ABD’nin Yunanistan elçisi Geoffrey Pyatt, Türkiye’nin Akdeniz’deki 1792 km. kıyısını görmüyor, Yunan adalarının MEB’e sahip olduğunu açıklıyor, güvenliği de garanti ediyor.
Bilginiz olsun;
Adalar, karasuları kadar münhasır ekonomik bölgeye sahiptir. Adalar, anakaralarla bir değildir.
Uluslararası deniz hukukunun zırhlı bir kuralı, “adaların karasularına sahip olabileceği, ancak kıta sahanlığına sahip olamayacağıdır.”
Adı üstünde; Kıta Sahanlığı. Adalar anakara/kıta değil. Bu kuralı doğrulayan birçok yasal karar vardır.
Ege gibi yarı kapalı ve özel koşullar taşıyan denizlerde adaların sadece karasuları hakkı var KS/MEB hakkı yoktur. Girit, Rodos, Kaşot ve Meis adaları Malta gibi bağımsız ve müstakil ada devleti olmadığından KS/MEB hakkı yoktur.
Uluslararası deniz hukukuna göre “coğrafyanın üstünlüğü” prensibi vardır; Uluslararası hukuka göre “coğrafyanın üstünlüğü”, “Oransallık Prensip”, “Ana karanın önünü Kapatmama Prensibi” sınırlandırmada çok önemlidir.
Girit, Rodos ve Meis başta olmak üzere Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunan tezlerini çürüten bir sürü Uluslararası Adalet Divanı kararı var.
Elçi saçmalamış. Elçi Yunanlıların duymak istediğini söyleyip her zamanki Amerikan oyununu oynuyor.
Dipnot: UAD kararlarına göre yanlış taraftaki/ters taraftaki adalar, ait olduğu devlete değil de diğer bir devletin anakarasına yakın olan adalardır. Bu yönüyle bu tip adaların iki devlet arasındaki sınır çizgisi üzerinde bozucu etkisinin olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle yanlış taraftaki/ters taraftaki adalara sınırlandırmada ya sınırlı etki tanınmakta ya da hiç etki tanınmamaktadır. Yanlış taraftaki adalara sınırlı da olsa etki tanınabilmesi için ekonomik ve sosyal yaşam koşulu da şarttır.