Kıbrıs’ta toprak verilmesi konusunda radikalim. Bir kere Kıbrıs adası 400 yıllık Tür vatanıdır. 1878’de hbe İngiliz imparatorluğunun fiili durum yaratarak Kıbrıs adasını ele geçirmesi Kıbrıs’ın durumunu değiştirmemiştir.
1923 yılında Türkiye Kurtuluş savaşının galibi olarak Lozan’da Anadolu Türkiye devletini kurarken sıkıntılı durumlar nedeniyle adanın sınırlar dışında kalması da Türk vatanı olma konumunu değiştirmemiştir.
Tarih boyunca Türk milleti bir yere girdi mi oradan çıkmamıştır.
Diğer taraftan İmparatorluk topraklarında bir takım değişimler varsa, Türkiye oralarda öncelik hakkına da sahip olmalıdır. Nasıl ki Rusya, Fransa, İngiltere eski toprakları üzerinde oluşan krizlerde derhal oralarda yer tutuyor ve kendi düşünceleri doğrultusunda olayları yatıştırıyorsa.
Peki ama bu işler güce dayanır denmekte; Hiç kimse kafasını böyle şeylerle yormasın.
Kaldı ki Kıbıs’ta ,Kıbrıs Cumhuriyeti anlaşmalarıyla kurulan dengelerin ortadan kalkmasının sorumlusu Yunanistan ve Rum tarafı.
Gettolara hapsettiği, yokluk içinde kıvranan Kıbrıs Türk halkı ve Rum ve Yunan tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbesi sonrasında vaki olan saldırılar, katliamlar ve jenosit uygulanmasına, garantör diğer ülkeler müdahale etmediğinden, garantör Türkiye müdahale etmiş, Kıbrıs Türk halkına güven içerisinde yaşayacağı bir bölge oluşturmuştur, Kıbrıs Türk halkı da egemenlik hakkını kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur.
Bu da Türk tarafının Kıbrıs üzerinde kalıcı haklarının göstergesidir.
***
Türkiye Kıbrıs üzerindeki hak sorumluluklarını yerine getirecek güçte mi?
Elbette.
Neden İngiltere, Fransa, Rusya Eski topraklarında ortaya çıkan krizler müdahalede karşısında muhalefet bulmuyor da Türkiye garantör sıfatı le müdahale ettiğinde ortalık birbirine girdi?
Olaylar siyaseten, hukuken tartışılabilir. Bu bir başka meseledir.
Toprak tavizi vermek anlaşılır değildir.
Kuzey Kıbrıs fiili olarak kurulmuştur.
Tanıtmak için girişimler yapılmalıdır.
Müzakereler nafile girişimlerdir.
Türk ve Rum halkları birbirinden fiilen, ekonomik olarak, siyasi olarak, sosyal olarak kopmuştur. Bir arada yaşamaları mümkün değildir. Kaldı ki Kıbrıs Türk halkı ayrışmanın başladığı günlerde kendisine soykırım girişiminde bulunan Rum ile bir arada yaşayamaz.
Bunu herkes böyle bilmelidir;
Türkiye’nin garantörlüğü ve Kıbrıs’ta Türk askeri varlığı devam edecektir.