CTP, BKP ve teferruat partileri sürekli olarak Rum siyasi partileri ile bir araya geliyor, görüşmeler yapılıyor.
Peki bu bir araya gelmeler, görüşmeler niye?
Tabii ki, Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist güçlerin dayatmaya çalıştığı müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlamasını sağlamak için.
Bu arada 7 Ocak’ta yapılacak olan seçime yönelik girişimler de var.
Bu görüşmelerde seçimin de konuşulduğundan şüphe yok.
Çünkü önümüzdeki seçimin Kıbrıs konusu ile çok yakın alakası var. KKTC’de emperaylist güölerin dayattığı çözüm şeklini kabul edecek bir hükümet oluşturmaya çalışıyorlar.
Hedefleri ise Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını kabul edecek bir hükümet oluşturmak.
****
Bu arada Kıbrıs Türk halkına yönelik çok ağır hakaretlerde devam ediyor. Rum Ortodoks Kilisesi’’in Başpiskoposu Hrisostomos, “Kıbrıs Türk halkının İslamlaştırılmış Hristiyanlar olduğunu” söyleyebilecek kadar ileri gitti. Böylesine bir hakaret soysuzluk ve ahlaksızlıktan başka bir şey değil.
Kıbrıs’ın fethinden sonra, Kıbrıs’a yerleştirilen halkımızın kökeni, soyu ve geldiği yer bellidir. Geldiğimiz yer Anadolu, soyumuz ise Türk’tür.
Peki, bu kadar büyük ve çirkin bir hakarete karşı işbirlikçiler ne yapıyor? Ne yaptıkları belli. Rum ile bir araya gelerek, Rum’un her türlü hakaretine ve ahlaksızlığına destek veriyorlar. Çünkü bunlar kendilerini Türk değil “Kıbrıslı” olarak görüyorlar.
Hrisostomos’un yanısıra Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de, Kıbrıs Türk halkına yönelik hakaretlerini sürdürüyor. Söyledikleri ise şöyle;
“Kıbrıs Türkleri azınlıktır, bizim eşitimiz değildir, azınlıklara dönüşümlü başkanlık ve devlet yönetiminde söz hakkı verilemez.”
Bu kadar hakarete rağmen işbirlikçi takımı hala daha Rum’un peşine takılıp “hemen çözüm” diyebiliyor. “Devlet ve egemenlik uğrunda ölünecek Leyla değil” diyerek, Kıbrıs Türk halkını Rum’un azınlığı yapmak için uğraşıyor. KKTC’yi yıkmak ve halkımızı teslim almak için her türlü beşinci kol faaliyeti yürütülüyor.
Bize düşen görev ise bütün bu saldırılara karşı koyup, devletimize ve egemenliğimize sahip çıkmaktır. Müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlamasına karşı çıkıp, müzakerelere son vermek ve KKTC’nin tanınması için yola çıkmaktır.
Bundan başka da çıkış yolumuz yoktur.
Ya, müzakere masasına dönüp Rum’un esiri olacağız, ya da kendi yolumuzda yürüyeceğiz.
GÜNDEM
18 Ocak 2025SPOR
18 Ocak 2025GÜNDEM
18 Ocak 2025SPOR
18 Ocak 2025SPOR
18 Ocak 2025GÜNDEM
18 Ocak 2025GÜNDEM
18 Ocak 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.