Bir yanda Rum kendisi için belirlediği strateji içerisinde her Allah’ın günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye ‘den taleplerini temcit pilavı gibi önümüze getirip, bunları dünyaya duyururken, bizde her kesimden çelişkili ifadeler havalarda uçuşuyor.
Gazetelerin siyasetle ilgili kısımlarına bir bakar mısınız;
Anastasiadis “Garantiler kabul edilemez, kaldırılmalı” diye feryadı figan eylemekte. Türkiye’nin konuyu inceleyerek makul yola geleceği iddiasını sürdürürken. Alman büyükelçisi de Alman hükümeti “Anastasiadis’in Federal Kıbrıs Cumhuriyeti girişimleri desteklediğini ve takdirle karşıladığını ” ifade etmekte. .
Rum Sözcü Hristodulidis, Anastasiadis’in ardından sahne yaparak “Türk askeri Kıbrıs’tan gitmeli” tezini savunmakta.
Ağız birliği halinde; “Türkiye adadan gitmeli, Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs’tan çıkmalı,
garantiler kalkmalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti feshedilmeli” diyorlar.
Diğer taraftan Rum Dışişleri Bakanı “Önce Türk askeri denize dökülmeli diyor.”.
AKEL Genel Sekreteri ise “Güzelyurt hemen İade edilmeli” diyor.
Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkı 1964-1974 yılları arasında olduğu gibi Rum terörizminin insafına terk edilsin yolundaki taleplerini her gün dünya duyurarak yandaşlarını artırma ve Kıbrıs Türk halkı arasında ümitsizlik yaratma stratejisini kullanmakta.
AKEL’in ve Rum siyasilerin bütün bu stratejik davranışları ortada dururken; CTP, AKEL ile ortak çalışma kurulu oluşturarak, devletini yıkma ve Rum boyunduruğuna “Tek model Federal Kıbrıs” kandırmacası ile Kıbrıs Türk halkının karşısına çıkmakta.
Şimdi bu çıkışa kim ne diyecek, nasıl tepki koyacak göreceğiz.
CTP’nin bu davranışı Kıbrıs Türk halkından yana bir davranış değildir. Bu siyaseten, moral ve ekonomik açıdan Kıbrıs Türk halkını çökertmekten başka neye yarar?
Acaba, CTP Güney seçimleri sonrasında yeni bir girişim yaparak Kıbrıs Türk halkını Rum boyunduruğu altına sokma niyetini mi ortaya koymakta?
Diğer taraftan bir yetkiliden “Çözümsüzlük de dahi ilişkiler kurmak mümkün” gibisinde söylemler duymaktayız. Gerçekten bu yetkilinin ne demek istediğini anlamak çok zor.
Kıbrıs adasında gerçekte bir çözüm var. Kırk yıldır silahlar sustu.
Kıbrıs Türklerine uygulanan saldırılar durdu
Kıbrıs Türk halkına yapılan katliamlar durdu.
43 yıl önce uygulamaya konan soykırım, Türkiye’nin müdahalesi ile kırk yıldır uygulanmıyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerçeği ortada.
Sanki bunlar yokmuş, çözümsüzlük engel değil gibi safsatayı anlamak güç.
Bunları unutmayalım.
Adam gibi vatan , millet ve halk sevgisine dayalı , birlik ve beraberlik içinde, hukukun üstünlüğüne dayalı bir düzen ve üreten bir halk yaratalım, Liyakate dayanan çalışma sistemini oluşturarak devletimize ve vatanımıza sahip çıkalım.