DOLAR 32,5659 0.06%
EURO 34,9800 0.32%
ALTIN 2.418,69-0,17
BITCOIN 2096862-3,39%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Kavboy Trump’ın gizli gerekçesi

ABONE OL
08 Aralık 2017 00:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dünya kavboyu Donald Trump ateşe benzin dökerek Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış, bir başka anlatımla tımarhanenin kapısını açmış bulunuyor. Dünyamızdaki terör faaliyetlerinin belki tamamı, belki büyük kısmı Filistin kaynaklıdır, Filistin halkının maruz bulunduğu mezalimdir. Filistin sorunu çözülmedikçe dünya yüzündeki terörün son bulmayacağını yalnız Mısır’daki Sağır Sultan değil, New York’taki sarı saçlı Teksas kavboyu Trump da bilmektedir. Kudüs kararıyla Amerika lehine dünya çapında bir nefret kampanyasının yeniden oluşacağı ve bir zamanların “Çirkin Amerikalı”nın bir kez daha hortlayacağı da kimsenin meçhulü değildir. Kısa kesmek gerekirse Kudüs kararı bir aklın ve mantığın değil, bir çılgınlığın ürünüdür. Buna rağmen Trump neden böylesi bir yola koyulmuştur, gerekçesi nedir? Bir gerekçe vardır, fakat hiç kimse şu anda bunu dillendirmiyor ya da kimsenin kafasına gelmiyor.

                                                           ***

Trump bu kararı Yahudi milletini çok sevdiğinden almış değildir, zaten adamda insan sevgisi diye bir duygu namevcuttur. Trump şahsen zorda olduğu, çok yakın bir tehlikeye maruz bulunduğu için ve paçayı kurtarma umuduyla bu Kudüs macerasına girmiştir. Yani Tarzan zordadır, tumba gitmesi mümkündür, bundan kaçınmanın yollarını aramaktadır.

Amerika’da geçen yıl yapılan başkanlık seçiminde Trump ve ekibi Hillary Clinton’a karşı Rus kozunu kullanmış, gizlice Rus ajanları, Rus diplomatlarıyla ilişkiye girmiş, çok alengirli bir kumpas tezgâhlamıştır. Bu çerçevede Rus ajanlar Hillary Clinton’un gizli e-maillerini ele geçirip açıkladılar, Trump’un seçim kampanyasının hizmetine sundular. Hillary Clinton bundan dolayı fena halde yıprandı ve bu da seçim sonucunu etkiledi. O kadarla da kalmadı Hillary Clinton seçim kaybetmenin yanısıra neredeye mahkemeye verilip yargılanmaktan da kılpayı kurtuldu.

Rusya ile girilen bu işbirliği Trump’un bilgisi ve talimatı dahilinde cereyan etti. Bu işte başrol oynayanlar bizzat Trump’un oğlu ve damadı idi. Amerikan Senatosu bu konuda soruşturma başlatmıştır, Senato’nun ilgili komitesi bir mahkeme gibidir, ilgili kişileri çağırmakta, sorguya çekmektedir. Bu doğrultuda Trump’un birkaç danışmanı yargılanıp mahkûm olmuştur, çünkü söz konusu işbirliği Amerikan yasalarına göre ciddi bir suç teşkil etmektedir. Devam eden soruşturma şu anda bizzat Trump’a doğru bir istikâmet izlemektedir. İşin sonunda esas suçlunun Trump olduğunun ortaya çıkması zayıf bir ihtimal değildir. Böyle bir halde Amerikan Kongresi’nin Trump’a karşı “impeachment” işlemine geçmesi mümkündür.

Böyle bir halde ise Trump’un başkanlık görevinden azledilmesi, sonra da işlediği suçtan dolayı yargılanarak hapse tıkılması mümkündür. Amerikan tarihinde bunun örneği vardır, Watergate skandalı nedeniyle Başkan Nixon aleyhine bu tür işlem başlatıldığında Nixon yargılanmaktansa istifayı tercih etmiş, onun istifasıyla Başkan olan Başkan Yardımcısı Gerald Ford ise Nixon için af çıkararak yargılanmasını önlemiştir.

                                                           ***

Donald Trump işte başının üstünde dolanan bu belâyı savma içgüdüsüyle Kudüs kararını almıştır. Diyeceksiniz ki ne âlâkası var, ben de diyorum ki çok âlâkası var. Amerika’da etkin bir Yahudi nüfusu, bütün Amerikan kurumlarında da güçlü bir Yahudi etkisi var. Dünyanın en etkin ve güçlü propaganda ve beyin yıkama makinesi Amerika’daki Yahudi lobisidir.

İşte Trump bu Yahudi gücünü yanında tutmak suretiyle gün gele bir “impeachment” işleminden kurtulmak için Kudüs kararını almıştır. İnanıyor ki Yahudi’yi arkasına alırsa bu badireden rahatça kurtulacaktır.

                                                           *** 

Trump’un hayatına kasdımız yok, ama isterseniz bu yazıyı bir Temel fıkrasıyla bitirelim.

Birkaç kişi oturmuş dünyanın en güvenli taşıt aracı hangisidir diye tartışıyormuş, birisi demiş ki “en güvenli araç uçaktır”, başka biri demiş ki “tam tersine en güvensiz araç uçaktır, çünkü uçak düşerse hiç kurtulan olmaz, hepsi ölür”.

            Temel bu ikinci görüşe, yani uçak düşerse kimsenin kurtulmadığı fikrine itiraz etmiş, nedeni sorulduğunda ise Temel şöyle demiş:

– Ben uçak düşerse hiç kimsenin kurtulmadığına inanmıyorum, meselâ Trump’ın uçağı düşerse bütün dünya kurtulur.    

                                  

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.