Neden Kıbrıs adası bu kadar önemli? Bir kere 1930’lu yılların ortasına gittiğiniz zaman Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün harp akademileri öğrencileriyle beraber Antalya’da Toroslar bölgesinde bir tatbikatta o istikameti gösterip bir sorusu olur: ‘Kıbrıs adası neden bu kadar önemli?’ diye sorar. Aldığı cevabı yeterli bulmayan Büyük Önderimiz şunu söyler: ‘Kıbrıs adası elimizde olduğu sürece biz uluslararası kara sularına açılabiliriz. Kıbrıs adası elimizde olduğu sürece Türkiye’nin güneyden kuşatılmasını önleyebiliriz.’ Onun için Kıbrıs Türkiye’nin ön cephesidir. Onun içindir ki 1878’den 1974’e kadar geçen o süre zarfında Kıbrıs adası ile olan ilişkilerimizi orada yaşayan yurttaşlarımızla olan bağlarımızı asla koparmamışız.
Kıbrıs adasının 1571’li yıllardan gelen çok önemli bir özelliği de var. 307 yıl Osmanlı’nın orada hâkimiyetini görürüz. Hakkın hukukun medeniyetin ne olduğunu bizim atalarımız onları intikal ettirmiş ve adada yaşayan dört ayrı medeniyete örnek olmuştur. Dolayısıyla 1878’de o toprakları terk eden Osmanlı, İngiliz müstemlekesi olarak adayı oraya bıraktıktan sonra, 1974’e kadar geçen sürede orada yaşayan Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Türk halkının hakikaten anavatana olan bağımlılıklarından hiçbir şey kaybetmediklerini, anavatana olan özlemlerini daima canlı tuttuklarını görürüz. Bunun tarihteki en önemli yansımalarından bir tanesini 1963 olayları. Daha sonra da 1 Ağustos 1958’de kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı. Dolayısıyla 20 Temmuz 1974’e kadar geçen süreçte adadaki Türklerin canını, malını, namusunu koruyan ve Türkiye’den giden subayların, astsubayların orada görevli yer altı örgütüne emir komuta etmesiyle şanlanan bir tarih yaşanmıştır. 1958’den 1974’e kadar geçen süre Türk Mukavemet Teşkilatı’nın izleridir.
21 Aralık 1963’ün o Kanlı Noel gecesinde 103 tane Türk köyü yakıp yıkılmış sadece o gece 400 Kıbrıs Türk vatandaşı öldürülmüş pek çoğu da kayıplara karışmıştır. Ondan sonra başlayan süreç adada büyük bir göç dalgasının, daha doğru ifadeyle dağınık yaşayan Kıbrıs Türklerinin daha emniyetli, hep birlikte yaşayabilecekleri bölgelere göçünü başlatmıştır. 15 Temmuz 1974’te gerçekleşen o darbenin esas hedefi Türkleri topyekûn ortadan kaldırmaktı. Önemli olan Kıbrıs Türkü’nün topyekûn ortadan kaldırılmasını önlemek adanın Yunanistan’a ilhakına mâni olmaktı. Bu amaçla Cumhuriyet tarihinde ilk kez TSK, kendi milli menfaatleri için uluslararası camianın tüm karşı koyuşlarına rağmen Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiştir.
Son beş yıldır Kıbrıs adasının etrafında doğalgaz ve petrol yatakları tespit edilmiştir. Ortadoğu platosuyla eşdeğer özellikte ve nitelikte petrol yatakları var. Buradaki enerji kaynaklarının İsrail, Suriye ve Avrupa üçgeninde bir şekilde ya bir enerji hattıyla ya da tankerlerle taşınması savaşı var. Onun içindir ki BM’nin dışında bir kuruluş hiç gündemde olmaması gerekirken 2004 öncesinde pat diye adaya çörekleniverdi. AB’nin Kıbrıs ile ilgili hiçbir inisiyatifi olamaz. Çünkü bu olayın, bu uluslararası meselenin tarafı da değildir. Hiçbir bedel uğruna Kıbrıs Türkü egemenliğinden bağımsızlığından vazgeçmez. Bu hatayı bir kez yaptı. Ondan sonra neler yaşadığını biliyor.
GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024SPOR
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.