DOLAR 34,2807 0.08%
EURO 37,6290 -0.08%
ALTIN 2.883,17-0,11
BITCOIN 2137109-0,41%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Toplam mazbata sayısı 14 bin 165

Toplam mazbata sayısı 14 bin 165

ABONE OL
18 Eylül 2018 09:57
Toplam mazbata sayısı 14 bin 165
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şefik: 10 Eylül 2018 tarihi itibarı ile Lefkoşa’da tahsil etmek üzere polisin elinde bulunan hukuk ve ceza mazbata sayısı 7 bin 624, Mağusa’da bin 090, Girne’de 997, İskele’de 2 bin 718, Güzelyurt’ta 1308, Lefke’de 428, toplam 14 bin 165. Halen polise vermek üzere de  tüm Mahkemelerde bekleyen toplam 3 bin 926 mazbata var

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2018-2019 Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada,2017 yılı raporlarına göre, ceza davalarında rekor bir yükseliş olduğunu vurgulayarak, geçen yıla oranla ceza davalarında yüzde 51.26’lık bir artış olduğunu kaydetti.
SORUNLARA ÇÖZÜM BULMAK
Bu dönem içinde yargı ile ilgili olumsuz söylemlere bakıldığında ise, davaların geç neticelendiği, icra yetersiz olduğu için verilen hükümlerin tatmin edilemediği yönündeki şikayetlerin ağır bastığını ifade eden Şefik, bu sorunların uzun yıllardır devam ettiğini, bu sorunlara çözüm bulmanın Yargı’nın görevi olduğu söyledi.
Tüm olumsuz gelişmelere rağmen çabalarının devam ettiğini belirten Şefik, dünyanın birçok yerinde ekonomik koşulların zorlaştığı bu günlerde, KKTC vatandaşları olarak sıkıntılarının bir o kadar daha büyük olduğunu kaydetti. .
BİNA SORUNU DEVAM EDİYOR
Yargıdaki diğer sorunlara da değinen Şefik, 2018-2019 adli yılına girerken halen bina sorunlarının devam ettiğini söyledi.
KAMU ETKİN VE HIZLI ÇALIŞMIYOR
Binalar ile ilgili yaşanmakta olan sorunların kamunun etkin ve hızlı çalışmamasının ürünü olduğunu vurgulayan Şefik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kamuda görevli pek çok kişinin ehil olmadıkları görevleri ifa ettikleri, dairelerde yeterli denetimin yapılmadığı, göreve gitmeyen pek çok kişinin maaş çektikleri, hasta raporlarının çok kolay bir şekilde verildiği ve bazı kamu görevlilerinin, yasal olarak bir yılda kullanabileceği hastalık izinlerinin tamamını kullanmaya çalıştığı, bunların yanında kamuda liyakatın tam anlamı ile sağlanamadığı bilinen ancak giderilmesi için yeterli adımlar atılmayan veya atılamayan sorunlardır. Bu sorunların çözümü için adım atılmadıkça, denetim yapılmadıkça sorunlar yumağı katlanarak büyümekte, ve tüm daire ve kurumlar düzgün bir şekilde çalışamayacak duruma gelmektedir.”
Konuşmasında, “Tüm kurumlarda çalışanların işgal ettikleri pozisyonlarla ilgili uygun eğitimi almış olmalarına dikkat edilmeli, mevcut geçici personelin sınavdan geçirilerek kamu görevine girmek isteyen diğer vatandaş gibi bilgilerinin ölçülmesi, sınav tüzüğü en uygun kişinin seçilebilmesine olanak sağlayacak şekilde düzeltilmeli, 3’lü kararname ile göreve getirilen pozisyonlar azaltılmalı, parti rozetine, yakınlığa veya cinsiyete bakarak görev veya terfi verilmemeli, sadece görevini en iyi yapan ödüllendirilmelidir” ifadelerine yer veren Şefik, bunlar yapılamadığı müddetçe kendi bünyemizde herhangi bir ilerleme kaydedilemeyeceğini, dış temaslarda veya kurumsal ilişkilerde de gerekli saygıyı göremeyecek ve büyük sorunlar yaşanacağını kaydetti.
