Herzl: Kıbrıs’ı düzene sokmalıyız, üzerine gitmeliyiz ve bir gün kuvvetle almalıyız. Kıbrıs’tan Müslümanlar gider, Rumlar iyi bir fiyata topraklarını satar, Atina’ya veya Girit’e göç eder. Filistin Yahudiler için çok küçük, bu nedenle Filistin ‘e yakın bir yer sağlamamız gerekiyor. Filistin’e Kıbrıs ve El Ariş de dahil edilmelidir
Yahudilerin, “Arz-ı Mev’ud” (vaat edilmiş topraklar) projesi çerçevesinde, ele geçirmeyi hedefledikleri bölgeler arasında Kıbrıs da yer alıyor. Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının saptanması ile birlikte Yahudilerin Kıbrıs’a sahip olma iştahı daha da kabardı
Yahudilerin, “Arz-ı Mev’ud” (vaat edilmiş topraklar) projesi çerçevesinde, ele geçirmeyi hedefledikleri bölgeler arasında Kıbrıs da yer alıyor.
KAYNAKLARDA YER ALAN BİLGİLER
Konuyla ilgili olarak kaynaklarda şu bilgiler yer alıyor:
“Arz-ı Mev’ud yani ‘Vaad Edilmiş Topraklar’ meselesinin Kökeni Tahrif edilmiş Tevrat’ın Çıkış 3:8 bölümünde yer alan ‘içinden süt ve bal akan topraklar’ ve ‘Kenan Diyarı’ ifadeleridir. Tahrif edilmiş bu kitaba göre Yahudilerin tanrısı, kenan Diyarı’nı Bir Zamanlar İsrailoğulları’na vermiş. Konu Aziz Paulos tarafından Tahrif edilmiş İncil’e de yazılmış. Buna göre Tahrif edilmiş İncil’in Sayılar 34:1-12 bu topraklar güneyde Mısır Nehri, Zin Çölü, batıda Akdeniz bölümünde, kuzeyde Hor Dağı, Doğuda Ürdün (Seria) Irmağı ve Lut Gölü ile sınırlıdır. Tekvin 15:18 ‘de ise “Aynı Gün, Tanrı İbrahim’e’ Senin soyundan gelenlere Mısır Nehri’nden Büyük Nehre, Fırat Nehri’ne kadar uzanan toprakları veriyorum ‘diyerek bir Antlaşma yaptı “der. Yine Çıkış, 23:31’ de de Tanrı İsrailoğulları’na” Kızıl Deniz’den Filistin Denizi’ne, çöllerden Fırat Irmağı’na kadar belirleyeceğim “der Sınırlarınızı.
“KIBRIS KRALI” OLMAK İSTEDİ
Yahudiler için vazgeçilmez olan Nil’den Fırat ‘a kadar Büyük İsrail’in sınırları içinde yer alan Kıbrıs’a yönelik Yahudi ilgisinin ilk somut örneği, Osmanlı’nın Kıbrıs’ı fethi sırasında görülür. O dönemde Saray’da danışman olarak bulunan eğitimli bir Yahudi olan Yasef Nassi “Kıbrıs Kralı” olabilmek istemiştir. Bundaki amacı ise, adanın “bir Yahudi yerleşim merkezi haline getirilmesi” dir.
BENJAMİN D’İSRAİL
Yasef Nassi’den sonra adaya merak saran bir başka Yahudi, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere Başbakanlığı koltuğuna oturan Benjamin D’İsrail olur. D’İsrail, çok sayıda Romanyalı Yahudi’nin Kıbrıs’a transfer edilmesini sağlar.
“KIBRIS’I ALMALIYIZ”
Ancak Kıbrıs’ın Yahudiler açısından taşıdığı önem, asıl olarak Siyonist hareketin ada üzerindeki talepleriyle ortaya çıkar. Siyasi Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl, Kıbrıs ile ilgili düşüncelerini Siyonist hareketin finansörlerinden Lord Rothschild’e Temmuz 1902’de şöyle dile getirir:
“Kıbrıs’ı düzene sokmalıyız, üzerine gitmeliyiz ve bir gün kuvvetle almalıyız. Kıbrıs’tan Müslümanlar gider, Rumlar iyi bir fiyata topraklarını satar, Atina’ya veya Girit’e göç eder. Filistin Yahudiler için çok küçük, bu nedenle Filistin ‘e yakın bir yer sağlamamız gerekiyor. Filistin’e Kıbrıs ve El Ariş de dahil edilmelidir. ”