NACAK GAZETESİ- AB Dışişleri bakanlarının Berlin’deki gayrı resmî Dış Konular Konseyi toplantısında Yüksek Temsilci Josep Borrell tarafından sunulan ve 24 Eylül’de Avrupa Konseyi’nin onayına sunulacak Türkiye’ye yönelik yaptırımlar belgesinin üç ülkenin çekimser kalması dışında diğer bakanlar tarafından onaylanması Rum basınında geniş yer buldu.
Fileleftheros “Erdoğan İçin Korku Listesi… Avrupa Birliği Hassas Kredi Konusuna Varma Noktasında Kararlı… Mesaj: 24 Eylül’e Kadar Tansiyonun Düşmesi” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiye’ye “1-diyalogda ilerlemenin ana unsuru olarak, tek yanlı eylemlerden kaçınma, 2-Eylül’deki Avrupa Konseyi’ne kadar AB’nin çağrılarına uyma, 3-Rum yönetiminin deniz bölgelerini sınırlandırma davetine cevap verme” çağrısı yapıldığını yazdı, önerilen 7 yaptırım maddesini şöyle sıraladı:
“1-Doğu Akdeniz’de yasadışı sondajların sürmesi halinde kısıtlama önlemleri,
2-Yasadışı araştırma faaliyetlerine katılan gemilerin kaydedilmesi (fişleme),
3-Sektörel yaptırımlar (satışlar, tedarikler, enerji alanında araştırma ile ilgili malzeme ihracatı, teknoloji ve ürün nakliyatı)
4-Mali hizmetler (bankacılık ve sanayi sektörü) –AB bankalarından Türkiye’ye kredi verilmesinin yasaklanması
5-AB ödeneklerinin azaltılması olanağı
6-Türkiye’nin Eylül ayına kadar uymaması halinde seyahat yasaklamasının incelenebilmesi
7-Türkiye’ye yönelik mevcut yaptırım statüsünde, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan denizlerindeki faaliyetlerine dair kayıtların (fişleme) daha da güçlendirilmesi”
Gazete Almanya, İtalya ve Malta Dışişleri bakanlarının, mülteciler meselesiyle ilgili çekince belirterek çekimser kaldığını kaydetti.
HRİSTODULİDİS VE DENDİAS MEMNUN
Haberde, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ve Yunan dengi Nikos Dendias’ın, Gymnich çalışmalarının tamamlanmasının ardından yaptıkları ilk açıklamalarda, aldıkları sonuçtan memnuniyet belirttiği kaydedildi.
Gazeteye göre Hristodulidis “gayrı resmî konsey kararları ‘çifte standart olmamalı’ ana argümanını büyük ölçüde yansıttığını, ana niteliğin de bu olması gerektiğini” söyledi. Dendias, Türkiye’nin “meydan okumalarına son vererek Yunanistan’ın bir anlaşmazlığı; Uluslararası Hukuk ve Deniz Hukuku referansı çerçevesinde MEB ve deniz bölgeleri anlaşmazlığı için görüşmeye dönmesine müsaade etmesi” dileğinde bulundu.
“GÜNEY KIBRIS İLE YUNANİSTAN”
Aynı gazete “Yunanistan-Kıbrıs MEB’leri Hemen Sınırlandırılsın… 158 Tanınmış Şahsiyet Daha İddialı Politika İçin İki Hükümete Başvuruyor” başlıklı haberinde ise, eski Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru, eski milletvekilleri Andreas Angelidis ve Nikos Kleanthus’un da aralarında bulunduğu eski büyükelçiler, akademisyenler ve Rum Tabipler Birliği başkanından oluşan 158 tanınmış şahsiyetin ortak talep belgesi imzaladığını yazdı.
Habere göre, Rum ve Yunan hükümetlerinden daha iddialı politika izlemelerini, yetkili Avrupa kurumsal organlarında veto haklarını kullanmakta tereddüt etmemelerini talep eden imza sahipleri “etkin bir ulusal stratejinin ana ayağı olarak yüksek caydırıcılık gücünde savunma” oluşturulmasını ve Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasında “acilen MEB sınırlandırması yapılmasını” da talep ediyor.
