CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “ CTP’ye 5 yıllığına tek başına iktidar yetkisi verilmesini ve bu sürede sosyal ve ekonomik düzeni değiştireceğini” söylüyor.
Peki ya, öyle mi?
Bu halk bir dönem CTP’ye bu yetkiyi vermişti. Hükümet, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı CTP’nin elindeydi. Önlerinde de hiçbir engel yoktu.
O dönemi tarımdan sanayiye, eğitimden turizme, hayvancılıktan narenciyeye ve tüm sektörlerde tam bir yıkım yaratmışlardı. O dönemden bu yana da hala daha bu yıkımın yükünü çekiyoruz. CTP’nın yıkıp, döktüklerini düzeltmek de kolay olmuyor.
Daha, neler olmuştu neler?
Tarım sektörü sekteye uğramış , narenciye ihracatı alt üst olmuş, “kamyonlar kaybıldu” iddiaları ile gönderilen ürünler geri gelmemişti. Üretici ödenmeyince de Türkiye devreye girmişti. İşletmelerde o güne kadar görülmemiş bir uygulama ile gece vardiyaları ikiye çıkarılarak, üç vardiyalı çlışma düzeni ile CTP militanlarının para kazanması amacıyla yeni bir uygulama başlatılmıştı. CTP ilçe başkanlıkları da bunun taşeronluğunu yapıyordu.
Gece paketlenen ürünler, gündüz kurulan özel vardiyalar tarafından yeniden bozulup paketleniyordu. Sonuçta üreticiye ödenecek para kalmamıştı.
Eğitim milli olmaktan çıkarılarak “Kıbrıslık bilinci” yaratmaya yönelik bir hale getirilmiş, tüm ulusal değerlerimiz okul kitaplarından atılmıştı. Bu dönemde Türk çocuklarının da Rum okullarına gönderilmesi büyük bir yoğunluk kazanmıştı.
Sağlık sektörü de yerle bir edilirken, ülke bütçesinin kaldıramayacağı harcamalar gündeme gelmiş, yandaşlara ihale adı altında büyük paralar ödenmişti. Sonuçta sağlık sektörü de büyük yara almıştı.
CTP hükümete gelir gelmez, resmi hizmet araçları tasarruf edileceği iddiasıyla satılığa çıkarılmış, bu araçlar yok pahasına satılmış, daha sonra da çok pahalıya yeni araçlar alınmıştı. CTP’li bakanlara da en lüks ve çok pahalı makam araçları alınmıştı.
Böylelikle ülkede “Lale Devri” başlamıştı.
İşte geçmişte iktidara gelen CTP’nin yaptıklarının kısa özeti budur ve halk yapılanları unutmamıştır.
****
Bu arada CTP’nin seçimlere ve sonrasında da hükümet oluşumuna yönelik olarak TDP’nin ruhani lideri Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüşmeler yaptığı iddia edilmektedir. Yine aynı iddialara göre bu görüşmelere TDP ile Halkın Partisi de katılmakta ve hükümetin nasıl oluşması gerekti konuşulmaktadır.
Amaç ise, “birleşik Kıbrıs’ı” savunan partileri bir araya getirmek ve hükümet kurmaktır. Bu hükümet de müzakerelere kaldığı yerden devam edecektir. Bu şekilde de Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı tartışmaya açılacak, egemenliğimiz ve özgürlüğümüz tehlikeye girecektir. Sonuçta da “birleşik Kıbrıs” sevdası uğruna halkımız Rum’un azınlığı haline getirilecektir. Bunun adına da “çözüm” denilecektir.
Ama ne var ki halkımız bu oyunun farkındadır ve bu oyunu 7 Ocak’ta sandıklarda bozacaktır.
Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın.
GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.