Konusuna vakıf olmayan, gereken liyakatı haiz olmayan kamu görevlisinin, saygı görmediği gibi temsil ettiği birim veya kuruma da zarar verdiğini belirten Şefik, ülkede her daire/birim, görevi kapsamında olan konularda gerekli kararları verse ve görevini layıkıyla yerine getirse,ülkede sorun olarak görülen pek çok konunun ortadan kalkacağını vurguladı.
HALKIN KIYI ŞERİDİNE ULAŞIMI
Anayasanın 38. maddesinde kıyı şeritlerine halkın girmesinin engellenemeyeceğinin açıkça yazdığına da değinen Şefik, Anayasa Mahkemesi huzuruna gelen bir davada, lebi derya olmayan sahillerde, halkın kıyı şeridine ulaşmasının sağlanmasının gerektiğine, halkın kıyı şeridine ulaşımının engellenmesinin Anayasaya aykırı olduğuna karar verdiğine dikkat çekti.
Şefik, “Karar 1 Haziran 2016 tarihinde verilmesine rağmen, halen sahilde yer alan işletmelerin bu Anayasal kurala uymalarını sağlamak için gerekli önlemler alınmamakta ve halkın kıyı şeridine ulaşımını sağlamak için denetim yapılmamaktadır” dedi.
“LİYAKAT “
Liyakata önem verilmediği, kim olursa olsun görevin gereğini yapmak öğrenilmediği sürece kamunun düzelmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Şefik, “Sağlam bir kamu hizmeti kurulmadığı takdirde, Kıbrıs’ta bir çözüm bulunsa dahi oluşacak yeni yapıda, mevcut bilgi yetersizliği ve liyakat eksikliği nedenleri ile Türk toplumu zarar gören taraf olacaktır” dedi.
“CEZA DAVALARI””
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 2017 yılı raporlarına göre, ceza davalarında rekor bir yükseliş olduğunu vurgulayarak, geçen yıla oranla ceza davalarında yüzde 51.26’lık bir artış olduğunu kaydetti.
Şefik şöyle devam etti:
“Bu oranın ülkedeki uyuşturucu sorununun rekor düzeydeki artışına; ülkeye giriş çıkışların ısrarla yeterli denetlenmemesine bağlı olarak yeterli parası olmayan kişilerin ülkeye girişlerine izin verilmesine, öğrenci olarak giren kişilerin bu statülerinin devam edip etmediği kontrol edilmediğinden adeta bu kişilerin suç işlemeye teşvik edilmesine; trafikte yetersiz denetim neticesinde her kişinin kendi kurallarına göre araç kullanmasına ve ayrıca 18 yaşında sadece, 10 zorunlu ders sonrası gençlere ehliyet verilerek suç işlemelerinin adeta teşvik edilmesine bağlanabilir.”
“HUKUK DAVALARINDA DÜŞÜŞ”
Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, bu yıl hukuk davaları sayılarındabir düşüş yaşandığına dikkat çekerek, bu tablonun önümüzdeki yıl tekrarlanmasının ise mümkün olmayacağını söyledi.
Ülkedeki şu andaki ekonomik tablonun bu trendin bu yıl ters döneceğini ve pek çok alacak davasının Mahkemeye intikal edeceğini gösterdiğine dikkat çeken Şefik, YİM davalarının sayılarında ise fazla bir fark olmadığını belirtti.
Şefik, bu davalardaki sorunun, dosyalarının çoğunluğunun 3’lü heyet önünde tek mahkemede sonuçlanması olduğuna işaret ederek, “Yani çoğu davalarda istinaf hakkı yoktur. Bu eksiklik 2014 yılındaki Anayasa değişikliği ile giderilmek istenmişse de Anayasa değişiklikleri referandumda halk tarafından reddedilmiştir” dedi.
Yargıtay’da bilhassa hukuk bölümündeki davalarda artış gözlemlendiğini söyleyen Şefik, 3 yargıçtan oluşan tek bir heyet ile askıda bulunan tüm hukuk istinaflarının neticelendirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
Şefik, Yüksek Mahkemede yargıç sayısının artırılmasında yine Anayasal engel ile karşılaşıldığını ifade ederek, “Yargıtay huzurundaki istinaflardaki artış ise, alt mahkeme hatalarının düzeltilmesi istemine ilaveten, istinaf neticelenmeden borç ödenmediği, mal satılamadığı, tahliye gerçekleşemediği için tarafların dava sürecini uzatmak istemine de bağlıdır. İstismar boyutunun önüne geçmek için İstinaf hakkını kısıtlamak veya izne tabi olmasını getirmek gerekecektir” dedi.
