DOLAR 32,3474 -0.05%
EURO 34,7906 -0.03%
ALTIN 2.389,50-0,29
BITCOIN 19101300,87%
Lefkoşa
°

16:57

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

Av. Fuat VEZİROĞLU;   GAZ SAVAŞLARI (II)

Av. Fuat VEZİROĞLU; GAZ SAVAŞLARI (II)

ABONE OL
30 Ocak 2020 10:32
Av. Fuat VEZİROĞLU;   GAZ SAVAŞLARI (II)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıbrıs Rum devleti, Yunanistan ve İsrail East Med adlı bir antlaşma imzaladılar. Zahiri hedef denizden gaz çıkarmak, Yunanistan’a kadar uzayan bir boru hattı döşemek, buradan gaz sevkiyatı yaparak Avrupa’ya satmaktı. Gerçek amaç ise Türkiye’yi ekonomik ablûkaya alarak Doğu Akdeniz’deki deniz zenginliklerinden uzak tutmaktı.
***
Rum medyasında bile bu projenin pratik ve rantabl olmadığını ısrarla vurgulayan, ayrıca bir sıcak çatışma olasılığı açısından bunun tehlikelerine işaret eden yazarlar vardır. Bunlardan biri de EOKA hakkında şimdiye kadar gerçeğe en yakın kitabı yazmış olan Makarios Druşotis’tir. Bu yazar Sunday Mail gazetesinde yer alan bir yazısında özetle aşağıdaki hususlara dikkat çekmektedir:
1) İnsanlar sokakta beni durdurmakta ve endişe içinde bir savaşa gitmekte olup olmadığımızı sormaktadırlar. Dışişleri Bakanımız Nikos Hristodulidis’e göre Türkiye bu krizi tırmandırmaktadır, çünkü Kıbrıs meselesinin çözüm temelini değiştirmek istemektedir. Türkiye nihayetinde zor bir ülkedir. Bununla nasıl başa çıkılabileceğini öğrenmek için de Türkiye’nin gütmekte olduğu politikaya aşina olmak ve bunu iyi değerlendirmek gerekir. Ancak sergilediği tavırdan Dışişleri Bakanımızın mevcut tehlikelerden bihaber olduğu anlaşılmaktadır.
2) Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki son eylemleri açıkça ilân edilmiş bir pozisyona dayanmaktadır. Bu pozisyon ise kendisini deniz kaynaklarından uzak tutmak üzere Türk aleyhtarı bir ittifakın varlığına inanmasından kaynaklanmaktadır.
3) Bazı belli kişiler bundan (Türkiye’nin bir tür muhasara altında tutulmasından) ve bizi koruma altına alacak güçlü bir ittifakın şekillenmesinden memnuniyet duymaktadırlar. 1964 krizi ile 1974 “işgalinin” (!) işte böyle bir muhasara sonucu olduğunu bu kişilere hatırlatmak isterim.
4) Düşmanları tarafından sarılma endişesi 1950’lerden beri Türk politikasının köşe taşı olmuştur. Türkiye Kıbrıs’ı her zaman kendi güvenliği ile bağlantılı görmüştür. Türkiye’nin bu endişesi bize göre haksız veya abartılı olabilir, ancak mevcut tehlikeyi ve bunu nasıl nötralize edebileceğimiz açısından bunu iyi değerlendirmek gerekmektedir.
5) Türkiye 1974’de, darbenin (Makarios’a karşı yapılan darbe) ENOSİS’i hızlandıracağı ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’e kadar uzanacağı mazeretine dayanarak Kıbrıs’ı “işgâl” (!) etmiştir. Eğer biz bugün aradan 50 yıl geçtikten sonra varlığımızı güven ve refah içinde sürdürmek istersek tarihten ders almalı, ayrıca coğrafi gerçeklerle bağdaşmayı öğrenmeliyiz. Ne Türkiye’yi haritadaki yerinden oynatmak mümkündür ne de Kıbrıs’ı.
6) 1974’den beri işbirliği dışındaki bütün seçenekleri denedik. Uzun vadeli mücadele dedik, Birleşmiş Milletlere başvurular yaptık, birleşik savunma dogmaları ortaya koyduk, S300 füzeleri almaya kalktık, Rusya, İsrail ve Amerika ile anlaşmalar yaptık ki bütün bunlardan maksat Türkiye aleyhtarı bir mihver yaratmaktı. Bunların hiçbirinden netice alamadık.
7) “Türkiye Kıbrıs’ta çözüm istemiyor” şeklindeki bir hikâyenin tavrı içindeyiz. Hiç kimse yarar sağlamayan bir şeyi istemez. Oysa Türkiye Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirmek ve enerji kaynaklarına ulaşmayı kolaylaştırmak için Kıbrıs’ta çözüm taraftarıdır. Türkiye’nin hiçbir önceliği bizim önceliklerimizle çatışma halinde değildir. Tam tersine, tarih içinde ilk defa olmak üzere Türkiye ile pazarlık yapacak bir kulp elde etmiş durumdayız. Bu fırsatları kullanmak yerine onları heba ettik.
8) Montana’daki görüşmelerin kritik bir noktaya gelmesinden hemen önceki günlerde (2017 Temmuz ayı), o zamanki “hükümet sözcüsü” Nikos Hristodulidis medyaya zehir saçan gerçek dışı haberler iletmekteydi. Bu arada Anastasiadis ise, Kıbrıs Rum’larının Kıbrıs Türk’leri ile hiçbir şeyi paylaşmak istemediklerini anlatmak ve daha başka çözüm şekilleri aramak gerektiğini söylemek üzere Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir görüşme yapabilmenin peşindeydi.
***
Makarios Druşotis’in bu ilginç yazısını yarın da özetlemeye devam edeceğim. Sonra da bunun irdelenmesine geçeriz.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.