DOLAR 32,4778 -0.09%
EURO 34,8599 -0.03%
ALTIN 2.418,70-0,12
BITCOIN 1873303-3,80%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Prof. Dr. Ata ATUN;  Rumlar eşit haklara dayalı devlet istemiyor

Prof. Dr. Ata ATUN; Rumlar eşit haklara dayalı devlet istemiyor

ABONE OL
18 Şubat 2019 09:49
Prof. Dr. Ata ATUN;  Rumlar eşit haklara dayalı devlet istemiyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri sonucunda bir
anlaşmaya varılabilecekse, kurulacak devletin Kıbrıslı Rumların salt yönetimi ve denetimi
altında olması gerektiğini söylüyor.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Politis’te birkaç gün önce yayınlanan röportajıyla
verdiği, “siyasi eşitlik netleşmeden garantiler konusuna girmek niyetinde olmadığı” mesajına,
G. K. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis’in yanıt olarak yaptığı açıklamadaki “Akıncı
siyasi eşitlik ile merkezi hükümetin veya diğer kurumsal organın her kararında olumlu oy kast
ediyorsa, üzgünüm ama bu siyasi eşitlik değil aksine siyasi eşitsizlik yaratır; çünkü bir
toplumun diğerine dayatma yapmasına olanak tanır” sözleri, ‘kurulacak devlette sadece
Rumların söz sahibi olması gerektiği’ şeklindeki niyeti vurgulamakta.
Rum lider Anastasiadis bu açıklaması ile açık ve net olarak “Biz sizi idare edeceğiz ve sizin
hiçbir seviyede yönetime katılmanız ve itiraz hakkınız olmayacak” demekte.
Anastasiadis’in “…. bu siyasi eşitlik değil aksine siyasi eşitsizlik yaratır; çünkü bir toplumun
diğerine dayatma yapmasına olanak tanır” açıklaması tersine okunursa;
“Kıbrıs Rum halkı her istediğini Kıbrıs Türk halkına dayatabilir. Kıbrıslı Türk halkı,
Rumların bu dayatmasını ve tek taraflı kararını, çıkarlarına, egemenliklerine, yönetim
haklarına ve kişisel menfaatlerine karşı olsa dahi kabul etmek zorundadır ama Kıbrıs Türk
halkı, Kıbrıs Rum halkına hiçbir kararı dayatamaz” anlaşılmaktadır.
Anastasiadis açık ve net olarak diyor ki;
“Kıbrıs Rum halkı ile Kıbrıs Türk halkının ortak kuracağı devlette halkların siyasi eşitliği
olamaz. Kıbrıs Rum halkı kurulacak devlette tek söz sahibi olacaktır ve Kıbrıs Tük halkı da
Rumlar neyi isterlerse, neyi kararlaştırırlarsa, bu karar veya da uygulama Kıbrıslı Türklerin
aleyhine dahi olsa, özgürlüklerini de kısıtlasa, Avrupa Birliğinin temel taşlarından birisi olan
Dört Özgürlüğü dahi Yunanistan’da halen uygulanmakta olduğu gibi ortadan kaldırsa, Kıbrıslı
Türkler bunu kabul etmek zorundadır.”
“Bozacının şahidi şıracı” demişler. Anastasiadis’in ruhani başkanı olduğu DİSİ adlı siyasi
partinin başkanı Neofitu’nun “yeniden birleşme yolu, ancak tarafların karşılıklı olarak
birbirinin kaygılarına kulak verdiğinde açılır. Kıbrıslı Türkler Kıbrıslı Rumların haklı
endişelerine kulak vermelidir” açıklamasında Neofitou, “Kıbrıslı Türklerin endişeleri ve 1963
yılından beridir çektikleri sıkıntılar, acı ve gözyaşı çok önemli değil. Önemli olan biz Kıbrıslı
Rumların endişeleridir. Kıbrıslı Türkler bunu anlamalı ve Garantörlüğün kaldırılmasına onay
vermelidirler.” demeye getiriyor bozacı Anastasiadis’in şahidi ve tastikçisi olan şıracı
Neofitiu.
ABD Başkanı Trump’ın, BM ile ilgili politikasının içinde ısrarlı bir şekilde BM Barış Gücü
ile ilgili olarak ortaya koyduğu “maliyetin ekonomik yükünün daha adil bir şekilde paylaşımı,
barış güçlerinin stratejik bir şekilde gözden geçirilmesi, ekonomik kesintiler, gelişmelere
bağlantılı olarak misyonların kısıtlamaya gidilmesi veya kaldırılması ve misyonunun
süresinin, problemlerin çözümünü hedefleyen politik gelişmelerle ilişkilendirilmesi” sözlerinin
özellikle Kıbrıslı Rumlar tarafından dikkate alınması gerekiyor.
Anastasiadis’in müzakerelerin sonucunda “üniter Rum Devleti” kurmak stratejisinin ABD’nin
BM ve BM Barış Gücü ile ilgili yeni politikasına takılacağı kesin. ABD Başkanının yeni BM

politikasına göre ABD, BM’nin Barış operasyonlarına yıllardır yüzde otuzlara yakın koyduğu
katkıyı kaldırmak ve ABD Bütçesini bu milyarlarca Dolar tutarındaki mali yükten kurtarmak
düşüncesinde. Bu nedenle de BM Barış Gücünün görev yaptığı sorunlu ülkelere “Ya anlaşın,
ya da artık ben yokum, başınızın çaresine bakın” diyor açık ve net olarak.
Anastasiadis’in, geçmişte Kıbrıslı Türklere karşı yaptıkları tüm saldırı, katliam ve dört
özgürlük kısıtlamalarına rağmen hala daha “Kıbrıslı Türkleri Rumların saldırılarından
korumuş olan garantörlüğün kaldırılması ile Türk Askerinin adayı terk etmesini istemesi buna
ilaveten Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitlik haklarına sahip olmasına karşı çıkması”
müzakerelerin daha başlamadan biteceğinin habercisi.
Belli ki, ABD’nin önerdiği gibi, müzakerelerin sonunda kendi başımızın çaresine bakmak
seçeneği ile karşı karşıya kalacağız. Zaten 13 Şubat 1975 tarihinde “Kıbrıs Türk Federe
Devletini kurmakla ve 15 Kasım 1983 tarihinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan
etmekle seçeneklerimizi ortaya koymuştuk. Bize kalacak olan KKTC’yi güçlendirmek ve
yaşamasını sağlamak olacak, ister tanınarak, ister Türkiye ile birlikte, el ele, kol kola, gönül
gönüle…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.