EN ÖNEMLİ SORUN İCRA…
Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, yıllardır çözümlenemeyen en önemli sorunlarının icra olduğuna da işaret ederek, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumda Mahkemelere daha ciddi görevler düşeceğini söyledi.
Ekonomik çıkmazın, borçların ödenememesini, daha fazla alacak konularının Mahkemeye intikal ettirmesini getireceğini ifade eden Şefik, konu Mahkemeye intikal ettiği zaman davaların erken sonuçlanmaması ve icranın gerektiği gibi yapılmamasının adalete olan güveni sarsmakta olduğunu belirtti.
“DAVALARIN SÜRATLİ GÖRÜLMESİ”
Davaların daha süratli görülmesi için Yargıçlara ilaveten Avukatlara da görev düştüğünü vurgulayan Narin Ferdi Şefik, “Esas olan davaların gününde dinlenmesidir, tehir edilmesi değildir. Esas olan dava ile ilgili tüm olguların ve emarelerin dava dosyalanmadan tedarik edilmesidir, sürekli eksik olgu veya evrak nedeni ile tadilat ve benzeri istidalar dosyalanması ve dava ertelenmesi değildir. Meslek etiketi Avukatların davalarına daha hakim olmalarını ve adaletin tecellisine yardımcı olmalarını, engel olmamalarını gerektirir. Bu konularda yargıçların daha katı kurallar uygulaması gerekecektir” dedi.
“Geç gelen adalet adalet değil” söylemine neden olmamak için, bilhassa bu ekonomik istikrarsızlık döneminde, bu konularda daha katı olmak gerekeceğini vurgulayan Şefik, şöyle konuştu:
“Dava sürecini kısaltmak için 2008 yılında getirilen casemanagement, hatalı kullanım ile şu anda davaları daha da geciktirmektedir. Case management esasında davalardaki olguları ve ihtilaflı hususların en erken bir zamanda tespit edilmesini sağlarken, bizde dava veya müdafaalar sıklıkla tadil edilmek istenmekte, ibraz edilecek evrak son anda ortaya çıkarılarak bunların ibrazı ile ilgili bir sürü istidalar dosyalanmakta, Mahkemenin verdiği emirler veya direktifler kesin olması gerekirken, aylarla bu direktiflerin değiştirilmesi veya kaldırılması için istidalar dosyalanmaktadır. Bu süreçler davaların daha da uzamasına neden olmaktadır. Bu adli yılda casemanagement’in daha etkin kullanımını sağlamak için HMUT’e tadilat yapılacak ve bu konuda eğitim verilmesi ve ayrıca daha sıkı denetim yapılması sağlanacaktır.”
Şefik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sistemin doğru düzgün çalışmasını, mevzuatın yetersizliği, icra edilebilecek menkul mallara mevcut mevzuatta bulunan kısıtlama, ülkemizde 2. el menkul satışlarına ilgi eksikliğine ilaveten, icra bölümünde çalışanların mesai saati ile kısıtlı olmaları, araç eksikliği ve tebliğ ve icra memurlarının görevleri gereği daire dışında uzun saatler geçirmelerine ve tebliğ ve icralarla ilgili taraflara çoğunlukla telefonla ulaşmak zorunda olmalarına rağmen onlara cep telefonu tahsisatı dahi verilememesi de olumsuz etkilemektedir. Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 15 (+2) tebliğ ve icra memuru varken sadece 10 araç bulunmaktadır. Mağusa’da 10 tebliğ ve icra memuruna 7 araç, Girne’de 7 tebliğ ve icra memuruna 5 araç, İskele’de 4 tebliğ ve icra memuruna 2 araç, Güzelyurt’ta 2 tebliğ ve icra memuruna, 1 araç, Lefke’de 2 tebliğ ve icra memuruna 1 araç bulunmaktadır. Bu koşullarda, her tebliğ ve icra memuruna, her iş günü için araç tedarik edilemediğinden işleri aksamaktadır. Buna ilaveten haczedilen araçları ve eşyaları muhafaza edecek depo dahi bulunmadığı için ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Sonuç olarak icra bölümü gerektiği gibi tam randımanlı çalışamamaktadır.”
