DOLAR 32,5082 -0.1%
EURO 34,9414 0.26%
ALTIN 2.431,560,36
BITCOIN 2071912-3,22%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Av. Fuat VEZİROĞLU;   DR. KÜÇÜK – RAUF DENKTAŞ

Av. Fuat VEZİROĞLU; DR. KÜÇÜK – RAUF DENKTAŞ

ABONE OL
14 Ocak 2020 09:17
Av. Fuat VEZİROĞLU;   DR. KÜÇÜK – RAUF DENKTAŞ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dr. Küçük 1906, Rauf Denktaş 1924 doğumluydu, aralarında 18 yaş fark vardı. Her ikisi de farklı yıllarda, fakat Ocak ayı içinde çok yakın tarihlerde hayata veda ettiler. Yaş farkına ve aramızdan farklı zamanlarda ayrılmalarına rağmen onlar bizim ikiz kahramanlarımızdır.
Onlar Kıbrıs davasının ayrılmaz ikizleridir.
***
Dr. Küçük bir dava adamıydı. Bir insan hayatının dar çerçevesine sığamayacak kadar uzun süreceği aşikâr olan bu davanın kazanılması için belli hedef ve stratejilerin saptanması, o doğrultuda amansız bir mücadele verilmesi gerektiğini biliyordu, bunu yaptı.
Nitekim ulusal davanın ilk kıvılcımlarını önüne geçilmez bir yangına dönüştürerek Kıbrıs Türk halkının birliğini sağladı, bunun liderliğini üstlendi, ancak bunun yeterli olmadığının fârikiydi. Anavatanı, yani Türk milletini arkamıza almadıkça, ulusal davayı Türk milletine mal etmedikçe başarı ihtimali olmadığının da bilincindeydi.
Dr. Küçük bunu da yaptı, Türk medyasını ateşledi, Türk hükümetlerini ikna yolunda Girne’ye gider gibi Ankara’yı mesken tuttu, Anadolu’yu karış karış dolaştı, sonunda Kıbrıs davasını milletin davası haline getirdi, nitekim Dr. Küçük’ün bu davaya ilişkin amentüsü şuydu:
– Kıbrıs meselesi anavatansız halledilemez.
Kimileri bunu bir efsane veya kehanet zannediyordu.
Dr. Küçük o efsaneyi, o kehaneti gerçekleştirdi, hayata geçirdi.
O efsaneye, o kehanete uygun olarak anavatan 1974’de geldi ve dava kazanıldı.
Bunun temelinde yatan sır Dr. Küçük’ün ta 1950’lerde Kıbrıs davasını Türk milletinin milli davası haline getirmiş olmasıdır.
Bugün bu adada bir Kıbrıs Türk halkı varsa, hayattaysak, bayrağımızın altında hür yaşıyorsak, bir devletimiz varsa, sokaklardan alınıp kör kuyulara atılmıyorsak, toplu mezarlara doldurulmuyorsak, ENOSİS olmamışsa, Elenizmin sömürgesi haline getirilmemişsek bütün bunları işte o mücadeleye borçluyuz.
***
Denktaş hukuk tahsilini İngiltere’de tamamladıktan sonra 1947’de memlekete döndü, önce avukat, sonra savcı oldu. O günlerin mücadelesinde Dr. Küçük’ün arkasında görünmez bir güç vardı, o gücün adı Rauf Denktaş’tı. Biri önde, biri perde gerisinde davayı daha o günlerde birlikte götürmeye başladılar. Davanın vasıtalarından biri olan Halkın Sesi gazetesinin imzasız yazılarında Denktaş’ın gölgesi vardı.
Denktaş 1957’de resmi görevlerini bırakarak Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı sıfatıyla zaten içinde olduğu mücadeleye açık olarak girdi, deyim yerindeyse yer altından çıkıp yer üstüne geldi.
***
Artık ulusal mücadelenin ayrılmaz ikiz kahramanıydılar.
Bu mücadele sayesindedir ki Rum-Yunan ikilisi, emperyalizmi de arkasına almasına rağmen, 21 Aralık’ta bizi yıkamadı.
11 yıl boyunca insan aklının almadığı imkânsız koşullara rağmen bu mücadele sayesindedir ki Rum-Yunan ikilisi ve emperyalizm bizi teslim alamadı.
Bu mücadele ve bu ikili ulusal kahraman sayesindedir ki Mehmetçik 20 Temmuz’da Kıbrıs toprağına pençesini geçirmiş oldu.
Bütün bunlar Kıbrıs davasının 1950’lerde Türk milletine mal edilmesinin ve Dr. Küçük ile Rauf Denktaş adlı iki ulusal kahramanın Kıbrıs Türk halkını da yanlarına alarak verdikleri amansız bir kavganın neticesidir.
***
Dr. Küçük ve Denktaş’a Tanrı’dan rahmet dilerim, yerleri cennet olsun.
Adet olduğu için böyle diyorum, çünkü çoktan cennet olmuştur onların yeri.
Bu arada Sedat Simavi’yi anmak, ona rahmet dilemek isterim, çünkü Hürriyet’in kurucusu, sahibi ve başyazarı Sedat Simavi’nin de ulusal davanın Türk milletine mal edilmesinde paha biçilmez hizmetleri vardır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.