NACAK GAZETESİ- Rum tarafı mayınların temizlenmesi konusunda oluşturulacak olan askeri mekanizmada Kıbrıs Türk tarafının güvenlik güçlerinden temsilcilerin katılmasını kabul etmiyor
Rum basınında bugün yer alan bir haberde, içerisinde mayın olma ihtimali yüzünden potansiyel olarak tehlikeli olarak tanımlanan 9’u Kuzey Kıbrıs’ta, 9’u da Rum Yönetimi’nin kontrolündeki topraklarda bulunan toplam 18 bölgenin kontrol edilmesiyle ilgili Güven Yaratıcı Önlem’in (GYÖ) uygulanmasının sürdüğü haber verildi.
Bu 18 bölgenin, içerisinde mayın olması ihtimali yüzünden, potansiyel olarak tehlikeli bölgeler olarak belirlendiklerini yazan Alithia gazetesi, bunların ateşkes hattı boyunca, ara bölge yakınlarında bulunan bölgeler olduğunu kaydetti.
Gazeteye göre, “yetkili bir kaynak” ise Rum Haber Ajansı KİPE’ye açıklamasında, bugüne kadar Rum tarafında kontrol edilen noktalarda, şüpheli herhangi bir şeye rastlanmadığını söyledi.
Gazete, sözkonusu çalışmanın 2020 yılının başında tamamlanmasının beklendiğini de ekledi.
Gazete aynı haberinin içerisinde; “Mekanizmalar” ara başlığıyla yer verdiği haberinde ise, “aynı yetkili kaynağın”, BM Genel Sekreteri’nin raporundaki “karşı güçler arasında potansiyel bir askeri mekanizma meydana getirilmesiyle ilgili olarak, iki tarafın da bununla ilgilendiği ve böyle bir mekanizmanın potansiyel değerini tanıdığı, fakat iki tarafın tezlerinin bu mekanizmanın muhtemel detaylı yapısı, bileşimi ve faaliyet şekli konusunda farklı olduğu” ifadesine dair bir soruya ise, şu yanıtı verdiğini iletti:
“Bizim tarafımız (Rum tarafı), böyle bir olası mekanizmaya, Kıbrıs Türk tarafının güvenlik güçlerinden ve işgal ordusundan temsilcilerin katılmasını kabul etmiyor. Böyle bir mekanizmanın meydana getirilmesi, askeri nöbet veya tatbikatlar, aynı zamanda asker ve silah taşınmasıyla ilgili olarak, ateşkes hattında ortaya çıkan askeri nitelikli konuların ad hoc bir şekilde ele alınmasını amaçlayacaktı. Aynı kaynak, böyle bir mekanizmanın yalnızca üç taraflı, bir diğer ifadeyle, UNFIYCP askeri komutasının da katılımıyla faaliyet gösterebileceğine işaret ediyor, çünkü hedef hiçbir şekilde, barış gücünün adadaki rolünün azaltılması değildir.”