Rum siyasi partileri: Kıbrıs sorunuyla ilgili bir anlaşma,  Türk askerinin  Kıbrıs’tan tamamen ayrılmasını ve garantilerin kaldırılmasını içermelidir

Rum siyasi partilerinin, Barış Harekâtı’nın ikinci aşamasının yıldönümü dolayısıyla bazı açıklamalarda bulundukları belirtildi.
Fileleftheros gazetesinin “Herkesin Hedefi Kıbrıs Sorununun Çözümü” başlıklı haberine göre, DİSİ partisi gün dolayısıyla yaptığı açıklamada, “herkesin, uzlaşma ve ulusal birlik ruhuyla, aynı zamanda farklı siyasi yaklaşımları bir kenara koyarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda kapsamlı bir çözüm talep edilmesine ilişkin çabasını desteklemesi gerektiğini” kaydetti.
DİSİ, Kıbrıs sorununun bu aşamasında, müzakerelerin yeniden başlaması; müzakere masasına, BM Güvenlik Konseyi’nin iki kesimli iki toplumlu federasyon çözümü parametreleri çerçevesinde ve BM Genel Sekreteri’nin ortaya koyduğu çerçeve temelinde dönmeleri gerektiğini de belirtti.
AKEL
AKEL ise “Kıbrıs halkına işgal ve bölünme karşısında teyakkuzda olma çağrısında bulunduğu” açıklamasında, Kıbrıs sorununun şu an oldukça kritik bir aşamadan geçmekte olduğunu ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un Kıbrıs’a gelişinin akabinde gözlemlenen hareketliliğin, tüm tarafları sorumluluklarıyla karşı karşıya getirdiğini savundu.
DİKO
Açıklamasında, “Türkiye’nin attığı imzaları yerine getirmeyip, güvenilir bir muhatap olmadığını” iddia eden DİKO ise “bunun 44 yıl önce, 1974 yılının Ağustos ayında kanıtlandığını ve Türkiye’nin ateşkes anlaşmasını ihlal ederek, yasadışı ve barbar işgalin ikinci aşamasını başlattığını” ileri sürdü.
DİKO partisi “Kıbrıs sorunuyla ilgili bir anlaşmanın, geçerliliğinin başlamasından önce, işgal ordusunun tamamen ayrılmasını ve garantilerin kaldırılmasının açıkça öngörmesi gerektiğini” öne sürdü.
EKOLOGLAR
Ekologlar ise yaptıkları açıklamada, “Türk tezlerinin kabul edilemez bir çözümün geçerli olmasına dair tehlikeli çıkmazlara sürüklediği ve birçok kişi sürekli Kıbrıs sorununun çözümünden bahsettiği bir dönemde Türklerin, harekâtın ikinci aşamasından önce de istedikleri, bir federasyon çerçevesinde coğrafi ayrılığı istemeyi sürdürdüklerini” iddia etti.