DOLAR 32,3462 0.29%
EURO 35,1386 -0.02%
ALTIN 2.308,971,40
BITCOIN 22894422,99%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Maaşı örtülüden mi ödendi?

Maaşı örtülüden mi ödendi?

ABONE OL
10 Nisan 2018 10:51
Maaşı örtülüden mi ödendi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Annan Planı referandumunda “Evet” kampanyasının “İletişim Danışmanlığı” görevini yürüten Sinan Dirlik’in , 2006- 2009 döneminde 2. Cumhurbaşkanı Talat’ın “Türkiye Medya ve STK İlişkileri Danışmanı” olduğu ortaya çıktı…
Maaşı örtülüden mi ödendi?
FOTO SİNAN DİRLİK
Sinan Dirlik, Annan Planı referandumunda “Evet” kampanyasını yürüttükten sonra 2004, 2006 ve 2010 yıllarında yapılan seçimlerde, CTP’nin seçim kampanyalarını da yürüttü
2005 ve 2010 yıllarında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mehmet Ali Talat’ın seçim kampanyalarının “Stratejik Danışmanlığı”nı da yapan Sinan Dirlik, 2006- 2009 yılları arasında da Cumhurbaşkanı Talat’ın “Türkiye Medya ve STK İlişkileri Danışmanı ” olarak görev yaptı
Talat’ın danışmanı olarak görev yaptığı yıllarda, “Sergi organizatörü” adı altında Vakıflar İdaresi’nden 478 bin TL aldı. Daha sonra Beşparmak Dağları’ndaki Türk Bayraklarına “sinirlendiğini” söylerken, İlahiyat Koleji’nin açılışına da karşı çıkarak KKTC’den ayrıldı. Yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde ise geri döndü
BEŞPARMAKLARDAKİ TÜRK BAYRAKLARINA KARŞI
CTP yayın organı Yenidüzen gazetesine köşe yazarlığı da yapan Sinan Dirlik, Beşparmak Dağları’ndaki Türk bayraklarına karşı çıkarken, 3 Ağustos 2013 tarihli “Dersim dağlarındaki slogan ve Lefkoşa’daki bayrak” başlıklı yazısında, şunları söylüyordu;
“Kendi kendime ‘bir devlet neden dağa taşa bayrak çizerek, Türklük vurgusu yapan sloganlar yazarak kendisini hissettirmeye çalışır’ diye düşünürken aklıma Lefkoşa’nın her yerinden görünen meşhur ışıklı bayrak aklıma geliyor. Bu öyle bir devlet ki Pülümür’ün dağında da Lefkoşa’nın dağında da ‘buradayım’ diye yazma çizme ihtiyacı hissediyor. Bunun aslında, bir güç gösterisi olmaktan ziyade bir güvensizlik göstergesi, tekinsiz bir acizlik hissiyatının eseri olduğunu fark etmek ürpertici. O yazıyı ve o bayrakları dağa taşa yazıp çizen bir devletin yurttaşı olmanın yarattığı acıma duygusu aynı zamanda insanı sinirlendiriyor da.”
YENİDÜZEN’DEN NEDEN AYRILDI?
Yenidüzen köşe yazarlarından Sinan Dirlik, Yenidüzen’de yazı yazmayı 28 Eylül,2013 tarihinde bırakırken, bunun nedenini de “Allah Taksiratınızı Affetsin” başlıklı köşe yazısında, şöyle açıklamıştı;
ALLAH TAKSİRATINIZI AFFETSİN
İster tek bir tanrıya tap, ister bir tencere kapağına. Dilediğine inanmak, inancını dilediğin gibi yaşamak hakkına sahipsin.
İster tek bir tanrıya tap, ister bir tencere kapağına. İnanmayanlar ya da farklı inançlara sahip olanlar üzerinde baskı kuramazsın.
İster tek bir tanrıya tap, ister bir tencere kapağına. İnanç özgürlüğünü, yüz kızartıcı bir imha ve asimilasyon politikasına kalkan yaparak farklı inançlar ya da inançsızlıklar üzerinde baskı kuramazsın.
İster tek bir tanrıya tap, ister bir tencere kapağına. İbadet özgürlüğünü yayılmacılığın, işgalin enstrümanı haline getiremezsin.
Kimse laf cambazlığı yapmasın. Kimse karnından konuşmasın.
Kıbrıs’ın Kuzeyinde “İlahiyat Koleji” adı altında açılan İmam Hatip Lisesi’nin ve 10 bin kişilik camiinin derdi muradı bellidir: 400 yıldır adada dilini, kimliğini, kültürünü kimseye ihtiyaç duymadan koruma basiretini göstermiş Kıbrıslı Türklere yapılmış ağır bir hakarettir bu. “Yeterince Türk, yeterince Müslüman değilsin ama merak etme biz seni istediğimiz ölçüde Türkleştirecek, istediğimiz ölçüde Müslümanlaştıracağız” mesajıdır bu.
