Rum Yönetimi yoğun bir silahlanma faaliyetinin yanısıra, Rum gençleri ile kadınlarını da oluşturulan milis gücüne alıp silahlı eğitimden geçirirken, KKTC’de askerlik yapmamak için gündeme getirilen “Vicdani Ret” toplantılarında konuşulanlar ortaya çıktı
Uluslararası WRI örgütü tarafından, Lefkoşa’da BM’nin kontrolünde bulunan ara bölgedeki tesislerde düzenlenen “Akdeniz Vicdani Ret Buluşması” toplantısında, “Rumların Kuzey’den sürüldükleri, KKTC’nin şiddet tekeli ile oluşturulduğu, Kuzey’in işgal altında, Türk askerinin ise işgalci olduğu” ileri sürüldü
Toplantıda, Filistinli gençlerin İsrail’e karşı yürüttüğü direnişi kırmak için gündeme getirilen “Filistinli gençlere vicdanı ret hakkı tanınması” önerisi Filistinli gençler tarafından kabul edilmedi. Toplantıya katılan Filistinli gençler “İsrail’e karşı direnişimiz devam ediyor” derken, hazırlanan ortak deklerasyonu da imzalamadılar
BM’nin Lefkoşa’da kontrolünde bulunan ara bölgedeki tesislerde düzenlenen toplantıya katılan, Vicdani Ret Hareketi öncülerinden Ercan Jan Aktas, bu toplantıda yaşananları şöyle anlattı;
“Yıllardır işgal, sınır, tel örgüler, mayınlı alanlar, sahipleri bir şekilde sürülerek ellerinden alınıp ölüme terk edilmiş binalar, pasaport, kontrol ve bütün bunları elindeki şiddet tekeli ile oluşturan devletin kendisine dair çok şeyler yaşadık ve de okuduk. Ancak bütün bunları ve de daha fazlasını bir göz mesafesinde görmek ve deneyimlemek bambaşka bir şey. Dünyanın başka bir yerinde böyle bir şey var mı bilmiyorum. Ancak dört gün boyunca Lefka (Lefkoşa) da yaşadıklarım/yaşadıklarımızdan sonra yukarıda ifade ettiğim konulara dair o kadar somut şeyler edimdim ki, artık bütün bu konulara dair tek kelime dahi okumasam yaşamım süresinde konuşacağım şeyler edindim.
Akdeniz Vicdani Ret Buluşması için Filistin, İsrail, Mısır, Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan, Almanya ve İngiltere’den anti-militarist, savaş karşıtı vicdani retçiler olarak (*) 31 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında dört tarafı duvarlar/tel örgüler ile kapalı bir prefabrik yapı içinde işgal bölgesinde (Lefka/Lefkoşa) bir araya geldik. Türkiye’den doğru uzun yıllardır bütün coğrafyalarda yaşanan anti-militarist, savaş karşıtı hareket deneyimlerini izlemeye çalışır ve zaman zaman da çeşitli etkinlik ve de eylemlerde bulunurduk. Bunlar çoğu zaman İsrail, Filistin, Yunanistan ya da dünyanın başka bir yerinden bir vicdani retçinin, savaş karşıtı/anti-militaristin yaşadığı haksızlıklar karşısında dayanışma eylemleri şeklinde oldu.
Diğer bir şey de bütün eğitim hayatımız süresince Kıbrıs’a dair anlatıların bir şekilde devletin kurduğu şeyler olduğunu bilememe rağmen Kıbrıs’a dair gerçek şeyleri ne de az bildiğimi gördüm. Özellikle de Kıbrıs’tan arkadaşlardan dört gün buyunca duyduklarım ile gerçek bilgiye şimdi sahip olduğumu düşünüyorum.
1960-63 süreci, 1974 ve 1983 kafamda kalan yakın zamana dair tarihler. Bütün olanı biteni dinlemek, anlamaya çalışmak… Dört gün değil 14 günde bunun için yetmeyecek. Zira o zaman başka başka insan hikâyeleri akmaya başlayacak, ölüme terk edilen binalar, bu binalarda bir zamanlar kimlerin neler yaşadıkları ve sonu kapalı sokaklar… Bir sokağa girip ilerliyorsun ve sokağın sonunda bir tabela “askeri bölge/girmek yasak”. Birleşmiş Milletler, KKTC ya da Kıbrıs Rum Kesimi bayrakları. Hala kimi binalarda çatışmalardan kalan kum torbaları, duvarlarda mermi izleri…
Ve bizler; vicdani retçiler, savaş karşıtları, anti-militaristler işte böyle bir alanda bir araya geldik. Türkiye’den gidenler Kuzeydeki bir otelde konaklarken, başka ülkelerinden gelenler de Güneyde konakladılar.
