Aydın Akkurt değerlendirdi; UBP-DP hükümeti neden hedefte? …
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın teslimiyetçi tavırlarına ve emperyalist güçlerin baskılarına rağmen, UBP-DP hükümeti dayatılan çözüm şeklini kabul etmedi. Kıbrıs Türk halkının devletinden, egemenliğinden , özgürlüğünden ve siyasi eşitliğinden taviz vermedi. “Türkiye’nin garantörlüğü ile Kıbrıs’ta Türk askeri varlığı devam etmeli” dedi.
Tabii ki tüm bunlar Rum-yunan ikilisi ile emperyalist güçlerin dayattığı çözüm şekline karşıydı. Bu nedenle de UBP-DP hükümeti hedef haline getirildi.
CransMontana’da müzakere sürecinin Rum-Yunan ikilisin olumsuz tutumu nedeniyle çökmesinden sonra, UBP-DP hükümeti Türkiye ile birlikte yeni bir yol arayışına girdiğinde, UBP-DP hükümetine yönelik saldırılar daha da yoğunlaştı.
Peki neden?
Dayatılan çözüm şeklini kabul edecek olanları iktidara getirebilmek için. Çünkü onlara göre , Kıbrıs Türk halkının devletini, egemenliğini, siyasi eşitliğini ve Türkiye’nin garantörlüğünün devamını savunan UBP-DP hükümeti “çözüm karşıtı” oluyor.
Ve bu hükümeti yıkabilmek için her türlü yol ve yöntem kullanılırken, yalana ve iftiraya dayalı algı operasyonları da sürüyor. Belli bir merkezden yönetilen siyasi eylemler ile grevler de devam ediyor.
Bu arada ülkeyi kaosa sürüklemek için de her türlü provokatif eylem de gündemde.
Ve bu operasyonlar öylesine güçlü bir şekilde yürütülüyor ki, şaşırmamak elde değil. Sanki,annan Planı ile ilgili referandum günlerini yaşıyoruz.
Siyasi eylem ve grevlerin yanısıra iki toplumlu etkinliklerde de büyük bir artış var. Gazeteler ile TV’lerin ve haber sitelerinin büyük çoğunluğu da hükümete savaş açmış durumda. Verdikleri haberlerin tamamı da tek elden çıkmış gibi.
Hedefleri ise, bunlar üzerinden yürüttükleri algı operasyonları ile halkı, istedikleri yöne yönlendirmek.
Operasyonlar bunlarla da sınırlı değil.
“Türkiye karşıtlığı” ile “Kıbrıslı-Türkiyeli ayırımcılığını” yaratabilmek için de her türlü senaryo ve provokasyon kullanılıyor.
Ve, hep birlikte göreceğiz ki, önümüzdeki günlerde siyasi eylemler ile grevler, provokasyonlar ve algı operasyonları daha da yoğunlaşacak. Ülkede kaos ve gerginlik yaratabilmek için her yol denenecek.
Çünkü hedef belirlendi; UBP-DP hükümetini götürmek.
Ama bu o kadar kolay değil.
Halk, bu kez bu oyuna gelmeyecek. Ama yine de dikkatli olmakta yarar var.
TÜMÜ DE AYNI
Önümüzdeki Şubat ayında Rum tarafında başkanlık seçimi var. AKEL de NikosAnastasiadis’e karşı bağımsız aday Malas’ı destekliyor.
Peki neden?
Çünkü AKEL şle bizdeki yoldaşlarına göre; “Malas, Anastasiadis’e göre daha çok çözüm yanlısıymış. Bunu, bir zamanalar AKEL Genel Sekreteri DimitrisHristofyas için de söylüyorlardı.
Ama ne var ki; Hristofyas başkan seçilince gerçek düzü ortaya çıktı. Dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da “yoldaşım” dediği Hristofyas için şöyle demişti; “ne yapayım, gerçek yüzü şimdi ortaya çıktı.”
Malas içinse “başkan” olmasını bile beklemeye gerek yok. Önceki gün yaptığı açıklamada şunarı söyledi;
“Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkın kaldırılması, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılması ve Güzelyurt’un iade edilmesi için mücadele edeceğim.”
İşte bu.
Yani, Malas’ınAnastasiadis’ten, Lillikas’tan, Papadopulos’tan , Hrisostomos’dan bir farkı yok. Tümü de aynı.
Tümünün de hedefi; Girit gibi Kıbrıs’ı bir Elen adası, Kıbrıs Türk halkını da bu adada azınlık yapmak. Çünkü bu; Rum-Yunan ikilisinin değişmeyen milli hedefi.
Peki, bizim milli hedefimiz ne?
Bunu belirlemenin zamanı gelmiştir.
GÜNDEM
31 Ekim 2024SPOR
31 Ekim 2024GÜNDEM
31 Ekim 2024SPOR
31 Ekim 2024SPOR
31 Ekim 2024GÜNDEM
31 Ekim 2024GÜNDEM
31 Ekim 2024