Kadınlar, bazen da erkekler Türk kahvesi içince, devirir ve falına baktırır. Nedense hep bu falın sonunda ” üç vakte kadar” niyet koyanın bir şeyle karşılaşacağı olaylar anlatılır, falcı tarafından. Fal bu ya niyet koyan bu üç vakte kadar olacak olanları hep bekler, bazen ümitle bazen kasvete kapılarak.
Demem o ki. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinda halkın beklentileri var.
Neredeyse 50 yıldır sürgit devam eden ve bir türlü bir sonuca ulaşamayan, bu nedenle de Kıbrıs Türk halkının içinde yaşadığı sorunların hep ertelenmesine sebep olan müzakereler yapılmakta.
Neden?
Dış güçler ve Rum tandanslı emperyalistler, hatta içimizdeki kimi siyasi, kimi sendikacı, kimi haktan görünen Rum hempaları, her anlaşmazlığın sonunda “hele bir kere daha deneyelim” der durur. Bu defa olmazsa falcılar gibi ” Üç vakte kadar” anlaşamazsanız şunu yapar bunu yaparız teranelerini okunur. Rum “efendim bir daha deneyelim olacak gibi” der. Ancak Rum fal açmıyor. Her defasında pandoranın kutusunu açarak yeni ve olay yaratacak şartlarını ileri sürer..
Son olarak da herkesin hatırlayacağı gibi, Anastasiadis daha önce ileri sürmediği, ancak zımnen ortada duran şartını ilk kez ” Türkler bizim eşitimiz olamaz, azınlık çoğunlukla eşit olamaz” şartını biraz da utangaçlık içindeymişcesine ortaya attı.
Bu şartla Rum tarafı, her defasında birer birer ileri sürdüğü şartların birikmesiyle zirveye ulaştı.
Bundan sonra müzakere yapılırsa ileri sürülecek şartlar belli oldu.
Bu da benim falda gördüğüm “üç vakte kadar”, müzakereler başlarsa Rum biriken şartlarını daha başında ileri sürecek.
1-Türkiye adadan çıksın.
2-Türk Silahlı Kuvvetleri adadan çıksın.
3-Türkler bu adada azınlıktır. Azınlık çoğunluğun eşiti olamaz.
4- Akıncı ve şürekası tek devlet fikrine yaklaştıkları için tek devlette iki halk olan bir anlaşmaya varalım.
5-Türkçe resmi dillerden biri olsun.
6- Türklere bazı beledi haklar ayrıcalığı da verelim.
Bütün bunların tümü Girit’te Enosis yapmak için kimilerinin “Ulu Hakan” dediği Abdülhamit tarafından verilen tavizlerdir.
Bu tavizler ile Yunanistan kurulduğu Mora yarım adasındaki sınırlarının yüz ölçümünü tam beş yüz kere genişletmiştir.
Ey halkım bu yepyeni bir oyun olacaktır. AB ve ABD gibi emperyalistler başımıza geçen siyasilere bu yolda baskı yaparak sonuca gitme kararlılığında olacak.
Bu yolda adım atacak seçilmişler , kim olursa olsun, hangi makamlarda bulunursa bulunsun, hangi medya olursa olsun Kıbrıs Türk halkını katliamlara, göçlere, boyunduruk altına sokan kafir, karaktersiz, densiz hainler olabilir.
Uyan ey halkın sana falcılık yaparak “üç vakte kadar” gelecek dediği, adı mutluluk olan, sunulacak zehirli şurubu içmeye kalkma.
Sonra çok geç olur.