İlk toplumlararası görüşmeler, Geçitkale saldırılarından sonra varılan anlaşma uyarınca 1968 yılının Haziran ayında Beyrut’ta başladı. Müzakereler BM İyi Niyet Misyonu çerçevesinde BM parametreleri olan, siyasi eşitlik ve iki kesimlilik temelinde, eşit statüde iki Kurucu Devleti haiz yeni bir Ortaklık kurulması amacıyla yürütülmektedir.
Dikkat edilirse bugüne kadar görüşmeler öncesinde ortaya konan “Parametre”, “Mütabakat Belgesi” gibi tartışılamaz koşullar hep ustalıkla seçilmiş ifadelerden oluşan, Kıbrıs Türklerini tongaya düşürme tinyozluğunun ürünü olmuştur.
Tam 50 yıldır “BM İyi Niyet Misyonu çerçevesi” ve ” BM parametreleri” tekrarlanıp duruyor. 1968’de doğanlar bugün 52 yaşında, 1968’de 18 yaşında olanlar bugün eğer yaşıyorlarsa 70 yaşındalar. Kimse çıkıp ta demiyor, “Kardeşim, bu BM’nin adı da iyi niyeti de, parametreleri de başarısız olmuştur. Bırakın bu yanlı BM’yi artık.” Ama ne kadar acıdır ki bizi temsil ettiği iddiasında olanlar ısrarla bu tinyozluğa teslim olmayı savunuyorlar.
İşte bu yüzden biz görüşmelerde temsil edilmiyoruz…
Başarısız olmuş artık hükmü ve geçerliliği kalmamış “BM İyi Niyet Misyonu” ve ” BM parametreleri” bize çözüm olarak FEDERASYON’u dayatmaktadır. Dünyada hızla FEDERASYONLAR yıkılıp parçalanıyor. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti BM’ye üye olarak kabul edilirken BM’nin 82 üyesi vardı, bugün 193. Bu sonuç, çoğunlukla yıkılan federasyonlar nedeniyle ortaya çıkmıştır. Kıbrıs’ta iki devletlilik hayata geçtikten sonra ülkede gerçek bir barış hüküm sürmektedir. Ama ne kadar acıdır ki bizi temsil ettiği iddiasında olanlar ısrarla, BM gibi, FEDERASYON bağımlılığından kurtulamayıp; “BARIŞ VE ÇÖZÜM” çağrıları yaparak ülkede kaosu, kavgayı ve savaşı yeniden başlatma misyonunu ve Kıbrıs Türklerini ENOSİS çözümünün kolonisi haline getirme çabalarını sürdürüyorlar…
İşte bu yüzden biz görüşmelerde temsil edilmiyoruz…
Kurucu Cumhurbaşkanımızdan sonra gelen görüşmeciler Mutlu Barış Harekâtı öncesini hiç gündeme getirmiyorlar. Halbuki Kıbrıs Türkleri en büyük acıları Mutlu Barış Harekâtı öncesinde yaşamış, en acı kayıplarını Mutlu Barış Harekâtı öncesinde vermiştir.
Kıbrıs Türkleri 103 köyden, Mutlu Barış Harekâtı öncesinde silah zoru ile atılmış ve söz konusu köyler yağmalanmıştır. Bu 103 köyün 34 tanesi yağmalandıktan sonra ağır iş makineleri ile yerle bir edilip coğrafyadan silinmiştir.
Yüzlerce vatandaşımız yollardan, tarlalardan toplanarak, savunmasız Türk Köyleri basılarak masum insanlarımız sadece Türk oldukları için katliam çukurlarına atılmışlar, yine Mutlu Barış Harekâtı öncesinde… Katliam çukurlarından çıkarılanlara bakılınca; neredeyse tümü yaşlılardır, kadınlardır, çocuklardır… Aralarında 16 günlük bebeler de var….
Ama ne kadar acıdır ki bizi temsil ettiği iddiasında olanlar; bizim Mutlu Barış Harekâtı öncesinde çalınmış haklarımızı ve kayıplarımızı asla savunmamaktadırlar…
İşte bu yüzden biz görüşmelerde temsil edilmiyoruz…
Kurucu Cumhurbaşkanımızdan sonra bizi temsil ettikleri iddiasında olan görüşmecilerimiz ne yazık ki devletimize de sahip çıkmıyorlar. Devleti ortadan kaldıracak koşulları önceden kabul ederek görüşme masasına oturmaktadırlar.
Bir yandan devletin Cumhurbaşkanı oldukları iddiasını sürdürürken;
Bir yandan da anayasamızın ve yasalarımızın kendilerine devleti koruma yaşatma ve yüceltme emri vermesine karşın;
Devletin tasfiye ve ortadan kaldırılışını savunuyorlar…
Bu görüşmeciler Kıbrıs Türklerinin haklarını değil açıkça Rumların haksız çıkarlarını savunuyorlar.
İşte bu yüzden biz görüşmelerde temsil edilmiyoruz…
Kurucu Cumhurbaşkanımızdan sonra bizi temsil ettikleri iddiasında olan görüşmecilerimiz ne yazık ki Kıbrıs Türklerinin, özgürlüğünü, egemenliğini ayrılma hakkını ve kendi kaderini tayin hakkını savunmuyorlar.
İşte bu yüzden biz görüşmelerde temsil edilmiyoruz…
GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.