede yaşamak istediğinin kararıdır. Akıncı, Kıbrıs Türk Halkının bu onurlu ve gururlu kararını değiştirip açıklamasında belirttiği gibi yeniden toplum seviyesine düşmesini beklemektedir.
Hayır Mustafa Akıncı,Kıbrıs Türkleri siyasi seviyesini düşürüp yeniden toplum olmayacak,
Kıbrıs Türkleri devletinden vaz geçmeyecek. Kıbrıs Türkleri İngiliz Kolonisi olmaktan kurtulduktan sonra Rum Kolonisi olmayacak.
Kıbrıs Türkleri varlığını, özgürlüğünü, egemenliğini, devletini savunmak için her türlü mücadeleyi sürdürme azim ve kararlılığındadır.