NACAK GAZETESİ – Lefkoşa-Limasol-Larnaka arasında stratejik bir nokta olan Geçitkale Türk köyü, Boğaziçi ise Rum ve Türklerin birlikte yaşadıkları köylerdi.
Grivas, yaklaşık 2.000 kişilik bir kuvvetle Boğaziçi köyünü kuşatır ve Türk kesimine silahlı polis devriyesi göndermek ister. 14 Kasım 1967’de Rumlar 15 Türk çobanı kaçırarak ellerinde rehin tutarlar ve Boğaziçi yolunun kendilerine açılması için koz olarak kullanırlar. Bunun üzerine yol açılır ve çobanlar serbest bırakılır.
15 Kasım 1964 günü Rumlar tekrar yolu kullanmak ister ancak mücahitler izin vermez ve uyarı amaçlı havaya üç el ateş açılır. Bunun hemen sonrasında 10.000’e yakın Rum Milli Muhafız Ordusu askeri havan ve ağır toplarla köye saldırır. Aynı sıralarda Boğaziçi köyüne yaklaşık 2 mil uzaklıktaki, nüfusu tamamen Türk olan Geçitkale köyüne de ateş açarlar.
Rumlar tarafından elektriği ve suyu kesilen evler yağmalanır ve ateşe verilir. 6 ev ve 1 okul çıkarılan yangınla yıkılır, 40’ın üzerinde ev top atışlarıyla ve kundaklama sonucu kısmen tahrip edilir, Türklerin sahip oldukları bütün para ve mücevherler yağma edilir.
Katliam sürerken Türkiye alarma geçerek Rumların köyden derhal geri çekilmesi, rehinelerin bırakılması ve güvenli ortamın yaratılmasını belirten bir nota yayınlar.
Türkiye’nin notası üzerine , 16 Kasım 1967’de Rumlar köyden geri çekilir. BM köylere girdiğinde; 24 Türk’ü ölü, 7 erkek, 5 kadını yaralı bulurlar.
VAHŞET VE KATLİAM
Halkın Sesi Gazetesi Muhabiri Omaç Başat , 18 Kasım 1967 tarihli “Kan İçinde Geçitkale” başlıklı yazısında yaşanan vahşeti ve katliamı şöyle anlatır;
“.Camide henüz defnedilmemiş 5 şehidimiz vardı. Bunlar arasında Rumlar tarafından yakılan ve 1 metreden küçük bir kömür çubuğu haline gelen Mustafa KOÇÇİNİ isimli bir soydaşımız ile vücudu iki parça haline getirilen bir soydaşımızın cesetleri bulunuyordu. Yunan askerleri girdikleri her evde buldukları altın eşyası ve yükte hafif pahada ağır ne varsa hepsini beraber götürmüşler, taşıyamadıkları eşyayı ise kullanılamaz hale getirmişlerdir.
Köy halkı 80’lik ihtiyar Mehmet Emin Sait elindeki av tüfeği ile Yunanlılara karşı koymuş, üçünü öldürdükten sonra ele geçirilmiş, yunan askerleri tarafından diri diri yakılarak gaddarca şehit edilmiştir…..
Saldırı başlamadan önce kesilen su ve elektrik hala köye verilmemiş, köy halkı su ihtiyacını Barış Gücü’nün köye getirdiği su tankından tedarik etmeye çalışmıştır.
Esir edilen 118 kardeşimiz gece yarısı Skarino’ya kadar ite kaka yaya olarak götürülmüş ve orada kendilerine büyük işkenceler yapılmıştır. Esir alınan soydaşlarımızın kollarındaki saatler, yüzükler ve üzerindeki paralar Yunan askerlerince alınmıştır. Ele geçirilen Türk bayrakları önlerinde parçalanmış ve yerlere atılmıştır. Soydaşlarımız yaklaşık 12 saat kadar tutuklu tutulmuşlardır.”
GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.