İHA nedir, İnsansız Hava Aracı.
Savaş aracı mı, hayır.
Silâh taşıyor mu, hayır.
Niçin geldi Geçitkale’ye, deniz yataklarındaki gaz ve petrol zenginliklerinin keşfinde kullanılacak. Bu gerçeğe rağmen Rum-Yunan ikilisinin ve emperyalizmin acentaları akıllarınca kıyameti kopardılar, Türk’ün İHA’sı bile gelmesin istiyorlar bu Türk topraklarına.
***
Anastas güneyi silâh deposuna dönüştürdü, GIK demiyorlar.
Mari’de Türk’e karşı kullanılmak ve emperyalizmin emrine verilmek üzere deniz üssü kuruyorlar, içimizdeki Elen yandaşları dut yemiş bülbül.
Türk milletinin ve parçası olduğu Kıbrıs Türk’ünün deniz zenginliklerindeki haklarını gasbetmek üzere Akıncı’nın arkadaşı Anastas geçen gün Yunanistan ve Yahudi ile “East Med” adında bir paçavraya imza atmış bulunuyor, Anastas’ın içimizdeki borazanları buna karşı üç maymuncuğu oynamakta, görmediler, duymadılar, bilmezler.
***
Kimilerine göre Anastas silâhlanmakta haklıdır, çünkü savunmadadır, biz silâhlanırsak haksız oluyoruz, çünkü biz saldırıdayız, saldırganız.
Elhak doğrudur (!).
Meselâ 21 Aralık’ta zavallı Elen kardeşlerimiz (!) hiç beklenmedik bir saldırıya uğradılar, kendilerini savunmak zorunda kaldılar.
Bu hain (!) saldırı Denktaş’ın bizzat kaleme aldığı Akritas Plânı’na dayanmaktaydı. Türk çapulcular (!) Elen köylerini, kasabalarını basaraktan toplu katliam yaptılar.
Bir yerden bir yere giden zavallı Elen’leri yollardan toplayıp kurşunladılar, cesetlerini kör kuyulara attılar.
***
Diyorlar ki meselâ Muratağa ve Sandallar katliamını EOKA’nın Allah adamı, mâsum hürriyet savaşçıları gerçekleştirmiş.
Vallahi de yalan, billâhi de yalan.
O menfur katliamları bir melek kadar mâsum EOKA mücahitleri değil, aslında biz TMT’ciler yapmıştık, o katillerin başında da ben vardım.
Buldozerleri oraya bizim Mehmetçik’ten ben getirmiştim, toplu mezarları bizzat kazdırdım, kadın-erkek, çoluk-çocuk, yaşlı-genç tanımadan makineli tüfeğimle onları ben taradım, “en iyi Türk ölü Türk’tür” ilkesine uygun olarak hepsinin üzerine toprak yığdım.
***
Derler ki “Başpapaz Makarios’a karşı 15 Temmuz darbesini Yunan cuntası icra etmiştir”.
Amacı da buraları Yunanistan’a ENOSİS yapmakmış.
Bu da yalan, hem de kuyruklu yalan.
Şimdi ben şimdiye kadar gizli kalmış bir tarihi gerçeği açıklamak istiyorum.
O malûm darbeyi aslında hürriyet ve demokrasi kahramanı Yunan cuntası değil, Dr. Küçük cuntasıyla işbirliği halinde Denktaş cuntası tezgâhlamıştır.
Amaçları da zavallı Rum kardeşlerimizi kılıçtan geçirdikten sonra bu Kıbrıs ceziresini Anadolu ceziresine ENOSİS yapmaktı.
***
Doğrudur, 21 Aralık 1963’den beri zavallı Rum kardeşlerimiz hep savunmada, biz hep saldırıdayız, meselâ o günlerde benim belimde 1935 yapımı Tokarof marka bir Rus tabancası vardı. O tabancayla 24 saat içinde 10 bin Elen kardeşimizi kurşuna dizdim, toprağa gömülmek hakları olmadığından kadavralarını da köpekbalıklarına yem olmak üzere denize fırlattım.
***
Yaaa, işte böyle.
Onlar hep savunmada, biz saldırıdayız.
Onlar mâsumdur, biz saldırgan.
Zavallı Rumlar.
GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.