Kimse laf cambazlığı yapmasın. Kimse karnından konuşmasın. CTP bu operasyona karşı olduğunu ve karşı duracağını açıkça beyan etmiş bir partidir.
27 Ocak 2013’te “Kıbrıs Türk Halkının siyasi iradesini, kimliğini ve zengin kültürel geçmişini yok sayan her türlü yaklaşım halk tarafından kınanmaya ve reddedilmeye mahkumdur” diyen Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun 27 Eylül 2013’teki temel atma töreninde “Bugün burada bir eğitim kompleksinin temelini atmak üzere toplandık. Bu kompleksin oluşmasına katkı koyan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu kompleksden mezun olacak gençlerin, ülkenin gelecekteki gelişmesini projelendirecek nitelikte olmasını istiyorum. Yürekleri insan sevgisi ile dolu, hoşgörülü ve saygılı olmalarını istiyorum. Bu eğitimden mezun olacak gençlerin, bu ülkenin geleceğini yaratırken, bu ülkede yaşananları geçmişte unutmadan ama ona da takılmadan projelendirmelerini istiyorum. Kolejin hem gençlere, hem de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” derken altını çizdiği gibi, İlahiyat Koleji’nin Kıbrıslı Türklerin geleceğinin şekillendirilmesiyle doğrudan ve güçlü bir ilişkisi bulunuyor.
Törendeki sözlerinden, “Kolej ve Külliyenin” ne amaca hizmet ettiğinin idrakinde bulunduğu çok net anlaşılan Özkan Bey’in sadece bir Başbakan değil, aynı zamanda CTP Genel Başkanı olduğunu unutmuş olması mümkün müdür?
Kıbrıs’lı Türkler imha ve asimilasyon politikalarına, dayatmalara karşı direnç göstererek bütün zamanların en işbirlikçi hükümetini alaşağı ettiler. Neydi UBP’ye itirazın argümanları?
“Türkiye ne isterse UBP onu yapıyor” denmiyor muydu?
“Türkiye Kıbrıs’taki asimilasyon ve dayatma siyasetini UBP aracılığıyla yürütüyor” denmiyor muydu?
“UBP hükümetleri Türkiye’nin Adadaki noterlik müessesesidir” denmiyor muydu?
Neden yapıldı varoluş mitingleri? Sadece geciken maaşlar, 13. Maaşların verilip verilmeyeceği tasası için mi?
Ne için meydanları doldurmuş, ne için UBP hükümetine esip yağmıştınız?
Günün sonunda bir İmam Hatip Koleji töreninde size umut bağlayan, size bu kepaze işbirlikçiliğe son vermeniz için oy verenlerin yüzüne bakarak “Bu kompleksin oluşmasına katkı koyan herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu kompleksden mezun olacak gençlerin, ülkenin gelecekteki gelişmesini projelendirecek nitelikte olmasını istiyorum.” Demek için miydi bütün bunlar?
Mucizeler yaratmanızı beklemiyor kimse. Ama kimse kusura bakmasın, Beşir Bey’in meramını pek güzel anlattığı o törende boy göstermek bir yana, bir de üstüne teşekkür etmeniz… Üstelik bu “kolejin” Kıbrıslı Türklerin geleceğine dönük bir “yatırım” olduğunun altını çizerek?!
Haksızlık… Çok büyük haksızlık!
Kendinize, size güvenenlere, size umut bağlayanlara karşı haksızlık…
Beşir Bey son derece açık biçimde anlatmış meramını: “Biz barış harekatının yıl dönümünde, yaklaşık bir yıl önce buradaydık ve bu binanın temelini attık. Öyle anlamlı bir tarihte atmayı da uygun bulmuştuk. Buranın öyle bir günde temelini atmıştık. Şimdi de büyük bir heyetle buradayız. Burada hem açılışı, hem de kompleksin kalan kısımlarının temelini atacağız. Burası doğrusu, bir külliye, bir kompleks gibi okulları ile yurtları ile Başkent’in yanında çok önemli bir tesis… Bu adadaki önemli mühürlerden birisi olacak. Türklerin bu adadaki varlığının önemli işaretlerinden biri olacak. (…) Hala Sultan bir sembol… Onun ismi kuzeyde yaşatılacak. Bir başka örneği de burada arkadaşlarımız da not etmişti. 1947 yılında Verecca köyünde, akşam köy kadınlarını eve davet ederek ders veren, odanın ortasına kilim yayıp dinlerini, bayraklarını unutmamaları için elinden geleni yapan Kıbrıs Türkü öğretmen Refika Hanımı da burada hatırlatmak istiyorum. Hala Sultan’lar, Refika Hanım’ların devamıdır bu… Hem inanç değerlerini, kimliğini zor şartlar altında koruyan bu millet, bu gençler ile bu değerleri yaşatma şansı bulacak.”
Mübarek olsun İlahiyat Kolejiniz… Mübarek olsun 10 bin kişilik camiiniz!
Siz o gün kendi siyasi cenaze töreninizin provasını yaptınız…
Allah taksiratınızı affetsin!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.