Halil Falyalı’nın cenaze töreninde acılı ailesi ve yakınları tabutun üzerine Bayrak serdi. Vay sen misinin bunu yapan. “Solcu” geçinenler ile CTP’li Cenk Mutluyakalı bunu hazmedemedi. Bu olay üzerine de KKTC ile KKTC makamlarına yönelik yapılmadık hakaret ve suçlama bırakılmadı. “Bayrağı kullanarak kirli işlerini örtüyorlar” diye bağırıyorlar. Şimdi bir bakalım. Bu halkın geleneklerinde, düğünlerde, sünnet törenlerine, siyasi partilerin toplantılarında, cenaze törenlerinde, mitinglerde, gösterilerde bayrak kullanılıyor. Bundan sonra da kullanılacak. Bu nedenle Bayrak üzerinden siyaset yapmaya gerek yok. Halil Falyalı cinayeti ile ilgili olarak da her türlü iddia da gündeme getiriliyor. Bu da doğru değil. Bırakalım, polis ile emniyet güçleri görevini yapsın, failleri yakalayıp, yargı önüne çıkarsın.
Şimdi bir diğer iddialara bakalım
Ne ve kim olduğu, kimler tarafından kullanıldığı ortada olan SEDAT PEKER’in “Halil Falyalı’nın arşivini elle geçirdiği ve bunları açıklayacağı” iddia ediliyordu. Bu iddianın doğru olup olmadığı bilinmediği gibi, ortada da birşey yok. Ortada sadece bir iddia var. YENİ DÜZEN gazetesinin genel yayın yönetmeni CENK MUTLUYAKALI ise 10 Şubat tarihli “Bir Karanlık Kuyu ” başlıklı köşe yazısında “Pek çok defa Halil Falyalı ile telefonda görüştüğünü ve Falyalı’nın Başbakan veya bakanlarla taptığı telefon görüşmelerinin ses kayıtlarını kendisine gönderdiğini” iddia ediyor. Bu iddia doğru mu, değil mi? Ve bu noktada akla bazı sorular geliyor. Kendisini “gazeteci” olarak tanıtan Cenk Mutluyakalı bunları daha önce neden açıklamadı? Eğer elinde iddia ettiği gibi ses kayıtları varsa, bunları ne yaptı? Cenk, Mutluyakalı Halil Falyalı’nın vefatından sonra neden bunları gündeme getiriyor.? Amacı ne? İşte bunların üzerinde düşünülmesi gerekiyor. Bu arada Cenk Mutluyakalı’nın kendisine sorulan soruları da yanıtlaması gerekir.