Ülkede yaşanan “sahte vekaletname” olayından sonra inşaat ve emlak sektörü olumsuz olarak etkilenirken, Emlakçılar Birliği Başkanı Sungur’un “inşaat ve emlak sektöründe mafyalaşma var” şeklindeki gerçek dışı iddiaları olumsuzluğu daha da büyütüyor.

Sungur’un elinde mafyalaşma ve şantaj olaylarıyla ilgili bilgi, belge ve isimler varsa , açıklama yapacağı yerde Başsavcılığa ve polise gidip şikayetçi olmalıdır.

Vatandaşların gayrı menkullerini emlakçı aracılığıyla satmasını zorunlu kılmak için yasa çıkarmaya çalışan Emlakçılar Birliği Başkanı hasan Sungur, siyasiler üzerine baskı oluşturabilmek için “emlak ve inşaat sektöründe mafyalaşma var, şantaj olayları var” şeklindeki gerçek dışı iddiaları sürekli olarak gündeme getiriyor.

Sungur, 2 Ağustos tarihinde yaptığı açıklamada inşaat sektöründe mafyalaşma ve şantaj olaylarının yaşandığını” iddia ederken, önceki gün yaptığı açıklamada da “ emlakçılık sektöründe mafyalaşma eğiliminde grupların olduğunu” ileri sürdü.

Müteahhitler Birliği Başkanı Gürcafer de yaptığı açıklamada Sungur’un ileri sürdüğü mafyalaşma iddialarının mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu belirtirken, şöyle demişti;

“Sungur yasayı dar bir zümrenin çıkarları doğrultusunda istediği gibi geçirebilmek için acımasızca manüpülasyon yapıyor. Geçirilmek istenen yasa halkın haraca bağlanmasıyla eşdeğerdir”
GÜRCAFER’İN AÇIKLAMASI
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, yaptığı açıklamada Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı’nın inşaat ve gayrimenkul sektöründe mafyalaşma olduğuna dair iddialarının ‘mesnetsiz’ olduğunu ifade etmiş , halkın kendi gayrimenkullerini emlakçı aracılığı ile satmasının zorunlu kılınmaya çalışıldığını da belirterek “Bu halkın haraca bağlanmasıyla eşdeğerdir” demişti.

Açıkamasında ,Müteahhitler Birliği’nin çalışma ve amaçları ile ilgili bilgi de veren Gürcafer, Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği tarafından hazırlanarak İçişleri Bakanlığı’na gönderilen Emlakçılar Birliği Yasası’nda “sakıncalı” gördükleri hususları rapor halinde ilgili bakanlığa sunduklarını kaydetmişti.
Gürcafer açıklamasında şu ifadelere yer vermişti;
“Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği olarak tavrımız açıktır. Eğer kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi istiyorsak kayıt dışı olan her şeyi kayıt altına almamız gereklidir. Emlakçılık mesleğini icra edecek olan özel ve tüzel kişilerin de kayıt altına alınmasını ve bunun bir yasa ile düzenlenmesini destekliyoruz. Ancak, halkın kendi gayrimenkullerini emlakçı aracılığı ile satmasının zorunlu kılınmaya çalışılması, halkın haraca bağlanmasıyla eşdeğerdir ve biz buna asla müsaade etmeyeceğiz. Avrupa ülkelerindeki uygulamalara bakıldığında da, burada yapılmak istenenle benzer bir uygulamaya rastlamak mümkün değildir. Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı’nın yerel bir gazetemize vermiş olduğu demeçte, ülkenin mafya sarmalı içerisinde olduğunu ve bundan kurtulabilmek için ivedi olarak ‘Emlakçılar Birliği Yasası’nın Meclis’ten geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı’nın basına verdiği bu bilgilerin hiçbir temele dayanmayan, mesnetsiz bilgiler olduğunu, asıl amacının siyaset üzerinde baskı oluşturarak yasayı dar bir zümrenin çıkarları doğrultusunda istediği gibi geçirebilmek için acımasızca manüpülasyon yaptığını kamuoyunun bilgisine getiririz.”