AVRUPA DEVLETLER TOPLULUKLARININ KUMPAS VE BASKILARI
Biliyorsunuz, Devletler Hukuku, Milli hukuka hiç benzemez. Devletler Hukukunda her konuda yapılmış yasalar yok. Devletler Hukukunda 2 veya daha fazla devletin imzaladığı antlaşmalar var. Bu antlaşmalar sadece antlaşmaya imza atan devletleri bağlar. Başka hiçbir devletin, o antlaşmanın hükümlerine uyma zorunluluğu ve sorumluluğu yoktur.
Avrupa ülkeleri tarafından oluşturulmuş çeşitli amaçlara yönelik devletler toplulukları vardır (Avrupa Birliği 28 üye, Avrupa Konseyi 47 üye, AGİT 57 üye; gibi.) Bu devletler toplulukları arasında üye olabilmenin en zor olanı Avrupa Birliği(AB)dir. Aday üye Türkiye’nin durumuna bakılınca bu zorluk açıkça görülmektedir. TC çok uzun yıllardan beri AB kapısında bekletilmektedir.
Gelin görün ki Kıbrıs Cumhuriyeti(KC) üyelik için müracaat ettiğinde AB’nin tüm kriterleri unutuluverdi. KKTC olarak biz tarihin hiçbir döneminde AB’ye üyelik müracaatında bulunmadık. AB da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin, üye olması için herhangi bir talepte bulunmadı. Ayrıca KC’nin asla üye olamaması için nedenler de vardı. Örneğin o güne kadar titizlikle uygulanan “İçte sorunları olan hiçbir ülke AB üyesi olamaz” ilkesi de hasıraltı edildi. Yüce değerlere sahip AB yöneticileri kumpas kuracaklar ya! Bir puntuna getirip KC ile birlikte 9 ülkenin daha birlikte mütalaa edilmesi sağlandı. AB içinde KC’nin sorunlu ülke olması nedeniyle; üyeliğine karşı çıkanlar vardı. Üye Yunanistan AB’ye 20. Yüzyılın en büyük şantajına imza attı ve “Eğer KC’nin üyeliğini kabul etmezseniz ben de diğer 9 ülkenin üyeliğini veto ederim” dedi. Zavallı AB yöneticileri de sorunlu olması nedeniyle Üye yapılmaması gerekirken; Şantaja boyun eğerek KC’ni de üye yapıverdiler…
Vay vay vay ne kumpas ama ha!
Keşke bu kadarla da bitseydi… Bitmedi ve kumpas devam etti…
KC’nin üyelik senedine bir 10. Protokol eklediler. Bu protokole göre; Kıbrıs’ın Kuzeyi de AB’ye üye yapılmıştır ama Kuzeye AB muktesebatı uygulanamayacak.
Vay vay vay ne kumpas ama ha!
Halbuki KKTC de bir bağımsız devlet, AB üyeliği için ne istemi ne de müracaatı var. Ama bir çırpıda Kıbrıs’ın Kuzeyini de üye yapıverdiler.
Böylelikle Kıbrıs’ın Kuzeyi AB’nin hiçbir nimetinden yararlanamayacak ama AB Kıbrıs’ın Kuzeyi için canının çektiği her kararı alacak ve uygulayacak. Örneğin Kıbrıs’ın Kuzeyinde yaşayan AB üyelerine en acımasız ambargolar uygulanmaya devam edecek, Kıbrıs’ın Kuzeyindekiler dünya ile iletişim kuramayacak, serbest seyahat hakkı olmayacak… Ne güzel AB üyeliği…
Vay vay vay ne kumpas ama ha!
Daha bitmedi. Bir de Avrupa Konseyi(AK)nin Kıbrıs Türklerine kumpası var. Biliyorsunuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM) birçok kişinin sandığı gibi bir AB kuruluşu değil, AK’ye bağlı bir kurum. Yüksek değerlere sahip Avrupa ülkeleri, AK’ye üye olmayan Kıbrıs Türklerini (KKTC’yi) AİHM kararları ile de mahkum etmeye karar vermişler. Düşünüp taşındılar ve “Kıbrıs’ın Kuzeyindeki oluşum AK üyesi TC’nin bir alt kuruluşudur” deyiverdiler. Böylece AİHM’nin kararları ile de Kıbrıs Türklerini terbiye etme! Yolunu bulmuş oldular.
Vay vay vay ne kumpas ama ha!
Ne kadar acıdır ki; içimizdeki işbirlikçiler bu kumpaslara sıkı sıkı sarılırken; karşı çıkması gerekenler de bugüne kadar suspus olmuştur.
Artık bu kumpasları sırtımızdan atma zamanı gelmiştir. Biz, bağımsız bir devlet olarak(KKTC) ne AB’ye ne de AK’ye üye değiliz. Herhangi bir ülkenin alt kuruluşu da değiliz.
Devletler Hukukunun bize verdiği haklara dayanarak diyoruz ki;
AB’nin, AK’nin, AİHM’nin ve Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararları bizi bağlamaz. Hepsini ret ediyoruz…
Bugün yapılacak en doğru iş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için yola koyulmaktır…
“KURTARICISINA SIRT ÇEVİRİP KATİLLERİNİN KUCAĞINA OTURANLARIN KIBRIS TÜRK HALKINA HİÇ BİR YARARI OLAMAZ”
GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.