DOLAR 32,2783 0.01%
EURO 35,0907 0%
ALTIN 2.475,260,38
BITCOIN 21256780,15%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği uyardı;   Yeni bir yol haritası belirlenmeli

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği uyardı; Yeni bir yol haritası belirlenmeli

ABONE OL
15 Aralık 2019 19:12
Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği uyardı;   Yeni bir yol haritası belirlenmeli
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NACAK GAZETESİ- Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora yaptığı açıklamada Kıbrıs konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulunurken, “yeni bir yol haritasının” belirlenmesini istedi.
Bora’nın yaptığı açıklama aynen şöyle;
“Bilindiği gibi geçmişte Kıbrıs Türk Halkı faşist Rum Yönetiminin tehdidi ve Eoka teröristlerinin etnik temizlik saldırıları karşısında yok olma tehlikesi yaşamıştır. Bu saldırılara karşı TMT önderliğinde bir kurtuluş mücadelesi veren halkımız Anavatanın yanımızda yer alması ile özgürlüğüne kavuşmuştur.
Maalesef Faşist Rum Yönetimi 1974 de başlayan barışı içine sindirememiştir . Barışı bozmak ve tüm Kıbrıs’a egemen olacağı bir ortam yaratmak için mücadele etmektedir. Algı operasyonları ile yürüttüğü bu mücadelede başarılı olduğu ve bir kısım siyasilerimizi de gerçekleri göremeyecek hale getirdiği söylenebilir.
Bazı siyaset adamlarımız maalesef 1974’de gelen özgürlüğün değerini anlamamakta ve halkımızı yeni maceralara ve tehlikelere sürükleyecek görüşler öne sürmektedirler.
Bilindiği gibi Kıbrıs Türk halkına karşı 1955’lerde terörist saldırılar başlamış ve çeşitli evrelerden sonra 21 Aralık 1963 de Rum saldırıları yüzünden Kıbrıs’ta fiilen iki ayrı egemenlik oluşmuştur. Bu iki egemenlik 15 Temmuz 1974 de faşist Yunan darbesinin Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama girişimi Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’de haklı ve meşru müdahalesinin bir sonucu olarak ilgili taraflar arasında yapılan anlaşmalar üzerine iki ayrı devlete dönüşmüştür. Kıbrıs’ta 1974 den sonra oluşan iki fiili devletten daha yasal olan KKTC’dir. Çünkü 1960 antlaşmasına sadık kalan ve etnik temizlik katliamlarına karşı kendini savunan KKTC halkıdır.
Bu durumda sadece Rum yönetiminin bağımsız devlet olarak tanınması büyük bir haksızlık ve diskriminasyondur. Bu koşullarda Kıbrıs Türk Halkının özgür iradesi ile kurulan KKTC in tanınmasını istemek ve tanınmadıkça herhangi bir müzakereye razı olmamak en doğal hakkımızdır ve barışın gereğidir.
Dünyanın tüm ciddi barışsever insanları Kıbrıs’ta barışın sürekli olması için iki ayrı devletin sürekli hale gelmesi gerektiğini kabul etmektedirler. Maalesef barıştan çok kendi çıkarlarını düşünen ve Faşist Rum Yönetimini tatmin etmek isteyen çevreler iki halkı birleştirmek ve tekrar karışık ve kavga içinde yaşatmak istemektedirler.
Bunun için federasyon veya konfederasyon kurulması için Kıbrıs Türk Halkına baskı yapmakta ve Kıbrıs Türk halkını aldatarak uzun vadede Rum yönetiminin egemen olacağı koşullarda bir anlaşmayı dayatmaya çalışmaktadırlar.
Bilinmesini isteriz ki Kıbrıs koşullarında dünyanın hiçbir yerinde federasyon veya konfederasyon kurulmuş ve başarılı olmuş değildir. Aksine Kıbrıs’a benzeyen tüm yerlerde bölünmeler olmuş ve ayrı devletler oluşmuştur.
Bu gerçeğe rağmen barış karşıtı kötü niyetli çevreler iki halkı birleştirmek için formüller aramakta ve Rum Yönetiminin tüm adaya egemen olacağı bir ortam yaratmaya çalışmaktadırlar. Kendisi ayrılan bir devletin diplomatları bize birleşmeyi tavsiye eden etkinlikler yapmaktadırlar.
Kıbrıs’ta yapmak istedikleri anlaşma koşullarında yeniden kan döküleceğini bildikleri ve Kıbrıs Türk halkının savunmasız kalmasını istedikleri için, Türk askerinin çekilmesini talep etmekte Türkiye’nin garanti hakkını etkisiz hale getirmeye çalışmaktadırlar. Maalesef bazı siyasilerimiz de bu gerçekleri görememekte ve Rum milli ideallerine uygun bir yaklaşımla güvenliğimizi tartışmaya açmaya razı olmaktadırlar.
Bu koşullarda Kıbrıs’ın geleceğini yeniden değerlendirmemiz ve yeni bir yol haritası çizmemiz gerekir. Bu konuda TMT Mücahitler Derneği üstüne düşen görevi yapmaya ve Siyasilerin tehlikeli yollara girmesini önlemek için uyarı görevini yerine getirmeye devam edecektir.
Kıbrıs sorunu ile ilgili en doğru görüşü Sn. Bülent Ecevit ifade etmiştir. Bu görüşe göre “ Kıbrıs sorunu 1974’ de çözülmüştür. Tartışılacak tek konu iki devletin birbirini tanımasıdır. Bu hedefe yönelmeyen müzakereler işe yaramayacak ve Kıbrıs Türk Halkına faydadan çok zarar verecektir.”
Siyasilerimizin tartıştığı federasyon veya konfederasyon Kıbrıs’a barış getirecek değil mevcut barışı bozacak formüllerdir. Dünyada uygulanan ve tarihte uygulanmış federasyon veya konfederasyonları gözden geçirdiğimiz zaman Kıbrıs’a benzer koşullarda hiçbirinin başarılı olamadığını görürüz. Bu devlet şekillerinin ikisinin de Kıbrıs’ta çatışma ve kavgaya neden olacağını iyi niyetli her araştırmacı açıkça görebilir.
Özetle siyasilerimizin bağımsızlığımızı sulandıracak tehlikeli görüşlerden uzak durmasını ve yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde içinde yaşadığımız barışın değerini bilerek hareket etmelerini bekliyoruz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r