Uyanıp kahvaltılarımızı yaptıktan sonra yürüyerek buluşma alanına geçiyorduk. En ilginç yaşadıklarımızın bir kısmı da bu süreçte oluyordu. Bizler (Türkiye’den gidenler) Türk polislerine kimlik/pasaport göstererek vizelerimizi alıyorduk (en kısa zamanda vize edinmek böyle bir şey olmalı), başka ülkelerden gelen arkadaşlarımız ise Rum polisinden benzer vizeler edinerek toplantı için “ara bölge”de (Birleşmiş Milletlerin denetiminde) ortak etkinlikler için yapılmış prefabrik yapılarda bir araya geliyorduk. Yanı başımızda onca emeklerle yapılan ve tarih/kimlik sahibi binalar tel örgüler ile boş kalmaya mecbur bırakılırken bizler kimliksiz mekânlarda bir araya geldik.
Tartışmalar ve de paylaşımlar oldukça iyi başladı. Hem buluşmayı organize eden Uluslararası Savaş Karşıtları (WRI), Connection e.v. ve Kıbrıs’tan aktivistlerin emekleri bu konuda belirleyici oldu.
İlk oturumda toplumsal cinsiyet konusunu konuşmak da buluşmanın bir başka iyi bir noktası oldu. Bu tartışmada bütün oturumlarda toplumsal cinsiyet konusunda bir kişinin gözlemci olması kararlaştırıldı. Her ne kadar başka oturumlarda buna pratik ihtiyaç duyulmamış olsa da böylesi bir karar oldukça iyiydi. Birinci gün başka başka ülkelerden gelen gruplar(**) kendi deneyimlerini paylaştılar.
İkinci gün ise anti-militarist/vicdani ret çalışmaları için küçük gruplar ile atölye çalışmaları yapıldı. Bir yandan farklı ülkelerden gelenler tanışıp deneyim aktarımlarında bulunurken diğer yandan da mücadele taktikleri üzerine tartışma ve de paylaşımlar oldu. İkinci günün yarısına kadar bu konularda paylaşımlar oldu. Artık çalışmanın sonuna geliniyordu. Yeni dönem için öneriler alındı. Buradan bir deklarasyonun çıkmasının iyi olacağı kararına varıldı. Diğer yandan önümüzdeki bir yıl içinde birlikte yapılabilecek çalışmalar için toplantı devam etti. Geliştirilen öneriler ile bir deklarasyon üzerinden çalışmaya başlandı.
Hayatımda birlikte yazılma teşebbüsü en zor metin oldu. Kelime kelime tartışmalar ile yol almaya çalıştık. Bir saat içinde biter dediğim metin, saatler ilerlemesine karşın tek satır yol almıyordu. Zira özellikle de şiddet, savaş, anti-militarist mücadele bağlamlarında ortak bir dile sahip olduğumuzu düşünürken tam tersi bir durum yaşanıyordu. Filistin ve İsrail’de gelen grupların yoğun tartışmaları ilk kilitlenmeye neden oldu. Daha sonra Filistin ve Mısır grupları benzer bir tartışma içine girdiler.
Bizler bir saatlik bir çalışma ile bitirebileceğimiz bir metni saatler gece yarısı olmasına rağmen bitiremedik. Zira Filistin’den gelen arkadaşlar “bizi anlamıyorsunuz” diyerek adeta “buradan bir şey çıkmaz” dediler.
Buluşmayı tel örgüler, duvarlar, “sınırlar” arasında yapmamıza karşın, buna dair ortak bir deklarasyon çıkarma çabası boşa çıktı. Bizler böylesi zorlu bir coğrafyada bir araya geldik. Yılladır sınırlara, şiddete, savaşlara karşı bir mücadele içindeyiz.”
(*) Filistin’de gelenler kendilerini savaşkarşıtı olarak ifade etmiyorlardı. Bunu da İsrail işgaline karşı kendilerinin de buna karşı bir savaş yürüttükleri biçiminde ifade ettiler.
(**) Buluşmaya katılan yapı/gruplar: Türkiye, Vicdani Ret Derneği, Mısır, No to Compulsory Militariy Service/Zorunlu Askerliğe Hayır, İsrail, New Profil/Yeni Profil, Druze Co Movement İsrael/Dürzi Vicdani Ret Grubu, Filistin, Jenin Cultural Center Palastina/Jenin Kültür Merkezi, Yunanistan, Amnesty International/Uluslar arası Af Örgütü, Almanya, Connection e.V., İngiltere, War Resisters International-WIR/Uluslarası Savaş Karşıtları, Cenevre, Intertanional Fellowship of Reconciliation-EBCO, Kıbrıs, Vicdani Retçiler/Savaşkarşıtı Aktivistler
GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024