İmza atılan belgede “devletin egemenliği ve ulusal egemenliğin daralma tehlikesinin belirgin olduğu, Kıbrıs ve Yunanistan için bu kritik konjonktürde uyanıklık, teyakkuz, ulusal birlik ve Helenizm’in bütün canlı kuvvetlerinin seferber edilmesi ivedidir” ifadesine de yer verildi.
İYON DENİZİNDE KARA SULARININ 12 MİLE ÇIKARILMASI
Fileleftheros “Atina’daki Diplomatik Çevreler İyon Denizinde Kara Sularının Genişlemesi Konusunda: Egemenlik Bölgesi Büyüyor” başlıklı haberinde, Yunanistan’daki diplomatik çevrelerin Yunanistan’ın İyon denizinde kara sularını 6 milden 12 deniz miline genişletme kararı çerçevesindeki ilerleme prosedürüne dair izahlarını aktardı.
Habere göre söz konusu çevreler, yaptıkları “gayrı resmî” bilgilendirmede Yunanistan’ın İyon denizinde, Mora yarımadasına kadar İyon adalarının kara sularını 12 deniz miline genişletme kararını 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesine dayandırdığını ve bu kararıyla, uzun yıllar sonra ilk kez bu “egemenlik hakkını kullanmakta olduğunu” söylediler.
İyon denizindeki bu hamlenin kara suları ile kalmadığını, eşzamanlı olarak hava sahasının da aynı ölçüde genişlemesini içerdiğine işaret eden kaynaklar “bu genişleme Yunanistan’ın İtalya ile 9 Haziran 2020’de deniz bölgelerini sınırlandırma anlaşması imzalamasının sonrasında yer alıyor. Yunanistan, iyi komşuluk çerçevesinde İtalya ve Arnavutluk hükümetlerini zamanında bilgilendirdi” dediler.
“KOYLARI KAPATIP İÇ DENİZ YARATMA …”
Aynı kaynaklar, kara sularının Yunan meclisinde ilgili yasanın geçirilmesiyle genişletileceğini, öncesinde, “koyların kapatılması ve bölgeye göre düz hatların çizilmesi, Deniz Hukuku kurallarının uygulanması ile ilgili bir Cumhurbaşkanlığı emirnamesi yayınlanacağını anlattılar. Koyların kapatılmasının Deniz Hukuku’na göre, ülkenin toprağında uyguladığı egemenliğin muadilini uyguladığı ‘iç sular/denizler’ yaratacağını, yine Deniz Hukuku’nun öngördüğü gibi yabancı gemilerin karasularından ‘zarar görmeden geçiş’ sağlayacağını belirttiler.
İtalya’nın da Arnavutluk’un da Deniz Hukuku Sözleşmesine taraf ülkeler olduklarına işaret eden kaynaklar, her iki ülkenin de hâlihazırda kara sularını 12 mile çıkardığını, 168 ülkeden sadece üçünün henüz kara sularını 12 mile çıkarmadığını, ABD ve Türkiye gibi Sözleşmeye taraf olmayan ülkelerin de çeşitli bölgelerde bu genişletmeyi yaptıklarını kaydetti.
Politis Berlin’den çıkan kararı okurlarına manşetten “Dışişleri Bakanları Yunanistan-Kıbrıs’ı Destekliyor Ancak Yaptırımları Sonraya Bırakıyor… Tansiyon Düşsün, Diyalog, ve Bakarız… Merkel Yalnız Yunanistan İçin Konuştu, Kıbrıs İçin Sessizlik” başlığıyla aktardı.
Gazete bazı ülkelerin Türkiye’ye karşı tedbir alınması ihtimaline ikna edilmesinde, Türkiye-Yunanistan çatışmasının NATO’da ciddi sıkıntılar çıkarabileceği kaygısının önemli rol oynadığına işaret etti.