TOPLAM İCRA 15 BİN 877
Halen Başbakanlık ve Maliye Bakanlığından bu kadrolara atama yapılabilmesi için yetki verilmesini beklediklerini söyleyen Şefik, şöyle devam etti:
“Bu yıl icra ile ilgili sayılara bakıldığı zaman 2017 yılında 12 bin 151 icra dosyalandığını, 2016’da askıda kalan 3 bin 726 icra ile toplam 15 bin 877’e ulaşıldığını görürüz. Bu rakam içerisinden 121 müzekkere tahsil edilmiş ( %0.76), 408 ödendiği için geri çekilmiş,113 kısmen icra edilmiş (%0.71), 2016 haklara halel gelmeksizin geri çekilmiş, 9078 tanesinde ise menkul emvali bulunmadığı bildirilmiştir. Yani 15877 müzekkereden sadece 121 icra müzekkeresine konu meblağ tahsil edilmiş, 113 kısmen tahsil edilmiş, 408 ödendiği için geri çekilmiştir. Bu dosyalanan icraların sadece %2.6’sının tatmin olduğunu göstermektedir. Bu rakamın yükselmesi zaruridir.”
“ADALETİN YERİNE GELMESİ”
Bu tablo ile kaç davanın neticelendirildiğinin hiç önemi olmadığını, davanın kağıt üzerinde sonuçlanmasının adaletin yerine gelmesini sağlamadığını söyleyen Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, diğer sorunları ise şöyle sıraladı:
“Tebliğ ve icra bölümünde çalışanların mesai saatlerinin daha esnek yapılması, mesai saatlerinde verilen adreste bulunamayan kişi sayısı yüksek olduğu için icra memurlarının vardiya usulü çalıştırılmaları, icra bölümlerine yeni araç tedarik edilmesi, icra memurlarına cep telefonu tahsis edilmesi, icra memurları tarafından tutulan eşya ve araçların güvenilir bir şekilde dava sonuna kadar tutulması için büyük depoların devlet tarafından Mahkemelerin kullanımına verilmesi, icra edilen malların satışların internet üzerinden yapılabilmesi için teknolojiye yatırım yapılması şarttır. Ayrıca icra ile ilgili mevzuatın gözden geçirilerek daha etkili bir hale getirilmesi gereklidir.”
MAZBATA SORUNU
Mahkeme kararları neticesinde para tahsilatı için çıkarılan mazbatalarda da çok fazla yığılma olduğuna işaret eden Şefik, “10 Eylül 2018 tarihi itibarı ile Lefkoşa’da tahsil etmek üzere polisin elinde bulunan hukuk ve ceza mazbata sayısı 7 bin 624, Mağusa’da bin 090, Girne’de 997, İskele’de 2 bin 718, Güzelyurt’ta 1308, Lefke’de 428, toplam 14 bin 165 tanedir. Halen polise vermek üzere tüm Mahkemelerde bekleyen toplam 3 bin 926 mazbata bulunmaktadır. Mazbatalar ile ilgilen polis görevlilerinin sayılarının çoğaltılması gerekmektedir. Bu yığılan mazbataların bir an önce eritilmesi gerekmektedir.”
Avukat ve Yargıçlar ne kadar süratli dava bitirseler de, icralar ve mazbatalar tahsil edilmediğinden, sistemin memnuniyet verici olmaktan uzak olduğunu ifade eden Şefik, neticede yargıya olan güvenin ciddi bir şekilde zedelendiğini kaydetti.
“YARGININ BAĞIMSIZLIĞI”
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, yargının bağımsızlığı konusuna da değinerek, yargının bağımsızlığının, yargının önündeki somut bir olayın yürürlükteki yasalar çerçevesinde karar verilmesini ve bunu yaparken herhangi bir kişi veya gücün etki veya baskısı altında kalınmamasını gerektirdiğini söyledi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.