DOLAR 32,5964 0.37%
EURO 34,8538 0.33%
ALTIN 2.496,570,50
BITCOIN 21292495,37%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cemal ASLAN;   Türkiye’nin İkili Libya Hedefleri

Cemal ASLAN; Türkiye’nin İkili Libya Hedefleri

ABONE OL
17 Ocak 2020 10:05
Cemal ASLAN;   Türkiye’nin İkili Libya Hedefleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’yi Libya’nın Trablus kentinde kurulu Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) Tobruk merkezli General Halife Hafter güçlerine karşı koruma amacıyla askeri destek vermeye götüren süreç, 27 Kasım’da iki taraf arasında savunma ve güvenlik işbirliği ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması muhtıralarının imzalanması ile başladı.
Türkiye, Libya ile varılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasıyla ABD desteğiyle Yunanistan-Güney Kıbrıs-Mısır ve İsrail tarafından geliştirilen Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu oluşumuna yanıt verirken, bölgedeki hidrokarbon paylaşım mücadelesinde önemli bir adım atmış oldu.
Ancak Türkiye açısından bu kazanımın korunması, Başbakan Mustafa Fayez al-Sarraj liderliğindeki UMH’nin varlığını sürdürmesine; yani, arkasına Rusya, Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi önemli güçleri alan Hafter’e karşı Trablus’u savunmasına bağlı.
Hafter, son dönemde giderek artan askeri destek sayesinde Trablus hükümetine yeni ve kapsamlı bir operasyon daha başlattı.
Moskova’nın Ankara ile bir Libya barış anlaşması arayışındaki işbirliği, Rusya’nın Türkiye’nin tartışmalı Doğu Akdeniz deniz sınırı iddialarını kabul ettiği anlamına geliyor. Moskova’nın katılımı Putin’in Türkiye’nin Libya ile deniz anlaşmasını kabul ettiği açık bir işaret.
Türkiye’nin Libya’daki başarısı Rusya ile anlaşmasına bağlı
Libya ihtilafında muhalif tarafların daha önceki destekçileri olan Rusya ve Türkiye, ülkede ortaklaşa barışı sağlayabilmeleri halinde her ikisinin de orada kalıcı bir hisse sağlanacağına açıkça karar verdiler. Bu, mücadeleyi kalıcı olarak denemeye çalışan ve sona erdiremeyen Libya, İtalya ve Fransa ile en yakın ilişkili Avrupa güçlerine bir darbe olacaktır.
Her iki ülke de genişlemek istedikleri Libya ile güçlü enerji bağlantılarına sahiptir. Şimdi Rus ve Türk firmalarının Libya’nın petrol ve doğal gaz rezervlerini göz önüne alma olasılığı var. Rusya geçmişte Türkiye ile enerji arama ve geliştirme konusunda birlikte çalışmakla ilgilendiğini söylemişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre, Libya’da barışı sürdürmek için Rusya ile olan bağlantının bir başka büyük temettüsü daha var. Moskova’nın girişimde yer alması, Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Türkiye’nin Libya ile yaptığı deniz anlaşmasını kabul ettiği açık bir işaret. Bu, kuzeyde Türkiye kıyısından güneyde Libya’ya kadar Doğu Akdeniz’in iki bitişik bloğunu oluşturur ve ikisi arasında ortak bir deniz sınırı vardır. Türkiye’nin iddia ettiği kuzey kısım, bazı Yunan adalarını ve Kıbrıs’ın ekonomik bölgesinin (MEB) bazı kısımlarını kapsamaktadır.
Erdoğan-Putin’in Libya politikasıyla ilgili mevcut anlaşmasının geçerli olduğunu varsayarsak, Türkiye lideri Erdoğan mevcut ikili hedefleri hakkında tekrar düşünmek için baskı hissetmeyecek(Libya’da bir yer edinme ve Moskova’nın harekete destek vermesi için).Türkiye’nin hareketi Doğu Akdeniz gaz üreticileri ile potansiyel üreticiler arasında uyum sağlama çabalarını büyük ölçüde karmaşıklaştırmaktadır. Daha da önemlisi, bölgeden Avrupa’ya gaz ihraç etmek için planlı bir boru hattı (2025 yılında tamamlanması planlanan 8 milyar dolara mal olan) için zaten iddialı görünen planları daha da karmaşık hale getirebilir.
Ocak ayı başında Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail liderleri bu plana kendilerini adadılar. Her üç devlet de Mısır, Avrupa Birliği ve ABD ile birlikte Türkiye-Libya denizcilik anlaşmasını yasadışı olarak reddetmiş olsa da Erdoğan, Rusya’yı kendi tarafında tutarak kendini güçlendirilmiş hissedecek. Erdoğan, Anlaşmanın Libya ile olan uluslararası eleştirilerini bir kenara bırakarak, “Kıbrıslı Rumlar, Mısır, Yunanistan ve İsrail Türkiye’nin rızası olmadan doğal gaz iletim hattı kuramaz” dedi.Bazı analistler, Erdoğan’ın Doğu Akdeniz deniz sınırı iddialarının özellikle boru hattı planını engellemeye çalışmak için tasarlandığına inanıyorlar. Ancak Türk hükümeti, ülkenin Trablus hükümeti ile yapılan deniz anlaşmasına ve Türk birliklerinin Libya’da kurulmasına izin veren anlaşmayı haklı göstermek için başka nedenler ortaya koydu.
Terörle mücadele gerekçesi
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de attığı adımlar ve Libya’da yaşanan sorunlar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının paylaşımı konusunda attığı adımlarla Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Türkiye’yi saf dışı bırakmayı amaçlayan yayılmacı siyasetini engelledi. Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmalarla kendisini Ege ve Akdeniz’de köşeye sıkıştırmak isteyen aktörlere karşı bir hamle yaptı. Libya’daki meşru hükümeti yıkmaya çalışan Hafter’e uluslararası kamuoyunun bir tepki göstermediği, tam tersi bir tutum izlenerek bazı küresel aktörler tarafından Hafter’in desteklendiği, Trablusgarp’ın düşmesi durumunda Libya’da büyük bir insani krizin ortaya çıkabilecek. Türkiye Libya’da terör ortamını sonlandırıp istikrarı sağlamaya çalışıyor.
Libya Türkiye’nin deniz komşularından biri, yani ülkede istikrarsızlık, terörizm, kitlesel göç ve insan kaçakçılığı Türkiye ile doğrudan bağlantılı. Ulusal güvenlik tanımını sadece kara sınırlarımızdaki teröristlerle sınırlamak, çağdaş ulusal güvenlik anlayışıyla senkronize değildir.
Kıbrıs bölünmüş ve Türkiye Doğu Akdeniz enerji kulübünün dışında kaldığı sürece Ankara, Kıbrıslıların ve diğerlerinin Avrupa’ya boru hattı ile gaz ihraç etmelerini durdurmak için ne gerekiyorsa yapacak. Erdoğan’ın bunu yapması gerekip gerekmediği, Doğu Akdeniz’in derin sularında gaz üretmenin yüksek maliyeti boru hattını halihazırda depresyonda olan Avrupa ve küresel gaz fiyat ortamında yine de bir başlangıç yapamayacağı başka bir hikaye.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.